Gökhan haklı çıktı
ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Engin, ÇTSO eski binasının Çanakkale Evi olarak hizmete sunulması ile ilgili açılış töreninde yaptığı konuşmada yat limanı projesinin izni ile ilgili bakanlık düzeyinde çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Şimdi insanın aklına şu geliyor; Belediye Meclisinin Ocak ayı toplantısında meclis kararı üzerine onca gürültü koparmanın anlamı neydi?
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın “gelişmenin önünde engel” olmasından tut, “ÇTSO seçimlerine müdahil olma” isteğine kadar yapılan onca gürültüyü çıkaranlar şimdi ne diyecekler acaba.
Ülgür Gökhan’ın o gün söylediğini, bugün Bülend Engin söylüyor ve gereğini yapıyor.
Peki, şimdi ne olacak, o gazetelere boy boy verilen ilanlar.
Ya ucuz siyaset yapmanın hafifliği ile Ülgür Gökhan’a söylenen o laflar.
Zaman her şeyin ilacıymış derler; Gökhan bir kez daha bu tartışma sürecinin haklı tarafı olarak tescil edilmiş oldu.
Buraya kadar söylediklerimiz bir yasal sürecin üzerinden, anlamsız bir şekilde çıkarımda bulunmanın hafifliğine ilişkindi.
Asıl sorun hala varlığını sürdürmekte…
Önce şu yat otoparkına ilişkin ( bu tanım bizim Gemiciye aittir hakkını teslim edelim)
“öküz altında rant aramak” değerlendirmesinde bulunanlar Meclis Üyesi Şakir Oktay’ın bu konudaki sorusuna cevap vermelidirler!
Kimdir bu rant arayanlar?
Yat otoparkına karışan bu rant nasıl bir ranttır?
Yoksa otopark mafyası mı bu işe el attı?
Bunların cevabı “öküz altında rant aramak” tespitinde bulunanlarca verilmelidir.
İkinci olarak bu kentin iradesini Barbaros Mahallesi Muhtarının ne idüğü belirsiz, sözde bir anketi üzerine oturtanlar Çanakkale halkının iradesi karşısında bir şey demeyecekler mi ?
Başta Kent Konseyi olmak üzere Yat otoparkının yeri konusundaki ortaya çıkan, karşı duruş iradesi yok mu sayılacak?
Ben yaptım oldu mantığımı mı esas alınacak?
Özetle yapım izinleri ve imar düzenlemeleri itibarıyla bundan 5 ay önce Çanakkale Belediye Meclisinin iradesine karşı çıkanlar bu yolda şimdi ilerlediklerini söylerken işin özüne ilişkin herhangi bir adım atılmamıştır.
Özellik ile bu konu gözden kaçırılmaya çalışılmaktadır.
Çanakkale Halkının kamusal alanlar açısından tercihi anlamındaki bu iradeyi yok sayamazsınız.
Yok sayarak, birtakım kapalı kapılar ardındaki gelişmeleri Çanakkale halkına dayatmak etik bir davranış olmaz!
Be gelişmeden sonra Çanakkale’deki bazı gerçekleşmeleri üst üste koyup düşündüğümde bir gizli elin Çanakkale ve çevresinin yaşamsal değerlerini yok etme noktasında harekete geçtiğini görür gibiyim.
En son olarak Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna’nın Eskişehir’de görevlendirilmesi konusunda da bu gizli elin gölgesi gözükmektedir.
Giderayak bile, Vali Tuna bu konudaki sorumlu yaklaşımına uygun olarak, yeni gelecek Vali Ahmet Çınar’ın özellikle altın üretimi konusundaki süreç ile ilgili bilgilendirileceğini söyleyerek bu gerçeğe işaret etmiştir.
Önümüzdeki günlerdeki gelişmeler gerçekleri daha net bir şekilde ortaya koyacaktır.
Önemli olan halkın bu konudaki tavrıdır.
Halka rağmen hiçbir şey yapılamaz.
Herkes bu gerçeği bir gün anlayacak.
Bizde sorumlu davranışımızı sürdürerek, yaşamsal değerlerimize sahip çıkacağız.
Her gün bu bilinç daha da gelişmektedir.
Bu konuda emek veren herkese bir kez daha teşekkür ederim.