GAZLI ‘İleri Demokrasi’ (!)
Değerli okurlarım, Suriye için savaş çığırtkanlığı yapan, ancak OBAMA’nın ‘Otur Oturduğun Yerde!’ tavrı nedeniyle kös kös Türkiye’ye dönen Başbakan Erdoğan, yaklaşık 1 hafta önce Taksim Gezi Parkında “ağaçlar kesilmesin” diye direnenlerle başlayıp ülke çapında yapılan eylemlere karşın; bir başbakan olarak ‘itidal’ çağrısında bulunması gerekirken adeta yangına benzinle gitmeyi yeğliyor, uzlaşma kültürünü hiç aklına getirmeden!..
***
Bu eylemlerin nedenlerini mercek altına aldığımızda;
- 4+4+4 Dayatması!
- Dindar gençlik istiyorum!
- En az üç çocuk doğurun! (Ancak, doğum yöntemini de ben belirlerim!)
- İhanet Süreci! (Herkes barış istiyor, ancak ne pahasına sorusuna yanıt var mı? YOK!)
- Akil Adamlar Olayı!
- 1 Mayıs’ta Taksim yasak!
- Sigara her yerde içilmeyecek!
-Film- TV Dizilerinde sigara-alkol içildiği gösterilmesin!
- Uçakta içki olmaz!
- İçkiyi evinde iç!
- Ankara Metrosunda “ahlaklı davranın” anonsu!
- İki ayyaşın yaptığı yasalar! ( Ayyaşlardan biri yoksa Atatürk mü?!)
- 3. Köprüye Yavuz Sultan Selim adını verdik!
- Sosyal medya toplumun baş belasıdır!
- ‘Ustalık’ döneminde sık sık “kefenle yola çıktım” edebiyatı!
*Gibi Başbakanın başka baskıcı, aşağılayıcı sözlerini gösterebiliriz.
***
Neden-sonuç ilişkisini kurmayı sürdürelim:
Başbakan ERDOĞAN geçtiğimiz Pazar günü “Osmanlı Arşivi Yeni Hizmet Binası Açılış Töreni ve Rumeli Türkleri Derneği Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında;
“Topçu Kışlası çılgın projelerimizden biri.. Taksim’e Cami de yapacağız! Atatürk Kültür Merkezi(AKM)yi de yıkacağız! Benim adım Tayyip Erdoğan. Bunun iznini CHP Genel Başkanı’ndan ya da birkaç tane çapulcudan alacak değilim. Bize bu yetkiyi bu millet verdi zaten.. İçki içenler alkoliktir. Onlar bile bana oy veriyorlar” diyebiliyor.
*Bu sözler “Ne yaparsanız yapın.. Karar verdim. Ben yaparım olur” anlayışının eseri olarak despotik-otoriter bir yönetim biçiminin varlığını göstermektedir.
Soru 1 – Peki… Size oy vermeyenler ‘bu milletten’ sayılmıyor mu?
Soru 2 – Siz Belediye Başkanı iken “3. Köprü cinayettir” demiştiniz, ama 3. Köprünün temelini attınız.. Ne yaman çelişki, ne yaman ters köşe değil mi?!
Soru 3 – Taksim Gezi Parkı, Topçu Kışlası, AKM gibi doğruda doğruya Belediye’yi ilgilendiren ve onun sorumluluğunda olan işlere hangi demokraside ‘Başbakanlar’ müdahil olur, karışır?
Soru 4 – Size oy verenler hem Başbakanlık hem de Belediye Başkanlığı yapabilirsiniz diye mi oy verdiler?! Acaba bizlerin bilmediği size verilen başka yetkiler var da bizim mi haberimiz yok!!!”
***
Bakınız, Başbakanın Topçu Kışlasını yeniden yapma hevesi nereden kaynaklanıyor; Kışla, Taksim Gezi Parkında tarihi bir yermiş. “Oranın tarihini biliyor musunuz?” diye soruyor Başbakan..
Kısaca Yanıt Verelim: Sultan 2. Abdülhamit yönetime karşı bir isyanın başlayacağından korkuyor. 31 Mart Gericilik Ayaklanmasında ŞERİAT İSTERİZ nidalarıyla sokaklara dökülen çember sakallı softaların, alaylı askerlerin, “Mektepli Subaylara Ölüm!” diye tekbirler atarak, gördükleri yerde çağdaş eğitimle eğitim görmüş Subayları katlettikleri yer….
Soru 5 – Kışla dediğiniz yerin tarihi böyle.. İçinize sindirdiniz mi?
*Başbakan Fas’a giderkenReuters Muhabirine kızdı; “Olaylar içerden dışarıdan organize.. Evlerinde zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az % 50’si var. Biz onlara diyoruz ki, aman sabırlı olun.. Tencere-Tava hep ayni hava!” diyerek bölücü, kavgacı, kışkırtıcı, hakaretamiz ve de alaycı üslubuyla yaşananları algılayamadığını kanıtladı!..
Başbakan “Üniversite öğrencilerinin idealleri ideolojileri yok mu?” (Basın mensubunun sorusuna verdiği yanıt)
Yanıta bakar mısınız; “Öğrencilerin idealleri ve ideolojilerinin” olması meğer ne kötü bir şeymiş(!) Büyük suç.. Sözün bittiği bir yerde burası olmalı!..
‘İleri Demokraside’ İdeal ve İdeoloji olur mu hiç.. Asla olmamalı(!!!)
*Başbakana ideoloji kelimesinin anlamını öğretelim! Reuters Muhabirine ‘bana öğret’ dedi, o öğretmedi biz öğretelim!
İdeoloji kelimesi, Fransızca (İdeologine) kelimesinden türetilmiştir.
İdeoloji: “Siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin, bir toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, moral, estetik düşünceler bütününe” denir.
Soru 6 – ‘Müslüman-Muhafazakar Partiyiz’ deyince siz de bir ideolojiden söz etmiş olmuyor musunuz? Peki… İdeoloji kelimesi size göre çok kötü bir şeyse.. Ne olacak şimdi? Sizde İDEOLOJİKSİNİZ(!)
*Size oy verenlere “aman sabırlı olun…” diyorsunuz. Siz niye endişe ediyorsunuz ki; onlar sokağa
inerse 2 paket makarna ile 1 torba kömür dağıtın.. Onlar kendiliğinden dağılır!!!
*Sayın Başbakan, iki gün önce İnebolu AKP Gençlik Kolu Başkanınız Hasan Ferhat KÜPOĞLU Twitter’den;
“Taksim Gezi Parkı’ndan sonra Anıtkabir’i de yıkarız elhamdülillah” diyerek eylemcilere tepki göstermiş.
Soru 7 – Sizin istediğiniz ‘Dindar Gençlik’ kinini böyle mi kusmalı???
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, halkımız son olaylarla ülke sathında; kendine göre değil, herkes için demokrasi yolunda nihayet dayanışmayı becermiştir. Halk ‘Yargının yürütmeyi durduramadığını’ görmüş, ama geri adım atmamış, direnmiş. “kendine güvensizliği” aşarak, siyasal ve ideolojik düzeyde mücadele etmeye başlamış, tünelin ucunu görmüştür. 10.5 Yıl sonra da olsa ‘ileri demokrasi(!)nin kandırmaca, gerçek demokrasinin de; tüm vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimi olduğunun farkına varmışlardır.
Amaçlarına varmak için her yalanı mubah gören Arap kültürlü kafalar fena halde duvara toslamışlardır.
Artık ok yaydan çıkmış.. Mızrak çuvala sığmaz olmuştur.
*Özetle bu millet; “Benim doğru bildiğim herkesin doğrusu olmalıdır” tarzındaki despotik-diktatoryal davranışlı Başbakana KIRMIZI KART göstermiştir!
Tek Slogan Hakimiyeti: TAYYİP İSTİFA!