sermet@canakkaleolay.com
Gestaş, bünyesine yeni kattığı bir tekne ile boğaz turlarına başlamış, Ramazan dolayısıyla da iftar programıyla birleştirince AKP milletvekili Bülent Turan, fırsat budur deyip başlamış hamasete. "Bizim için GESTAŞ, marka değerinin Çanakkale adına arttırıldığı ekstra markalardan bir tanesi" şeklindeki değerlendirmeler acaba adalarda yaşayan vatandaşlarımızda nasıl karşılık buldu, Bülent Turan'ın bol bol kulakları çınlamıştır herhalde!
Biraz rüzgar estiğinde ana kara ile bağlantısı kopan adalıların ulaşım çilesi ortada iken, tribünlere oynanan gerçek sorunların çözümünden uzak böylesi girişimlerin üzerinden prim yapmaya çalışmak siyasetin arka bahçesinde olacak işlerdir.
Unutmayın ki Gestaş, halkın şirketi olup, halkın gerçek sorunlarının çözümüne yoğunlaşmalıdır.
Ancak siyasetin arka bahçesi haline getirilmesi nedeniyle, şimdi böylesine palyatif politikalarla hamaset üretmenin aracısı olmuş durumdadır.
Çanakkale halkının bilmek istediği bazı konular vardır ki , bunlar en doğal haklarıdır.
Bu gezi teknesi kaç yıllığına, hangi koşularda kiralanmıştır?
Bu bağlamda bu tekneye ilişkin bir mali fizibilite yapılmış mıdır?
Yoksa tribünlere oynamak için hesapsız kitapsız bir operasyona mı imza atılmıştır?
Adalı vatandaşların ulaşımının sağlıklı bir şekilde sağlanması için mevcut durum yeterli midir?
Yeterli değilse ne yapılması planlanmaktadır?
Bu soruların cevapları Gestaş tarafından kamuoyu ile paylaşılmalıdır!
Bu sorular temelinde kamuoyunu ikna edecek cevaplar verilmezse, biliniz ki bu gezi teknesi tam bir hamaset teknesi demektir.
Bir kez daha okunmaya değer…
13/6/2016 tarihli Olay Gazetesi’nde Seçkin Sağlam imzalı röportajda yer alan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın yereldeki ve geneldeki gelişmelere ilişkin açıklamalarını okumayanlar var ise muhakkak okumalı, okuyanlar da bir kez daha okumalıdırlar
(http://www.canakkaleolay.com/-Yalan-soyluyorsunuz-diyorum-bana-misin--34213)
“Yalan söylüyorsunuz diyorum, bana mısın? Demiyorlar” başlıklı röportaj; Çanakkale’de AKP’nin gerçekleri nasıl sabote ettiğini, bunu bir tarz haline getirerek dezenformasyon üzerinden politika üretmekten başka çareleri kalmadığını ve her seferinde bu girişimlerinin açığa çıkarılmasına rağmen ısrarla aynı şeyi sürdürmelerinin bir tükenmişlik sendromundan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır.
Yine aynı röportajda, CHP eski Milletvekillerinden Rıza Türmen’in önerisi olarak gündeme gelen demokrasi cephesi konusundaki gelişmeleri de değerlendiren Başkan Gökhan böylesi bir cephenin demokrasi mücadelesinin bir ihtiyacı olduğunu belirttikten sonra gereğinin yapılmasının altını çizmiştir.
Başkan Gökhan Çanakkale’de sürdürülecek demokrasi ve emek mücadelesi noktasında, partisinin de bu kulvarda yer alması bağlamında sorumluk almasının gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum.
Başkan Gökhan CHP’nin siyasal mücadelesini etkinleştirmek adına yerel yönetim sorumluluğundan bağımsız olarak daha çok inisiyatif almalı daha çok emek harcamalıdır.
Çanakkale’de CHP’sinin gelişimi açısından buna ihtiyaç vardır.
Başkan Gökhan Belediye başkanlığı sorumluluğu arkasında kalarak bu alandaki gelişmelere uzak duramaz.
Gelişmeler böylesi bir ihtiyacı çok net bir şekilde ortaya koymaktadır.