Göçmen Kuşların Gazabı mı, Mesajı mı?..

Kuşlar, göçmen kuşlar.. Doğanın serüvenci yaratıkları.. Sesleri, renkleri, davranışları, varlıkları ile hayatımızın vazgeçilmezleri…
Sanatın tüm alanlarının ilham kaynağı; şiirlerin, resimlerin, romanların,  filmlerin vb. esin kaynağı göçmen kuşlar…
Onlar ki, şaşmaz rotaları ile dağları-denizleri aşarak, iklimden iklime, mevsimden mevsime göçer dururlar…
     Varlıklarıyla, ekolojiye hayatın devamına katkılarını esirgemezler… neler katmadılar ki hayatımıza…
Yaşama sevincimizi, coşkumuzu, düşlerimizi etkilemediler mi?.. Ya uçmayı kimden öğrendik…
Kâr hırsı gözünü bürümüş emperyal güçler, diğer alanlarda olduğu gibi, göçmen kuşların hayatına da olumsuz yönde etkilemekten çekinmedi. Onların hayatın devamı için ne kadar önemli olduğunu görmezden, bilmezden geldi…
Attıkları bombalarla, kimyasal silahlarla ve zehirli gazlarla yalnızca insanların değil, doğadaki diğer canlılar gibi kuşlarında yaşamını cehenneme cevirdiler.
Savaşların bozduğu, tahrip ettiği doğal çevreden, yarattığı hastalıklı ortamdan tüm canlılar gibi kuşlarda etkilenmedi mi?...
Dünyamız, bu mavi gözlü gezegen S.O.S veriyor... Kâr hırsıyla yapılan şeyler, hayatı, hayatımızı tehdit ediyor…
Bozulan ekoloji, bozulan çevre yeni yeni hastalıklar üretiyor…
Hasta kuşlar, hastalıklarını insanoğluna bulaştırıyor…
Bizim savaşlarla, bombalarla, kimyasallarla, zehirli gazlarla kuşlara verdiğimiz hastalıkları; onlar da geriye bizlere veriyor…
Kuş gribi salgını, kuşların gazabı değilse, bize bir mesajıdır… Başka canlılar da mesaj vermeden, göçmen kuşları anlarız umarım!…