Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Gereği için!

Lapseki Şahinler-Kocabaşlar mevkiinde faaliyete geçecek olan altın ve gümüş madeni için Çanakkale Valiliği tarafından verilen gayri sıhhi müessese raporu ile yok edici faaliyetlerin ilk adımı atılmış oldu. AKP Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, ne hikmetse bu raporun verilmesinden dolayı Çanakkale Valisini tebrik etti. Bundan önceki valilerin gayri sıhhi müessese raporu konusunda herhangi bir irade kullanmadığı dönemlerde özel idare genel sekreteri olarak görev yapan Ayhan Gider'in o dönemde herhangi bir tavrının olmamasına rağmen milletvekili olunca böylesi bir irade geliştirmesi siyaset kurumunun konumu açısından manidar bir gelişmedir. Zaten gelişmeler de; siyasal iradenin, üretim izni anlamına gelen bu raporun düzenlenmesi konusunda müdahalede bulunduğunu göstermektedir. Altıncı firmanın zaman planında 2016 yılını üretime geçiş yılı belirlemesi de herhalde boşuna değil, bildikleri bir şey olsa gerek!...

1532

 Maden sahası, Çanakkale il merkezine kuş uçuşu 34,7 km, Lapseki ilçe merkezine kuş uçuşu 7,3 km uzaklıktadır.

En yakın yerleşim yerleri Şahinli ve Kocabaşlar köyleri olup, uzaklıkları sırasıyla ortalama 0,63 km ve 1,3 km uzaklıktadır.

Açık işletme yoluyla patlamalarla 8 yıl boyunca 83.2 milyon ton toprak yerinden sökülecek, firmanın verdiği rakamlar temelimde 74.5 milyon tonu pasa(cevher niteliğine sahip olmayan toprak) olarak pasa depolama alanlarında, 8.7 milyon ton cevher de işleme tesisinde siyanürden geçirilerek sonuçta  20 ton altın elde edilmesi hedeflenmektedir.

8.7 milyon ton cevherden elde edilecek altın için yaklaşık 400 ton siyanür kullanılacaktır.

83.2 milyon ton toprağın bir yerden bir yere taşınacağını düşünürseniz ortalama 20 ton kapasiteli bir kamyon bazında 4 milyon 160 bin kamyon kapasiteli bir taşıma yapılacaktır.

Bu kadar büyük bir kapasitedeki toprak dağların dinamitlenerek yok edilmesiyle sağlanacak, pasa ve siyanürden geçirilerek zehirlenecek toprak oradan oraya taşınacaktır.

Gürültüyü, tozu, taşımanın getirdiği olumsuzlukları; daha şimdiden düşünemiyorum; Şahinler ve Kocabaşlar köylerinin yok edilmesi fermanı şimdiden imzalanmıştır.

Hele 400 ton siyanür ile işleme tabi tutulup zehirlenecek 8.7 milyon toprağın durumu çok daha vahim…

Siyanürün kendisi tam bir felaket ,gaz halinde havaya karışma riskinden tut ,siyanürlenmiş toprağın yağmurlarla yer altı sularını zehirlemesine kadar her şey tam bir felaket.

Umurbey ve Bayramdere barajlarının su toplama havzası içerinde yer alan bu işletmenin yaratacağı tehlikeyi düşünmek bile bir kabus.

Bu madenin  394,9 hektarlık ruhsat sahasının  (yaklaşık 550 futbol sahası)385,38 hektarı orman arazisi, 9,52 hektarı tarım arazisidir.

Daha işin başında ormanlarımız ve tarım alanlarımızın yok edilmesiyle başlanmıştır.

Böylesine bir yok oluşa direnmek insanlık görevidir.

Bu saldırının boşa çıkarılması Çanakkale ve Kazdağları için çok önemlidir.

Güçlü bir tepkinin organize edilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.

Bu konuya ilişkin CHP İnsan ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok’un yapmış olduğu değerlendirmeler çok önemli ve değerlidir.

Doğanın ve çevrenin talan edildiği, yağmalandığı, devletten tarafından rant uğruna yok edildiği günlerden geçmekteyiz. Gelecek nesillere yaşanabilir bir Türkiye ve dünya bırakmak için doğanın korunması ve tarımsal alanlardan verim alınması yönünde mücadele edilmesi gerekirken; 14 yıllık AKP iktidarında, ülkemizin hemen hemen her bölgesindeki ormanlarımız, ovalarımız, dağlarımız, nehirlerimiz, sahillerimiz uygulanan rantçı politikalarla yok edilmekte. Ülkemizin doğal zenginlikleri, iktidara yakın şirketlere peşkeş çekilmekte ve hukuk dışı yöntemlerle, doğanın parsel parsel talan edilmesinin faturası bütün Türkiye halklarına ödetilmekte.

 

AKP Hükümetinin, bu zamana kadar doğal zenginliklerin korunması ve şehirlerimizdeki yaşamın devamlılığı adına getirdiği yasalar, ortaya koyduğu uygulamalar tüm canlıları olumsuz etkiledi. Akkuyu’daki nükleer santral, Cerattepe’deki doğa katliamı, Hasankeyf’in sular altında kalacak olması, Yırca’daki binlerce zeytin ağacının kesilmesi ve daha yüzlerce doğal alanın yok edilmesi, ülkemizin zengin tarım kaynaklarının betona teslimi AKP’nin uyguladığı yanlış doğa ve çevre politikalarının yalnızca birkaç örneği.

 

Ekolojik dengeleri gözetmeyen kalkınma çabaları, başarısız kalmaya mahkûmdur. Bu nedenle üretim, büyüme, sanayileşme ve kentsel politikalar; çevresel değerleri, doğayı ve atmosferi tahrip etmeden yürütülmeli.

 

Cumhuriyet Halk Partisi, doğa haklarının korunması için bilinçli ve beraber yapılacak tüm çalışmaları desteklemekten geri kalmayarak, doğa haklarının tanımlanması ve hukuki bir düzleme oturtulması için mücadele etmekte.

 

Cumhuriyet Halk Partisine düşen en önemli görevlerden biri, mevcut iktidar partisinin, doğa haklarını yok eden politikaları karşısında çözümler üretmek ve karşı güç olmaktır. Bu görev anlayışıyla Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı temsil ve dayanışma çalışmalarını ülke çapında her alana yayarak çoğaltacak bir Doğa Hakları İzleme Kurulu oluşturduk.  Komisyonumuz çalışmalarını sürdürürken temel dayanak noktalarımız elbette ki doğa ve çevre korunması konusunda imzalanan uluslararası anlaşmalar ve halkımızın menfaatleri doğrultusunda olacak.

 

Doğa Hakları İzleme Komisyonu üyeleri Muharrem Erkek, Mehmet Göker, Erdin Bircan ve Nurhayat Altaca Kayışoğlu tarafından temsil edilecek bu komisyon aynı zamanda TBMM Çevre Komisyonu CHP üyeleri Mehmet Tüm, Vecdi Gündoğdu, Hüseyin Çamak ve Barış Karadeniz ile sinerji içinde çalışarak doğa hakları ihlallerine karşı etkin mücadele sağlayacaktır.

 

Yaşamın temel unsuru olan doğanın, korunması ve geliştirilmesini engelleyen, baltalayan düşünce sistemine karşı STK ve kanaat önderleri ile yakın temas ve iletişim içinde kalarak sonuna kadar mücadele edeceğiz. Yol arkadaşlarımla ve tüm örgütümüzle birlikte çıktığımız bu yolda kazananın halkımız olacağı günlere kavuşacağımızdan şüphemiz yok”.

 

Hadi o zaman şimdi gereğini yapmak zamanıdır.

Doğa ve İnsan Hakları Komisyon üyesi olan CHP Çanakkale milletvekili Muharrem Erkek ve CHP örgütünü Kazdağlarını korumak adına göreve davet ediyorum.

Çanakkale halkının tepkisini örgütleyin, bir çevre mitingi düzenleyerek bu karşı duruşu ortaya koyun.

Bu saldırıyı hep birlikte boşa çıkaramazsak; gelecek kuşaklar, hepimizi iyi bir şekilde anmayacaklardır!