sermet@canakkaleolay.com
Belediye Başkanı olarak Ülgür Gökhan, insanları düşüncelerinden, inançlarından, kimliklerinden, tercihlerinden ötürü ötekileştirmeyen ayrımcılığa tabi tutmayan, insan haklarına saygılı bu anlamıyla kardeşlik barış ve adaletli yaklaşımıyla bu kent açısından önemli bir kazanımdır. Değil mi ki hala; kafatasçı, ırkçı, vatandaşın en temel haklarından olan çalışma hakkını yok sayan, insanlıktan nasibini almamış bazı tipler ailesinin siyasal tercihlerinden ötürü işe alınmış bir yurttaş için gerçek anlamda bir bölücülük örneği göstererek bir takım karalamalarda bulunuyorsa insan haklarına değer veren bir belediye başkanının bu kenti yönetmesi barış, farklılıklarımızla birlikte yaşam, karşılıklı sevgi saygı kültürü açısından büyük bir şanstır.
İçinde bulunduğumuz koşullara bağlı olarak her zamankinden daha çok barışa ihtiyacımız olduğu şu günlerde, hiç bir vatandaşımızın ayrımcı bir uygulamaya maruz kalmadan, yok sayılmadan, ötekileştirilmeden, eşit yurttaşlar olarak kardeşçe bir arada yaşaması temel prensibimiz olması gerekirken, bu konuyu önemseyen ve gereğini yerine getiren yöneticilerin hedef haline getirilmesi aslı astarı olmayan yalanlarla karalanmaya çalışılması bölücülüğün ta kendisidir.
Duyarlı, vicdanlı, insanlıktan, barıştan yana hiçbir yurttaşımız buna izin vermemelidir, vermeyecektir.
Belediye gibi bir kurumda hiç bir şekilde ailelerinin siyasi düşüncelerine bağlı olarak işe alım politikaları oluşturulamaz, bu ancak yandaş kültürüne sahip, ‘benim gibi düşünmüyorsan benden değilsin o zaman senin yaşam hakkın yoktur’ diyen demokrasiden nasibini almamış çevrelerin işidir.
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan 14 yıllık başkanlık sürecinde her zaman adaletli ve hakkaniyetli davranmış personelin ailesinin, ve kendilerinin siyasi düşüncelerini, tercihlerini hiç bir şekilde dikkate almamış, yöneticiliğinin her aşamasında buna uygun davranmıştır.
Hiç kimsenin ailesinin tercihlerini tartışma konusu haline bile getirmemiştir, bundan özellikle uzak durmuştur.
Böyle olmasaydı belediye meclisindeki bazı kişiler açısından öylesine polemik malzemesi yapılacak olaylar çıkardı ki, sonuçlarını düşünmek bile istemiyorum.
Başkan Gökhan, sadece personel politikası açısından değil, bu kentin yönetimi ile ilgili her alanda aynı bilinçle ve adalet anlayışıyla hareket ettiği için kentteki barış kültürünün gelişmesine önemli bir katkılar yapmaktadır.
Bu yaklaşımının Çanakkale halkında yarattığı karşılık nedeniyle halkın sevgisini kazanan Gökhan’ı karalamak ve yıpratmak için harekete geçmiş olan bazı çevrelerin var olduğu da ayrı bir gerçektir.
Onlar her zaman olduğu gibi yalan ve demagojiyle hareket etmektedirler, bununla da yetinmeyerek şimdide kafatasçılığa başlamış bulunmaktadırlar.
Bir kişinin işe alınması teknik bir sorundur.
Performansı, niteliği gibi birtakım kriterler göz önünde bulundurularak bir belediye başkanının özel kaleminde çalışacak insanı belirlemesinden daha doğal hiçbir şey olamaz.
Belediye başkanının bu tasarrufu karşısında her zaman olduğu gibi vatan millet sakarya edebiyatı yapanlar bir kez daha kendilerinin gerçek bölücü olduklarını ortaya koymuşlardır.
AKP’nin, bu kentte bugüne kadar dezenformasyon üzerinden sürdürdüğü karalama kampanyası, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın değerini Çanakkale halkı nezdinde her zaman yükseltmektedir.
AKP’nin bu propagandasına şimdi bir de kısa zaman önce CHP’sinden yüksek disiplin kurulunun oy birliği ile almış olduğu karar ile atılan sonuçta kafatasçı güruh ile aynı paralellikte hareket eden siyasal kimliği her zaman tartışmalı olan bir şahıs eklenmiştir.
Bu kişi partiden atıldıktan sonra özelikle sosyal medya üzerinden sürdürdüğü propaganda ile önemli ölçüde CHP’sine zarar veren, parti içindeki birlik ve dayanışmayı zedeleyen provokatif bir tarz ile hareket etmekte, bu şekilde yaratacağı olumsuzluğu yarın kendi çıkarlarına göre dizayn etme boyutunda bazı derin hedefler içerisinde olduğu da gözlenmektedir.
Bu olayda da HDP milletvekili adayı olmuş bir kişiyi düşmanlaştırarak, hedef göstermekte ve kişilerin en demokratik hakkı üzerinden toplumda infial yaratacak söylevlerde bulunmaktadır.
Bu tarz son derece tehlikeli bir tarz olarak, Çanakkale’deki demokratik kültüre zarar verecek sonuçlara neden olabilir.
CHP örgütü bu şahsın kendi başına buyruk, ancak CHP kimliği üzerinden sürdürmüş olduğu böylesi provokatif hareketleri karşısında Çanakkale kamuoyunu bilgilendirerek demokratik kültür ve barış iklimine verebileceği zararlar konusunda gerekli tedbirleri almalıdır.
Bir kez daha inadına barış!
Parola demokrasi, işareti pilav!