Gel aratlim bir tur atalım!
Yalnızlık çok zordur. İnsan kalabalıklar içinde yalnız kaldı mı işi daha zordur. Başkalarını dinler durur o zaman insan. Ne konuşuyor bunlar diye. (Ama dağda bayırda yalnız kalmak çok güzeldir. Hele bir de akarsu kenarında, denizin kıyısında olmak!.. İnsansız ortamlarda! Ağacı, kuşu, suyu; en önemlisi de havanın sesini dinlersin. Çünkü bunların hiçbirinde yalan dolan yoktur. Sahtekarlık, iki yüzlülük yoktur)
Ama dediğim gibi şehirlerde yalnızlık zordur. Boğar insanı. Onun için Pazar günü Aratlim`e dedim ki, gel biraz tur atalım Çanakkale`de. Hem dertleşiriz, hem de bakınırız. Kim kaldı ki etrafımızda. Sevdiklerimiz bir bir kaybedip duruyoruz. Evet aynen böyle düşündüm. Yine dedim ki, sevdiğimiz mekanları da kapattılar. Sevdiğimiz arkadaşlarımız, abilerimiz evlerinde şimdi. Ne yerler ne içerler! Bu soğuk kış gününde evlerinde aç mıdır susuz mudurlar! Ne kadar çok sıkıntı, ne kadar çok acıklı yaşam var yanı başımızda. Gözümüzün tam önünde.
Gel aratlim turlayalım şöyle kordonda dedim. Yavaş yavaş yürüyelim. Hatırlar mısın, salgının ilk kapatmalarında kordonda yürümeyi de yasaklamışlardı. 20 metre genişliğinde kordon dururken, iki metrelik dar kaldırımlara hapsedilmiştik. Neden? Korona bulaşmasın diye değil mi. Güler misin ağlar mısın! Denizin iyot kokusu mu daha iyidir, motorun egzoz gazı mı? Tabi canım, egzoz gazında korona yaşayabilir mi! Bizim gibi korona da mevta olur hava kirliliğinden bunda şaşıracak ne var ki!
Ah be aratlim. Bak mekanlara hepsi kap karanlık. Ha beni çok ırgalıyor mu, yok! Çünkü bu Kordon boyunun eski halini bilirim ben. Her kesimden insana hitap ederdi eski kordon. Böyle kafe mafe neyim yoktu o zaman. Çay içerdik, dertleşirdik. Sonra böyle işet. Ama gene de üzülüyor tabi insan.
Bak aratlim, meyhaneci dükkanın içindeki teşhir dolabını çıkarmış, en öne koymuş. Mezeni al git diyor gördün mü? Napsın adam. Garson işsiz, bari aşçı aç kalmasın dedi herhalde. Kendi rızkını da çıkaracak belki. Ah be aratlim, valla çok üzücü bu görüntüler beya. Bak bak gençlere bak! Hepsinin elinde kahve bardağı. Gelecekten korkma be aratlim, artık gençlerimiz kahve içiyor bak. Zihinleri dimağları açık hepsinin. Bir de ellerinde telefonla gezerlerdi ya, bak artık kahve bardağıyla geziyorlar di mi. İyi oldu iyi. Bu da bir gelişme. Onlarda 65`likler gibi evde oturup pinekleyecek değiller ya.
Bak aratlim, hep ben konuşuyorum ama yine de sen dinle beni. Bu arkadaşın boş değildir. Çözer toplumsal dokuyu anladın mı! Bizim zamanımızda lisede sosyoloji, felsefe hatta mantık dersi bile vardı. Hatırlarsın. Bizim zamanımız başkaydı be aratlim! Aşklar platonikti. En sevdiğimiz kafa yapan içki de votka tonikti değil mi, kızları bayıltırdı be aratlim!. Ayık aşk, ayık kız, tutturur muydu elini!
Bak aratlim, polislerle zabıtalar nasıl kol kola girmiş. Yan yana dizilmiş, sokakları süpürür gibi yürüyorlar. Bunlara korona mı karşı gelecek, yol vermezse korona başına gelecekleri sen düşün be! Ha valiyle emniyet müdürü de gezmiş sokakları. Devletimiz de işi sıkı tutuyor be aratlim. İçki satan dükkanları da sekiz de kapatalım demişler. Ötekilerden zarar gelmez, kabak çekirdeği çitlesin millet çinko vitamini alsın. Sağda solda bira mira şarap içip efkarlanmasın. Yazık bu gençlere be yav!
Aratlim bir de sana şey diyeceğim; bu dilenciler ne kadar çoğaldı değil mi. Eskiden üç beş Suriyeli çocuğumuz vardı, büyüdüler delikanlı oldular. Ama bu yeni gelenler çok değişik geldi bana, nereden geldiler acep. Akordeon bebeleri de değil bunlar, başka!
Yav aratlim, eskiden kordonda gezerken zevk alır mıydık biz? Ya da böyle Çarşı caddesinde falan. Bir tatsız geldi ya bana bu gezme bugün. E tabi hep ben konuşunca, senin de canın sıkıldı tabi. Napcan eski günlerde ki, gibi memleketi nasıl ihya ederiz, kurtarırız diye de konuşmuyoruz artık. Ulan yalan oldu galiba her şey be aratlik! Bunalımda mıyız neyiz be!..