Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Gazetecilerin Meydanlarda Olduğu Bir Ülke…

2230

Bir ülkenin gazetecileri meydanlarda özgürlükleri için taleplerini gündeme getirerek, baskılara tutuklamalara karşı mücadele ediyorlar ise; ülke demokrasisi yamalı bohça haline gelmiş demektir. Ülkemiz böyle bir süreçten geçiyor. Hafta sonu gazeteciler Ankara’da yürüdüler, Çanakkale’de de bir basın açıklaması ile “özgür basın var ise, özgür toplum vardır “dediler. Özgürlüklerine sahip çıkmayan, çıkmayacak bir gazeteci düşünemiyorum. Özgürlüğün olmadığı bir ortamda, gazeteciliğin yapılamayacağı söylemek için gazeteci olmaya bile gerek yoktur. Bu anlamada böylesi can alıcı bir sorun karşısında gazetecilerin bu sorunu sahiplenmemesi gibi bir durumu düşünemiyorum. Fakat!  
Hafta sonu yapılan basın açıklamasına Çanakkale’deki gazeteci arkadaşlarımızın katılımı yetersiz idi.
Bu konu gerçekten analiz edilmesi gerekli bir konuma ulaşmıştır.
Önce şu esası temel bir gerçeklik olarak baz almalıyız: “gazetecilik mesleği için özgürlükler olmaz ise olmazlar arasındadır. Tüm gazeteci arkadaşlarımızın buna itirazı söz konusu olmayacağı için basın açıklamasına ilgisiz kalmalarının nedeni bu temel gerçeklik ile ilgili değildir”
Öyle ise nedir?
İşte bu konuyla ilgili cevaplarımızı ortaya koyduğumuzda bir başka gerçeklik ile yüzleşmek zorunda kalıp, sistemin başka bir boyutunu sorgulamamız gerekiyor.
Çanakkale’deki gazeteci arkadaşlarımız çok ciddi olarak ekonomik kaygılar içersinde yaşam mücadelesi vermektedirler.
Bu kaygılar her şeyin önüne geçmiş durumda olduğu için sürecide belirleyen bir konum yaratmış durumdadır.
Böylesi koşullarda, meydanlara çıkıp, sistemin gerçekleri ile yüzleşmek noktasında irade beyan etmenin getireceği bazı riskler olduğunun algısı ile tercih, suskunluktan yana olmaktadır.
Sistem bu boyutu ile hedefine ulaşmıştır.
Sonuçta basının susturulmasının yöntemsellikleri çeşit çeşittir.
Çanakkale’de ekonomik kaygılar ile oluşan iklim, bazı kesimlerin istediği sonuçları yaratmıştır
Gazetecilik mesleği toplumsal bir disiplindir.
Ne şekilde olur ise olsun toplumun çeşitli kesimleri ile temas içersinde olursunuz.
Gazetecilerin çok ilgi göstermediği basın açıklamasına Çanakkale’nin duyarlı, demokrasi özgürlükler noktasında taraf olan, ilerici demokrat kesimleri bizzat katılarak önemli bir destek vermişlerdir.
Aynı zamanda göstermiş oldukları dayanışma ile gazetecilere moral vermişler, özgür toplum adına bir duruş sergilemişlerdir.
Gazetecilerin birçok noktadaki sorunlarının çözüm alanları yine bu dayanışma noktaları olacaktır.
Çanakkale’deki gazeteci arkadaşlarımın bu gerçeği iyi analiz etmeleri gerekir.
Varlıklarının özünü teşkil edecek özgürlükler için çaba harcamayanları bekleyen gelişmeler, bu meslek için hiç de iç açıcı değildir.
Güdümlü, yönetilen, özgür iradenin yaşam bulmadığı koşullar gazetecilik mesleği için çok tehlikeli olup, bu mesleği yok eder.
Belki adınız yine gazeteci olarak anılır ama, biliniz ki bir robotsunuzdur.
Tüm gazeteci arkadaşlarımız basın dünyasını şöyle bir analiz etseler; bu noktadaki örnekleri ve gerçekleşmeleri çok net olarak göreceklerdir.
Çanakkale basını bir yol ayrımının başındadır, ya kendisini toparlayacak adım adım yol alacak, ya da başka bir alanda mesafe alarak itibarsızlaşacaktır.

Hafta sonundan notlar.
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’da basın açıklamasına katılarak gazetecilere destek verenler arasındaydı.
Sonrasında da çevre meclisinin altın madencilerinin Kazdağları’ndaki tahribatına karşı oluşturulacak eylem planına ilişkin toplantıya katıldı.
Başkan Gökhan’ı son zamanlarda mücadele alanlarında daha sık görmeye başladık.
Bu kentte yaşayan bir birey olarak, bizlerin seçtiği bir başkanın bizlerin sorunları ile bu denli ilgili olması son derece olumlu, bundan kişisel olarak ta mutluluk duyuyorum.
Erenköy Belediye Başkanı Alaattin  Özkurnaz da basın açıklamasına katılanlar arasındaydı.
Kendisi emek mücadelesinin içersinden gelen bir başkan olarak bu konularda zaten sürekli duyarlı davranıyor.
Gözlerim Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan’ı aradı ama ben göremedim.
Mutan’da bu konularda hassastır. 
Bu konuda hiçbir tereddüdüm yok.
Katılıp da göremediysem beni affeder başkan, katılmadıysa da zaten gerekçesini paylaşır
CHP Milletvekili aday adayları da basın açıklamasına ilgi gösterdiler.
Ali Sarıbaş bir gün öncesinden katılımı ile destek vereceğini deklere ederek bizler ile birlikte oldu.
Serdar Soydan, Nurşen Albayrak, Emin Doğan, Mustafa Ege, Fikriye Kızılkeçili katılımları ile destek verdiler.
Ayrıca, demokrasi emek ve özgürlük mücadelesinin savunucusu siyasi parti ve demokratik kitle örgütü ve sendikalardan duyarlı birçok vatandaş desteklerini esirgemedi.
“Basın özgürlüğü sorunu yoktur “diyen siyasi partinin milletvekili aday adaylarından herhangi bir katılım olacağını zaten düşünmemiştim.
Fakat herhangi birinin katılım göstermesi durumunda; kendisi hakkındaki düşüncelerimin çok farklı gelişebileceğini buradan beyan etmiş olayım.
En azından biat etmeden politika yapan duruşu ile kendisine bir saygım olur idi.
Basın açıklamasına katılan CHP milletvekili aday adayı Emin Doğan ile basın açıklaması sonrasında sohbet etme imkânım oldu.
Emin Doğan’ın içinde olduğu ve tanık olduğum bir olay üzerine yazmış olduğum yazı sonrasında Biga’daki bir gazeteci arkadaşımız ile bir polemik yaşamamız nedeniyle Emin Doğan’ ile sohbetim çok daha renkli oldu.
Son gelişmeler ile ilgili karşılıklı düşüncelerimizi birbirimize aktarma fırsatı bulduk.
Doğan, ön seçim ile milletvekili adaylarının belirlenmesi noktasındaki CHP tavrının son derece olumlu olduğunu belirtirken, hareket kriterleri son derece önemli idi.
Öncelik ile parti içi demokrasinin gelişimi noktasındaki bir adım olduğunu belirtirken, aynı zamanda CHP içerinde bir dinamizm yaratacağını ve bununda CHP’nin kitlelere ulaşma noktasında yeni bir performansa dönüşeceğine vurgu yapıyor idi.
Çanakkale CHP örgütünün bu süreçten daha da güçlenmiş olarak çıkacağına inanıyor idi.
Bu yönü ile milletvekili adaylığı ile ilgili olarak; sanki seçilecek kendisi değilmiş, önemli olan partisinin gelişimi ve başarısı noktasındaki yaklaşımı ile bir farklılık yaratıyor idi.
Emin Doğan’ın bu yönünü oldukça önemsedim.
CHP içersindeki değişim bilincinin adaylar bazında kimlik bulmasından da ayrıca umutlandım.
Hafta sonu çevre mücadelesi açısından da önemli iki etkinlik var idi.
Kent Konseyi Çevre Meclisi Kazdağları’nda altın üretimine bağlı olarak gelişecek risklere karşı eylem planı hazırlamak için bir araya geldi.
TKP Çanakkale İl Örgütü bir basın açıklaması yaparak; Çanakkale halkını altın tekellerine karşı toprağımıza, suyumuza, sağlıklı geleceğimize sahip çıkmaya , ‘altın’cı filoya boyun eğmemeye çağırdı.
Bu temelde bir de imza kampanyası açarak, Çanakkale halkının tepkisini örgütlemek için harekete geçildi.
Çanakkale’de çevre bilincinin gelişimine bağlı olarak bu noktadaki mücadelenin ivme kazanması mutluluk veriyor.
Hele, Şahinler ve Kuşçayır köylülerinin onurlu davranışlarından sonra çok güzel hareketler bunlar.

Sermet ATADİNÇ