Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Gazla suyla temizlenmez!..

1316
Bu kirlilik öyle bir kirliliktir ki; ne gazınız, ne tazyikli suyunuz, ne de plastik mermileriniz temizleyebilir.
Yolsuzluğa, hırsızlığa karşı çıkanlara, protesto edenlere, saldırdıkça bir kez daha hırsızlık ve yolsuzlukları onayladığınızın farkında mısınız acaba?
Kendinizden eminseniz, neden sizi protesto edenlere saldırıyorsunuz?
Halka saldıranlar, onların demokratik tepkilerini gazla, suyla, plastik mermilerle bastırmaya çalışanlar bilsinler ki; bu yöntem hiçbir yerde, hiçbir şekilde yolsuzluğa rüşvete, hırsızlığa, karışmış insanları kurtaramamıştır.
17 Aralıktan beri ortaya çıkan, bunca olay karşısında” paralellerin komplosu” savunması arkasına gizlenerek, yeni bazı yasal düzenlemeler ile üstünü örtmeye çalışmanız da anlaşılıyor ki; yetmedi!
Şimdi protesto hakkını kullanan vatandaşlara yeniden saldırılara başladınız ki; bunun sonu hiç de hayırlı olmayacaktır.
Yerel seçimlerin böylesi bir siyasal atmosferde yapılıyor olması, AKP Çanakkale adayına şimdi yeni sorumluluklar yüklüyor.
Önce çıkacak, Başbakanının oğlu ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin görüşlerini açıklayacak.
Şimdi sizlerin şunu söylediğinizi duyar gibiyim; bu adamda ne yazıyor böyle,  sanki başbakanın söylediğinden farklı bir şey mi söyleyecek AKP adayı, söyleyeceği şey belli, ‘başbakanımıza karşı bir komplo kurulmuştur’  demekten başka ne söyleyebilir ki ?
Evet onu söylesin, söylesin ki; yolsuzluklar hırsızlıklar konusundaki tavrının sadece genel başkanına biat etmekten ibaret olduğunu bir kez daha görelim.
Görelim ki; Çanakkale’nin kaynaklarını kime teslim edeceğimiz üzerine bir kez daha düşünme fırsatı yakalayalım.
Bütün dünyanın bu olayı konuştuğu bir durumda yaşanan onca olay sadece bir komplo sözcüğünün arkasına gizlenerek açıklanamaz.
Böyle bir şey varsa, hükümette olan bir irade çıkar bunu ispat eder.
Bunu ispat edemeyip, sözde kalan savunmalar ile kamuoyu karşısına çıkanlar;
 hırsızlık ve yolsuzluklar karşısında duyarlı olmanın gereklerini kaybetmiş kişilerdir.
İnsan hiç olmazsa şöyle bir düşünür, neler oluyor böyle, neler konuşuluyor, her taraftan rüşvet yolsuzluk fışkırıyor, hiç olmazsa ihtiyatlı olmalıyım, yarın bu kirliliğin altında bende kalırım demez mi?
Demiyorsa, diyemiyorsa vicdanının sesini dinleyerek ihtiyatlı davranamıyorsa; orada tehlike var demektir.
Yoksa AKP adayı, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu gibi “İnanın bu uydurma kaset ve ses kayıtlarına doğru olsa bile inanan yok. Millet bu iktidardan memnun” anlayışını kendisine rehber  almıştır?
Rehberi böyle olan  AKP adayı, Çanakkale’de yolunu kaybeder!
Buradan hareketle AKP adayı şu sorulara da cevap vermelidir!
Protesto hakkını kullanan halka, uygulanan şiddet ve baskı için ne diyeceksiniz?
Çanakkale’de yolsuzluklara hırsızlığa hukuksuzluğa karşı düzenlenen miting tertip komitesi üyelerinin emniyet müdürlüğü tarafından ifadelerine başvurulması için ne düşünüyorsunuz?
Çanakkale Belediyesini teslim edeceğimiz kişinin Çanakkale’nin kaynaklarını bizim adımıza yöneteceğini unutmayalım.
Bunun için yolsuzluk ve kirlilikle ile iddiaların bu denli ayyuka çıktığı bir dönemde bu konuya ilişkin sorgulama yapmak en doğal hakkımızdır.
Ayrıca yeni dönemde vatandaşlar olarak, yerel yönetimin daha etkin denetimini sağlayacak yeni organizasyonlara, yeni denetim mekanizmalara ihtiyacımız olduğunun bilinci ile adayların bu konuyu ne şekilde ele alacaklarını hangi mekanizmaları harekete geçireceklerini sorgulayalım.
Hırsızlık bu ülkenin siyasal iradesinin bir parçası olmuş ise; bizlere şimdi daha çok sorumluluk düşmektedir.