sermet@canakkaleolay.com
Son 5 ay içerisinde Ankara'nın göbeğinde yüzlerce kişinin ölümüne neden olan 3 patlama gerçekleştirildi. Patlamalarda yitirdiğimiz vatandaşlarımızın yakınlarına başsağlığı dileklerimi iletir, yaralanan vatandaşlarımıza da acil şifalar dilerim. Ankara'daki patlamalar dışında Suruç'da, İstanbul'da Reyhanlı'da patlayan bomba olayları sonrasında siyasal irade çuvala dolandı, herhangi bir sorumluluk almaktan özellikle kaçındı. Hiçbir sorumluluk almayan siyasal irade için böylesi bir durumda söylenecek şey; siyasal iradenin bu gelişmelerden siyasi olarak nemalandığıdır.
Siyasal irade bu katliamlarla ya yaratmış olduğu şiddet baskı ve katliam ortamından halkı sindirmek adına kendi çıkarlarına uygun bir çıkarımda bulunuyor ya da bu katliamları önleyebilmek noktasında bir zafiyet taşıyor demektir.
Her iki durumda da yaşanılan bu acılar, ölümler siyasal iradenin direkt sorumluluğundaki gelişmelerdir.
Hükümet, gelinen noktada yaratmış olduğu huzursuz ve güvensiz ortamda halkın can güvenliğini korumaktan aciz hale gelmiştir.
Bu gerçek her türlü dezenformasyona, yalan ve çarpıtmaya rağmen artık gizlenemez bir şekilde ortadadır.
Besleme medya da bu konuda çare olamamaktadır.
ABD Büyükelçiliği’nin kendi vatandaşları için yapmış olduğu istihbarat ortada iken, hükümetin bu konuda herhangi bir önlem alamamış olması ayrıca manidardır.
Kamu güvenliği adı altında her türlü baskı ve şiddet politikalarına imza atan siyasi irade, böylece gerçek niyetinin kamu güvenliği olmadığını bir kez daha ortaya koymuştur.
Bu gerçekleri görmek halkımızın huzur ve güvenliği için, hükümetin istifasını istemek, günümüzün en acil talebidir.
7 Haziran seçim sonuçları sonrasında AKP’nin yaşadığı yenilgi ve tek başına hükümet olamama durumunu değiştirmek adına güvenlik ve istikrar propagandasıyla savaş ve şiddet politikalarını devreye sokarak yeniden tek başına hükümet olan AKP hükümetinin uygulamaları sonrasında bir kez daha şiddet ve savaş politikalarının çözüm getirmediğini yaşanan acılar sonrasında gördük.
Ülke içerisindeki şiddete dayalı sözde çözümler, dış politikada savaş kışkırtıcısı ve yanlısı uygulamalar sonucunda ülkemiz bir ateş topu haline gelmiş, huzur güven ve nihayetinde can güvenliğinin olmadığı bir yaşam egemen olmuştur.
Sur’da, Cizre’de, Silopi’de, İdil’de Nusaybin’e yaşanılanlar ,Ankara’da gerçekleştirilen 3 katliam, İstanbul,Suruç,Reyhanlı,Diyarbakır’daki bombalı saldırılar bu politikaların sonucudur.
Bu katliamların, siyasal erkin içerde ve dışarda savaş yanlısı politikalara dayanarak hedeflerine ulaşma stratejisinin sonuçları olarak gerçekleştirildiğini unutmadan, katliamların kimin tarafından yapıldığına takılmadan ele alınması; doğru bir zeminde mücadele etmek açısından önem taşır.
Kamu güvenliği, terörle mücadele adı altında sürdürülen spekülatif propagandalar gerçekleri örtmeye yetmemektedir.
Gözyaşı, ölümler, dağılan aileler, yaşanan göçler sonrası oluşan acılarla ülke yaşanacak bir ülke olmaktan çıkmıştır.
Hal böyle iken siyasal olarak hiçbir sorumluluk almayan bu hükümetin istifasını istemek bu noktada hükümeti zorlamak hepimizin görevi haline gelmiştir.
Derhal hükümet istifa etmeli, şiddet ve savaş politikalarına son verilmeli, parlamentoda; halkların kardeşçe bir arada ortak vatanda yaşayacakları eşit, demokratik, insan haklarına dayalı, demokratik dönüşümler için acil tedbirler alınmalı, Ortadoğu’da emperyalist politikaların maşası olmaktan derhal vazgeçilmeli, ülkelerin iç işlerine karışmadan halkların kendi kaderini tayin etme haklarına saygı duyulan barışçı bir dış politika temel alınmalıdır.
AKP’nin ülkemizi getirdiği nokta bellidir; şiddet sarmalı altında demokrasi ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığı bir ülke haline dönüştürülmekle beraber, aynı zamanda yaşam koşullarının özellikle emekçiler açısından son derece olumsuzlaştığı ekonomik koşullar, geniş halk yığınları açısından çekilmez bir hal almıştır, kadınların gençlerin köylülerin sorunları 13 yıllık AKP hükümeti döneminde yıllar itibarıyla birikmiş, çözüm bekleyen konular büyümüştür.
Gelinen noktada ülkede tam bir kaos yaşanmaktadır.
Bu koşullar AKP’nin siyasi ömrünü tamamlayan gelişmeler haline dönüşmüştür.
Şimdi emek ve demokrasi güçlerinin hep birlikte ülkemizi derhal bu kaos ortamından kurtaracak bir dönüşümü oluşturmaları zamanıdır.
http://blog.radikal.com.tr/politika/gercekleri-gorme-zamani-hukumet-istifa-127799