Hafta sonu etkinlikleri kaçmaz
Hafta sonu iki önemli konferans var.
Gerek konuları gerekse panel katılımcıları açısından önemli gördüğüm bu iki etkinliği takip etmenizi öneririm.
18 Nisan Cumartesi günü saat 15.00 de Halkların Demokratik Partisi Çanakkale İl örgütü tarafından düzenlenecek “Bu topraklarda 100 yıl önce ne oldu?” başlıklı konferans tarihten öğrenip bugün için yaşama yön verecek barış olgusu açısından 100 yıllık gelişmeleri analiz ederek günümüze ait sorumlulukların belirlenmesi açısından faydalı bir konferans olacak.
Yine Pazar günü saat 16.30 da gerçekleştirilecek katılımcılarının ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ve CHP Milletvekili Gökhan Günaydın’ın olduğu “Günümüzdeki siyasal gelişmeler ve iç güvenlik yasası” konulu konferans aslında birbirini tamamlayacak iki etkinliktir.
Her iki etkinlikte, Türkan Saylan Sosyal Tesisleri Belediye Nikah Salonunda gerçekleştirilecek.
Moderatörlüğünü Gazeteci Nuray Sancar’ın yapacağı 18 Nisan Cumartesi günü sat 15.00 de Halkların Demokratik Partisi Çanakkale İl örgütü tarafından düzenlenecek “Bu topraklarda 100 yıl önce ne oldu?” başlıklı konferansa; Yazar- Tarihçi Ayşe Hür, Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ohannes Kılıçdağı ve Yazar- Tarihçi Nevzat Onaran konuşmacı olarak katılacak.
1 paylaşım savaşıyla başlayan bu topraklardan eksik olmayan savaş ve çatışmalar ile geçen bir yüzyılın halkların özlemi olan barışa yolculuğunu doğru bir zeminde oluşturabilmek emperyalist sömürü ve yağma politikalarına karşı halkların eşitlik demokrasi ve özgürlük mücadelesini yükseltmek; geçmişin doğru bir şekilde analizi ile olacaktır.
Bugün gelinen noktada iç güvenlik yasası ile halklara baskı şiddet ve anti demokratik uygulamalar dayatılıyorsa bunun altındaki gerek 100 yıl önce olduğu gibi sermaye düzeninin egemen hukukunun ta kendisidir.
Onun için her iki etkinlikte birbirini tamamlayacak gerçeklerin ortaya konulması açısından takip edilmesi gerekli etkinliklerdir.
Hafta sonu programınıza bu etkinliklerin takip edilmesini koyarsanız kazançlı çıkarsınız.
Bu arada 75 yıl önce bugün kurulmuş olan Köy Enstitülerini de unutmayalım.
Köy Enstitüleri toplumsal tarihimizin önemli bir parçasıdır.
Köy Enstitülerinin gerçek kapanma nedenlerinin bu eğitim birimlerinin ilerici, çağdaş, devrimci insanlar yetiştirmesi olduğunu düşünürsek; değerlerini daha iyi anlarız.
Köy Enstitüleri eğitim hayatımızda önemli bir deneyimdir.
Ancak egemenlerin çıkarlarına dokunduğu için ömürleri kısa olmuştur.
Her şeyden önce eğitim politikası açısından eğitimin üretim için olduğu gerçeği Köy Enstitüleriyle hayat bulunca eğitimin toplumu dönüştürücü etkisi toprak ağaları başta olmak üzere gelişmekte olan burjuvaziyi korkutuyordu.
Köy Enstitülerinin eğitimde bıraktığı iki önemli iz vardır.
Köy çocuklarına eğitim imkânı sunduğu için birçok köy çocuğuna öğretmen ve sağlık memuru gibi meslek imkânlarını sunmuş, öğretmen olarak mesleğe atanan köy çocukları yine köylerinde öğretmenlik mesleğini sürdürerek köylülerin aydınlatılması süreci hızlanarak sürdürülmüştür.
Yine Köy Enstitülerindeki eğitim programı, köylüleri ekonomik olarak güçlendirecek üretim faaliyetlerine dönük olarak sürdürüldüğünden, aynı zamanda köylerin ekonomik gelişmesine de hizmet ediyordu.
Bugünlere geldiğimizde, üretimin gücünü çok daha iyi anlıyoruz.
Özellikle tarımsal üretimi yok eden politikalar sonunda dışarıdan et ,saman kuru fasulye ithal eder bir duruma geldiğimiz şu günlerde ekonominin içinde bulunduğu durum; üretmeyen bir ülke haline dönüştürülmüş olmamızdan kaynaklanmaktadır.
Böylesi bir ekonominin klasik sonuçları olarak; dışa bağımlılık ilişkisi ve berberinde getirdiği muhtelif olumsuzluklar nedeniyle her geçen gün daha da olumsuzlaşan yaşam koşullarının yıkıcı etkilerini yaşıyoruz.
Dolar bugün kaç lira, bu ay ne kadar insanımız işsizler kervanına katıldı, bugün kaç işçimizi iş cinayetlerinde yitirdik , bugün hangi ürüne zam yapıldı derken insanlar yoksulluktan kendilerini yakmaya başladılar.
Neden mi böyle olduk, çünkü sermayenin temsilcileri böyle olmasını istiyorlar.
O zaman bizlerinde vereceği bir cevap olmalı.
7 Haziran başlangıç olsun.
