Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Felaket yollarına iyi niyet taşları döşemek

Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi, "nasıl bir üniversite' konusunda ayrıntılı bir rapor hazırlayarak kamuoyu ile paylaştı. Laçiner döneminde yaşanan onca olumsuzluk sonrasında şimdi bazı şeylerin düzelmesi konusunda oluşan beklentiler doğal olarak karşılanabilir. Çünkü öylesi fütursuzca sürdürülen bir ayrımcılık, kanunsuzluk mobbing ve ötekileştirme yaşandı ki; böylesi bir dönemden sonra bazı beklentiler içersine girmek işin doğasında vardır. Ancak bu beklentilerinde bir ölçüsü olmalı ve bu konuda ki yaklaşımın bazı kriterlerini oluşturmak gerekir.

884

 Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi’nin rektörlük seçimlerinden sonra yeni yönetim ile gelişen süreçte beklentilerini yüksek tutarak aşırı bir iyimserlikle hareket ettiğini düşünmekteyim.

Hatta seçimler dönemindeki bazı yaklaşımlarında bu noktadaki etkilerini görmekteyiz.

Laçiner döneminin, rahatsızlığına temel teşkil eden taraflı olmak konumu, yeni Rektör Yücel Acer ile de aynen devam ettirilmektedir.

Bunun ilk işaretleri olarak;  ÇOMÜ Tıp Fakültesindeki bir öğretim üyesi için,  Çanakkale Tabip Odası’nın düzenlediği uluslararası  bir panelde görüşlerini açıklamasından dolayı açmış olduğu soruşturma gösterilebilir.

Yine küflü / boyalı ekmek konusunda olayın üstünü örtmek adına gösterdiği manevralar yandaşlık ilişkisinin bir başka formatta sürdürülmesi adına gündeme gelmiş ilişkiler olarak dikkat çekmiştir.

ÇOMÜ yönetimi eski yönetimden gelen alışkanlıkları bu olayda da aynen sürdürmüş,  görevi kamuoyunu bilgilendirmek gerçekleri kamuoyuna iletmek olan basın kuruluşunu susturmak, bir nevi gözdağı vermek adına hakkında dava açmak girişiminde bulunmuş, ancak hukuktan cevabını almıştır.

Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi’nin belirttiği gibi; ilk çıkılan öğretim üyesi alımlarında yine beklenenden uzak davranılmış, kendi kadrolarının yaratılması amacıyla hareket edildiği görülmüştür.

Tıpkı Laçiner döneminde yapıldığı gibi…

Ülkemizde üniversitelerin bilimsel özerkliklerini yitirmiş kurumlar olarak, siyasal iktidarların güdümünde olduğunu göz önünde bulundurarak ÇOMÜ yönetiminin uygulamalarına karşı temkinli yaklaşmak gerekir.

Bilimsel demokratik eğitim, artık ülkemizde aynı zamanda bir mücadele alanı olarak vardır.

Eğitim- Sen Çanakkale Şubesi tarafından hazırlanarak, yeni yönetimi sunulan rapor son derece değerlidir.

Ancak bu rapordaki tespitlerin yaşama geçirilmesi için ayrıca bir de eylem planına ihtiyaç vardır.

Yeni yönetimden bunları beklemek, son derece iyi niyetli bir yaklaşım olacaktır.

Eğitim-Sen bu noktada kaygılarını belirtmiş olsa da, genel havanın bu konuda bir beklenti içersinde olduğu noktasındadır.

AKP, 7 Haziran seçimlerinde halkların kendisine gösterdiği kırmızı kart sonrasında kontrol ettiği tüm kurumlar aracılığıyla çok daha agresif, gerici, baskıcı, anti demokratik uygulamalara başlamıştır.

Yeni hükümetin şekillenmesi sonrasında gelişmeler yeniden tahlil edilerek, demokrasi güçlerinin yeni bir yol haritası belirlemesi kapsamında Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi de ÇOMÜ için bir eylem planı belirleyecektir diye düşünüyorum.

Bir takım gelişmelere özellikle dikkat çekmek istiyorum; havuz medyasının nasıl azgınlaştığını şiddetin dilini nasıl var ettiğini yaşıyoruz.

Savaş kışkırtıcılığı konusunda özel bir görev alan havuz medyası son olarak HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’a bir basın kurumu olarak asla kullanmaması gerekli bir üslupla hitap eden Star Gazetesi meslek ilkelerini yok saymıştır.

AKP kontrol ettiği tüm kurumlarla siyasi varlığını sürdürmek adına Star Gazetesi örneğinde olduğu gibi her türlü etik değeri ayaklar altına alarak bir düşmanlaştırma politika üretiyorsa yandaş rektörler vasıtasıyla da üniversitelerde tehlikeli girişimler içersinde bulunacaklarını unutmayalım.

ÇÖMÜ’de bunu temelleri Laçiner döneminde atılmıştır.

Bir dönemin kolkola, omuz omuza olanları, gelinen siyasal koşullarda ÇOMÜ açısından ciddi olumsuzluklar yaratacak bir potansiyel taşımaktadır.