GENÇLERİN FİKRİNİ SORAN YOK!

Malum tüm siyasetin yıllardır gündeminde olan bir konu: EĞİTİM!!! Her yeni gelen hükümetin planlamalar yaptığı, yeni projeler oluşturduğu ama kimsenin de bir yere varamadığı alan.

1802

Dünya`nın pek çok ülkesinde gençler hayatlarının en önemli yıllarını sınavlara çalışarak ve bu dönemde yaşadıkları sınav kaygısıyla zamanlarını heba ederek yaşıyor. Teknolojiden, gelişmeden dem vurduğumuz 2021 yılında dahi bilgiyi, beceriyi ölçme konusunda yüz yıl geriden gelen sınav sistemlerini kullanıyoruz. 20.yüzyıl başından itibaren artan sanayileşmeye kalifiye eleman yetiştirme fikriyle doğan günümüz sözde modern eğitimi gençlerin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Sürekli bilgi yükleme, teste tabi tutma, bilgi yükleme, teste tabi tutma şeklinde devam eden eğitim modelimiz ülkemizin parlak zihinlerini köreltmekte ve ülke olarak gelişmemize büyük zarar vermektedir fikrimce. 14 15 yaşından itibaren TEST ÇÖZ EVLADIM diye yetiştirdiğimiz beyinlerin büyük şeyler yapmasını bekleyen dolu ebeveyn de bu işin cabası. Tabi ki ezberin öğrenmede ne kadar büyük öneme sahip olduğu araştırmacılar tarafından da belirtilmekte. Ezber dışında değerler eğitimi verilmeden, rehberlik konusunda iyi bir danışmanlık sistemi kurulmadan gerçekleştirilen eğitim eksiklikler taşıyor.

Çocuklarımızı iyi bireyler olsunlar diye gönderdiğimiz okulların eğitimden ne kadar memnunuz sorun kendinize. Çoğunlukla devlet okullarında öğretmenin performansına dayalı olarak iyi eğitim verilmekte ve veliler tarafından çocuğunun iyi olduğu düşünülen öğretmenin sınıfında yer alması açısından ciddi bir rekabet ortaya çıkmakta doğruya doğru. Özel okullarda her türlü imkan öğrencileri sağlanırken devlet okulu ve özel okul arasında bu kadar çok uçurum olması da devletin yıllardır uyguladığı yanlış politikalardan kaynaklı. Devlet okulları arasında da belli imtiyazlar olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Şu devlet bakanın oğlunun, torunun olduğu okula daha çok yatırım akarken başka bir devlet okulu bu yatırımdan mahrum kalabilmekte. Liyakate göre çalışmayan devlet politikalarının eğitime de sıçradığı, ülkenin içinde yaşadığı en büyük sorunların iltimastan kaynaklandığını da belirtmeden geçemeyeceğim.

Eğitimde yaşadığımız sorunlar, yıllardır istikrar kazanmayan devlet politikalarından meydana gelmekte. Nedense her siyasinin eğitimle bir derdi var. Gençlere fikrini soran yok.

Milletvekili çoğunluğunun 40 yaş üstü olduğu TBMM`de de gençler böyle düşünüyor diyen ve gençleri temsil etme sorumluluğunda olduğunu düşünen milletvekili sayısı da oldukça az.

Geleceğimiz olan gençleri ve eğitimi görmezden gelerek ilerlememiz mümkün değil. Eğitim istikrarlı ve çağa ayak uydurabilecek nitelikte olmalıdır. Artan ihtiyaçlara cevap verebilecek niteliğe sahip olan eğitim modeli eğitimcilerle birlikte sürekli geliştirilmeli ve devlet politikalarına bu nokta bir istikrar getirilmelidir. Eğitimde çağa ayak uyduramayan, kendini güncellemeyen toplumlar tarihle de sabit olmakla sömürülmeye mahkumdur. Ne yazık ki ihtiyaca cevap vermeyen eğitimdeki eksiklikleri veliler kendi imkanlarıyla çözmeye çalışmakta ve sayısız kursa onlarca para dökmektedir. Ergenlik çağındaki gençlerin sınavlarda yaşadıkları kaygıların da tüm hayatlarını ele geçirmesi bir başka dolambaçlı konu ve bunda hiçbir devlet başkanının sorumluluğu YOK!