havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Gençler özgürlük bayrağını açtı

1302
ÇOMÜ mezuniyet törenine, gençlerin özgürlükler alanındaki duyarlılığın bir sonucu olarak gelişen Gezi parkı mücadelesine destek eylemi damgasını vurdu.
20 gündür tüm Türkiye’de süren mücadelenin gösterdiği gibi gençler artık dayatmaları kabul etmiyorlar, özgürlükler ve demokratik haklar konusundaki duyarlık, her geçen gün gençlik açısından çok daha değer kazanıyor.
Yaşam sorumluluğunun yeni bir dönemecinde, mezuniyet töreninde ÇOMÜ’lü gençlerin bu duyarlılığı gelecek açısından umut veren bir gelişmedir.
Hele böylesi bir desteğin, bu mücadeleye katılan duyarlı insanları “eşkıya” olarak nitelendiren bir rektörün görev yaptığı bir üniversitede olması çok daha anlamlı olmuştur.
Rektörün bu hakaretine bundan daha güzel bir cevap verilemezdi.
Çevre platformu adına yapılan açıklamada Hicri Nalbant’ın dile getirdiği bir tespiti, ben buradan ÇOMÜ’lü gençlerin pankartını engellemek için çaba gösteren bazı öğretim görevlilerine ithaf ediyorum.
Şöyle demişti Nalbant ; "Bilindiği gibi dalkavukluk, beğenmesek de bir meslektir. Son olaylar, en çok bu mesleğe zarar vermiş, deyim yerindeyse mesleği ayağa düşürmüş, dalkavuğun dalkavuğu olmaz iken yeni türedi dalkavuk dalkavuklarının ortaya çıkmalarına da neden olmuştur. Bir grup ayarı bozuk dalkavuk, Çanakkale`de onurla sürdürülen çevre mücadelesini baltalamak ve haklı, meşru ve doğru olan bu mücadele üzerinden, prim yapmak üzere, işgüzarlığa başlamışlardır”
O kadar doğru söylemiş ki Nalbant; birilerinin akıllarını başlarından aldı, onlar yine hemen dengesizleşerek Nalbant için karalamalara başladılar.
ÇOMÜ’lü gençlerin, “her yer Taksim, her yer direniş pankartları” karşısında aynı şekilde dengeleri bozulan bazı öğretim üyeleri gençlerin elinden pankartı almak için kırmızı görmüş boğanın kızgınlığı ile saldırdılar.
Nalbant’ın sözleri böylece, dalkavukluk adına bir kez daha dalkavukluluğun dalkavukluğu şeklinde tecelli etti.
Ancak şunu unutmayalım ki; ÇOMÜ’lü gençlerin Gezi parkı direnişine verdikleri destek son derece insani bir tutumdur.
Onların bu tepkisini engellemeye çalışanlar gün gelecek pişman olacaklardır.
Çünkü demokrasi ve özgürlükler her onurlu insan için geçerli kavramlardır.
Yarın çok geç olmadan ÇOMÜ’lü gençlerin pankartlarının peşinden koşanlar bir kez daha kendilerini gözden geçirsinler.
Çünkü gençlik, özgürlükler anlamında dayatmalara, baskılara, yok sayılmaya karşı isyan dedi.
Bundan böyle bu değerler yaşamsal bir önem kazanarak toplumsal gelişime yön verecek kriterler arasındadır.
Bu gelişmeyi herkesin çok iyi değerlendirmesi gerekir; aksi durumda gelişimin önünde bir engel haline gelme riski çok yüksek olacaktır.
Tarih ve toplum böylelerini affetmeyecektir.
Bu vesile ile mezun olan tüm gençleri kutlar, bundan sonraki yaşamlarında başarılar dilerim.
Onlar artık, mevcut sistem ve onun koşullarından direkt etkilenen kesimler olarak; toplumsal gerçeklerle daha sıkı bir ilişki içersinde olacaklardır.
Önlerinde onları bekleyen, gelecekleri açısından zorlu koşullar var.
Gelişmeler göstermektedir ki; kaderlerine yön verecek kendi iradeleri ve mücadele istemleri olacaktır.
Gezi mücadelesine destek vererek gelecekleri için attıkları adım onların daha bir gerçekçi pencereden yaşama bakmalarının önünü açacaktır ki; böylesi bir yaklaşımın meyvelerini de muhakkak alacaklardır.
Yaşamsal gerçekler bunu göstermektedir; işte Gezi, işte Brezilya.