GELECEĞE KIYMAYIN EFENDİLER...
bir ağaçmışım ben,
ormanla bir saymışım kendimi...
ne yarattıysa Tanrı,
gölgemde saklamışım...
gemiler olmuş, denizler aşmışım
kalem olmuş arzımı yazmış,
kâğıt olmuş, sevgiliye varmışım...
yanmışım, yakılmışım
yılmamışım yine de
umuda filiz açtırmışım...
Temmuz giderayak yine yaktı içimizi. Yurdun dört yanında yükselen ateşlerde sadece ağaçlar değil; canlar yanıyor, ciğerimiz yanıyor, geleceğimiz yanıyor. Yıllardan bu yana, feryat figan "Önlem alınmalı" çığlığını duymadı gitti sorumlular. Yılın bu dönemi, yangınlar açısından her zaman için risklerin en üst düzeyde olduğu dönem. Bu kadarını biz biliyorsak, sorumlu kişiler fazlasını biliyor olmalı. Neyin hesabı yapılıyor ki, iflah olmaz bir aymazlık içinde, ilk kıvılcımdan sonra boş nutukları sıralayıp duruyorlar. THK hangi hesaplarla kayyuma teslim edildi ve hangi mantıkla söndürme uçakları bu süreçte bakımsızlıktan kullanılamaz hale getirildi? Çok zengin bir ülke değiliz ama maşallah itibarımız göklerde. Bakan özel uçakla gitti yangın yerine. Eminim, inişe geçmeden önce, yanan bölgeleri görmüştür. Keşke o özel jet yerine 1-2 söndürme uçağı alabilseydik de bakan beyimiz varsın 3-5 saat araba yolculuğuyla ulaşsaydı felaket bölgesine. Milyonlarca, belki de milyarlarca canı yaktı o ateşler. İnsanıyla, ekosistem içinde yer alan her türlü hayvanı, ağacı, bitkisi, çiçeği, börtü böceği ile canlar yok oldu. Haberleri izlerken bizim de canımız yandı. Çoğu görüntüye bakamadım, içim parçalandı. Hadi mal, mülk bir şekilde yerine konulur, canları geri getirin mümkünse. Her felaket sonrası IBAN numarası ya da mesajla bağış istemek, itibarını düşünen bir devlet için yöneticilerinin aczidir bence. Evet insanımız cömert, fakat ülkemizin dünyada sıralamaya girecek kadar ünlü 5 müteahhit firmasının, onlarca kez affedilen vergi borçlarının, toplamının yanından bile geçemez toplanacak bağışın miktarı. Tüpçünün üstüne yattığı 750 milyon dolar da epey bir yara sarar. Cebinize girecek parayı değil, bu ülkenin insanına, bu ülkenin geleceğine harcanacak parayı, bakkal defterini siler gibi silmeye kimsenin hakkı yok.
Artık uçak mı alıyorsunuz, helikopter mi alıyorsunuz, THK uçaklarını bakanlık envanterine devredip, bakımını yaparak uçuruyor musunuz, ne gerekiyorsa hiç zaman kaybetmeden yapın. Başka ülkelere dünyanın parasını ödüyoruz, ayrıca kiralanan uçaklar ile ilgili daha uzun süre uçup, daha çok para kazanmak için geç müdahale ediyorlar şeklindeki söylentiler ürkütücü. Benim naçizane bir önerim de olacak; Cübbeli Ahmet ve müritlerini acilen bir uçağa doldurup, yangın bölgelerine gönderin. "Yangını görünce söndürmek için tekbir getirin" diyen bu zevatın hünerini bir görelim. Söndüremezse kor kozalak ile ağzını mühürleyelim ki, inanç üzerinden kazanç amaçlı zırvalamayı kessin.
Yangınlar elbet söndürülecek. Kamuoyunun aklındaki soru, yanan bu alanların ne olacağı; eğer yapılaşmaya yani ranta açılırsa, talan edilmesine göz yumulursa, o yanan cümle canların ahını alacaktır sorumlular. Elbet kanunlar önünde hesabı da sorulacaktır. Son torba yasadaki orman alanlarında yapılaşma yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığına devri bu yönde kuşkular yarattı. Bu arada, daha önce deprem felaketlerinde de tanık olduğumuz gibi felaketi fırsat bilip, sosyal medya üzerinden hesap numaraları vererek, yardım topladığını iddia edenler türedi. Ağaçlandırma çalışmaları hemen başlamayacak, ancak, zarar gören vatandaşların yarasını sarmak, öncelikle devletin ilgili kurumlarının görevi. Bu noktada yardımda bulunmak isteyenlerin her çağrıya hemen kanmamaları, insani duyarlıklarının suiistimal edilmesine izin vermemeleri önemli. Yardımınızın yerine ulaşacağından emin olacağınız, organize kamu kurumları ya da sivil toplum kuruluşlarını muhatap almayı tercih etmelisiniz. Örneğin, TEMA Vakfı topladığı bağışları Orman Bakanlığına devredecekmiş; bu bilgi yaptığı yardımın nereye gideceği hakkında kuşkuları olan halkımızı epey rahatlatmış olmalı.
Yardımlaşma duygusunu istismar edenlerin yanında, her fırsatta toplumsal kargaşa yaratmak isteyen halk düşmanları yine boy gösteriyor. Bu yangın felaketini de siyasi provokasyon amaçlı kullanmak, kardeş kavgası başlatmak isteyenlerin suratının ortasına elinizin tersiyle okkalı bir vurun. Suç örgütü lideri denilen Sedat Peker bile "Etnik kimlikler üzerinden provokasyonlara kapılmayın." derken, HDP`yi ve dolayısı ile seçmenini hedef gösterenler, başka bir yangını körükleme gayretinde. Yangınlarda HDP ile bir bağlantı kurulmamış olduğunu Perinçek`e birileri anlatmalı; siyasi parti liderliğine yakışmıyor attığı tweetler.
Sağlıkla, umutla...