sermet@canakkaleolay.com
Geçen haftaya damgasını vuran olayların başında; Tekel işçilerinin iş ekmek, gelecek talepleri için verdikleri mücadelelerinin gaz ve coplar ile engellenmeye çalışılması girişimleri gelmekte. Tekel işçileri mücadelesi her yönü ile çok zengin deneyim ve dersleri içermektedir. Öncelik ile hükümetin demokrasi kavrayışının kamuoyu nezdinde algılanması noktasında önemli bir deneyim olmuştur.
Türkiye’nin dört bir yanında emekten yana güçler Tekel işçilerine yapılan saldırıyı protesto etmişlerdir.
Çanakkale’de de özelik ile gençliğin katıldığı bir protesto gerçekleşmiş, kentteki siyasi hayatın önemli aktörü CHP’nin sessizliğini bu noktada sürdürmesi, olumsuz karşılanmıştır.
CHP il yönetiminin kent siyasal yaşamının gerçekliklerini iyi tahlil ederek, etki alanlarını arttıracağı noktalarda inisiyatif kullanması önemlidir.
Bugün bu noktadaki sessizlik yarın CHP etki alanı noktasında olumsuzluklara dönüşebilir.
Kentimiz de geçen haftayı siyasal gündem itibarıyla son derece hareketli geçirdi.
Katı atık bertaraf ücretleri üzerinden yapılan tartışmalar gündeme damgasını vurdu.
Katı atık bertaraf ücreti üzerinden bir popülizm rüzgarı estirilerek Çanakkale Belediyesi CHP grubu sıkıştırılmaya çalışıldı.
CHP grubu meclis toplantısında bu gelişmenin önünü kesti.
Gündem dışı konuşulan katı atık bertaraf ücretlerine ilişkin polemiklerin yaşandığı meclis toplantısında olayın özüne ilişkin önemli çıkarımlarda da bulunuldu.
Öncelik ile Başkan Gökhan bu çalışmalarda ilgili meslek odası temsilcilerinin çalışmaya dahil edilmesinin eksikliğini dile getirerek, katılımcılık ilkesi itibarıyla ilkeli duruşuna bir kez daha referans oluştururdu.
Meclis üyesi Muzaffer Özgen’in tartışmaların özüne ilişkin yapmış olduğu tespit son noktayı koydu.
Özgen,”biz burada esnafımız ve halkımıza bu kadar küçük meblağların dahi getirdiği yükleri tartışır hale gelmiş isek, bizi bu noktaya getiren asıl sorumluları tartışmalıyız, siyasi popülizm yerine bu durumu sorgulayalım” tespiti ile sorunun özüne ilişkin can alıcı tespiti yaptı.
Kendisini bu yaklaşımından ötürü kutluyorum.
Bence siyaset mekanizmasının asıl hedefleri noktasında yol gösterici olmuştur.
AKP grubu da konuya ilişkin kendilerinin bu noktada popülizm yapmak gibi bir yaklaşımlarının olmadığını, sağlıklı bir sonuç ile Çanakkale halkının karşısına çıkmak amacıyla yaklaşımlarının olduğunu, buna uygun yöntemler ile hareket edilmesinin Belediye Meclisinin prestijine katkı vereceklerini belirtmeleri sürecin daha uygun koşullarda devamının işaretini vermiştir.
Konuya ilişkin bundan sonraki süreç içersinde tarafların uygunluk gösterdiği sonuçlar ile yaşanılan tartışmalar sonlanır.
Fakat ben daha evvel de belirttiğim gibi, mecliste de gündeme gelen, bertaraf ücretlerinin belirlenmesi konusunda Belediyenin bir miktar maliyeti kendi kaynakları ile karşılaması konusunu gündeme almasını böylece de yaşanılan şu zor günlerde az bir miktarda dahi olsa katkı oluşturarak “Halkçı Belediyecilik” konusunda bir uygulama örneği yaratmalıdır.
Başkan Gökhan’ın bu noktadaki hassasiyetine güveniyorum.
Bizim şeffaf beygir iyi kişnedi.
İyi kişnedi ki çakma atçılar geçen hafta Çanakkale ‘de bazı ziyaretlerde bulunarak yanlış anlaşıldıklarını ifade ederek, amaçlarının Çanakkale’ye ve Çanakkale tanıtımına katkı sağmaktan başka bir şey olmadığını dile getirdiler.
Geçmiş günlerde Beyoğlu Belediye Başkanı, Kültür Müdürümüz ve bazı sivillerin katılımı ile ‘1. Troia Uluslararası Film Festivali’ organizasyonun yapılacağı açıklanmıştı.
Çanakkale dışında yapılan böyle bir organizasyon için görüşlerimi bir yazımda dile getirmiş idim.
Beraberinde bir grup Çanakkaleli ‘1. Geleneksel Çanakkale Troia Şeffaf Beygir Film Festivali’ organizasyonu için düğmeye bastı.
Bu girişim aynı zamanda düzenlenen çakma Troia Film Festivaline de ciddi bir tepki idi.
Fakat üslup biraz mizahi olunca bundan sonra bu alandaki mesajlarda mizahi olacak, tartışmalarda bu üslupla sürecek herhalde.
Bende bu üsluba uyayım dedim.
Bizim şeffaf beygiri bence kimse tutamaz.
Bahisçiler için önemli bir tüyo veriyorum; 6. ayakta tek geçebilirsiniz. Çünkü seffaf beygirimize gemici biniyor.
Şeffaf beygirimiz denizlerde koşacak, nede olsa denizleri aşıp gelen Akhaların eseri değil mi?
Sermet ATADİNÇ