Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Gerçekleri yok edemezsiniz!...

15 Temmuz FETÖ'cu darbe girişimine karşı demokrasi nöbeti organizasyonlarıyla sözde demokrasi savunuculuğuna soyunanlar şimdi olağan üstü hal uygulaması arkasına sığınarak demokrasi adına ne var ise yok etme girişimi içerisindeler. Yürütmenin, yargı ve yasamayı da kendi kontrolü altına alarak yürütmenin yetkilerinin de tek elde toplanıldığı yeni bir siyasal dönüşümün arifesindeyiz. Böylesi bir dönemde en önemli ihtiyaç halkın gerçekleri öğrenmesinin önüne geçilmesi ve olayların çarpıtılarak yaratılan algı operasyonu ile halkın muhalefetin sindirilmesidir.

1902

 Aralarında Hayatın Sesi Televizyonunda bulunduğu bir çok televizyon kanalı sorgusuz sualsiz kapatıldı.

Amaç gerçeklerin halka ulaşmasını engellemek…

Diğer yandan havuz medyası aracılığıyla yoğun bir dezenformasyon ile sürdürülen algı operasyonu sayesinde gerçeklerin yok edilmesi için diğer bir kulvarda faaliyet gösterilmektedir.

Ancak tüm bu çabalar nafile çabalardır.

Şu unutulmasın ki, darbelerin panzehri demokrasidir, özgürlüklerdir.

Demokrasi ve özgürlüklerin yok edilmeye çalışıldığı bir toplumda yaratılan otokratik düzen her zaman yeni darbeleri doğurur.

Siyasal iradenin bu yönelişi toplumsal hayatta,  tek tek bireyler ya da kurumlar nezdinde de aynı karşılığı bulmaktadır.

Gerçeklerin alt üst edilerek sürdürüldüğü gerici dinci propaganda, tüm  fütursuzluğuyla halkın gözünün içine baka baka devam ettirilen  yalan furyası gerçeklerin yok edilmesine artık yetmiyor…

Dünkü gazetemizde yer alan,  Bayramiç’deki sözde bir eğitimcinin sosyal medya hesabında yapmış olduğu paylaşım sonrasındaki açıklaması hayretler verecek kadar akıl noksanı bir açıklama idi.

Bu denli gerici çağdışı kadın düşmanı bir paylaşımda bulunan bir kişiden de başka türlüsü zaten beklenemezdi.

Bir insan bu kadar mı tutarsız ve haddini bilmeyen bir tavır sergileyebilir? Ancak siyasal iradenin bizzat kendisi gerçeklerin üzerinin örtülmesi için her yolu mubah görünce,  doğal olarak bu insanlar da gerici çağdışı düşüncelerini, tavırlarını ihtiyaç duyduklarında kamufle etmek adına her türlü aymazlığa başvurmaktadırlar.

Bu çabaların başında öncelikle en kolay olan yalan mekanizması gelmektedir.

Bayramiç’teki  sözde eğitimci sosyal medya hesabından yapmış olduğu “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır, ya kiralık” şeklindeki gerici, kadın düşmanı çağdışı paylaşımından sonra kendini aklamak adına öyle bir yalan mekanizması kurgulamış ki akıllara ziyan.

Neymiş bu paylaşım eşinin ne zaman paylaştığını hatırlamadığı belki yıllar öncesine ait olan bir paylaşım olarak, şortlu kadının saldırıya uğramasından sonra yapıldığını belirten Olay Gazetesi’nin algı operasyonuymuş!

Gördüm ama yalanın böylesini de hiç görmedim.

Bir insan, paylaşımın 16 Eylül tarihinde yapıldığı ortada iken nasıl böyle bir yalana başvurabilmektedir, halkın zekası bu denli mi yok sayılır!

Pes doğrusu hani derler ya; adamın gözünün  içine baka baka yalan söylüyor diye ,işte böyle bir şey olsa gerek …

Böyle olunca, tabi ki gerçeklerin halka ulaşmasını sorumluluk kabul eden gazeteleri suçlamadan da olmaz.

Adam, gerici çağdışı kadın düşmanı düşüncelerine toz kondurmamak için gazetemizi suçlayarak kendini aklamaya çalışıyor.

Özgür yayıncılığın sesinin kısılmak istenmesinin nedeni işte tam da budur…

Bu arada Çanakkale Valisi Orhan Tavlı’nın talimatıyla bu çağdışı paylaşımda bulunan sözde eğitimci açığa alınmıştır.

Vali Tavlı’nın Çanakkale’de göreve yeni başladığı şu günlerde böylesi gerici çağdışı davranışa sessiz kalmaması son derece olumludur.

Geçen eğitim döneminden itibaren Çanakkale Milli Eğitimi skandallarla  çalkalanıyor.

Eğitimin bir ülkenin geleceğini şekillendirmek adına ne kadar önemli olduğunun bilinciyle düşündüğümüzde aslında bu skandalların bilinçli bir faaliyet olduğu ortaya çıkacaktır.

Amaç kindar ve dindar  bir nesil yetiştirmek olunca; skandala varan çağdışı gerici bir çok uygulama da bu yolun ayrılmaz parçaları oluyor.

Bu uygulamalar öyle bir formatta yapılıyor ki;  farkında olmaz, gerekli tepkiyi göstermezseniz oldu bittiye varan uygulamalar şeklinde sinsice sürdürülmektedir.

Daha dün Zübeyde Hanım Ana Okulu’nun girişindeki Atatürk büstünün kaldırılması bu taktikteki bir uygulamadır.

Küçüklerimizin Atatürk sevgisi ile yetişmesi birilerini rahatsız ettiği için, onu gözden uzak tutarak gönüllerden akıllardan sileceğini düşünenler fena halde yanılıyorlar.

Kendileri bunu yaparken de ince bir tezgah ile hareket ediyorlar; ne de olsa ne olur ne olmaz yaklaşımı…

Eskidi de kaldırdık yerine koyacağız halleri, bunları biz çok gördük.

Siz siz olun, ilerici çağdaş değerlerin yoğun bir gerici saldırı altında unutmayın.

He türlü gerici saldırıyı sorgulayın, tepki verin, takipçisi olun.

Gerçekleri yok etmek isteyenler başaramayacaklardır, gerçek her zaman kazanır.

İşte bunun için;Hayatın Sesi Televizyonu susturulamaz!