turgutcamer@hotmail.com
Değerli okurlarım CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU' "Bıçak kemiğe dayandı" diyerek dünya siyasi tarihinin en uzun yürüyüşünü yaptı. 15 Haziran'da Ankara-Güvenpark'tan İstanbul-Maltepe'ye 432 kilometrelik "Adalet Yürüyüşü" 9 Temmuz'da 2 Milyonu aşkın yurttaşın katılımıyla Maltepe Mitingi ile sona erdi. Miting ezberleri bozdu
***
KILIÇDAROĞLU ile birlikte yürüyenler “Hak, Hukuk, Adalet” sloganları atıyorlardı. Yürüyenler salt CHP’li değildi… Kamyoncuların “korna sesleriyle” eşlik ettiği “Adalet Yürüyüşü” adaletsizliğe uğramış her düşünceden insanı etkiledi.
Hatta yollara “b.k” dökenleri bile (!!!)
* Bence bu “Adalet Yürüyüşü” toplumumuzdaki karamsarlığı ortadan kaldırarak yepyeni bir “iktidar” umudunu filizlendirmiştir. Bu eylemle de Sayın Kılıçdaroğlu yalnızca CHP’nin değil, meclis dışındaki muhalefetinde lideri konumuna gelmiştir.. Bu tablo da göstermiştir ki; “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.”
* KILIÇDAROĞLU Maltepe mitinginde 10 maddelik “Adalet Çağrısını” açıklarken yalnızca o alanda bulunanlar değil, ülkenin her yanında yanlı-yansız ‘işte bu’ diyerek ayağa kalktı…
Neydi O 10 Maddelik Tarihsel Manifesto*:
1 - “15 Temmuz’u lanetliyoruz. FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı.
2 - 20 Temmuz sonrası bir sivil darbeye dönüşen OHAL kaldırılmalı.
3 - Yargı bağımsız olmalı. Adil yargılama hakkı eksiksiz uygulanmalı.
4 - OHAL mağduriyeti giderilmeli. Mağdurlar sivil ölüme terk edilmemeli.
5 - Örgütle ilgisi olmayan, muhalif olduğu için atılanlar göreve dönmeli.
6 - Mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler serbest bırakılmalı.
7 - Mühürsüz seçimle gelen gayrimeşru anayasayla ülke yönetilmemeli.
8 - Parlamenter sistemdeki vesayet kalkmalı laiklik aşındırılmamalı.
9 - Toplumsal eşitlik sağlanmalı. Kadınlar her alanda özgür olmalı.
10 – Saldırgan dış politika bitmeli. Adalet dış ilişkilere de hakim olmalı.”
· Kılıçdaroğlu’nun 10 maddelik manifestosunun temel ilkeleri nelerdir? Özetlersek; Toplumu birleştirici-bütünleştirici, uzlaştırıcı ve barışçı bir dayanışmaya dayalı, - ayrıştırmaya karşıt - olduğunu rahatlıkla anlarız.
*Hal böyleyken AKP Genel Başkanı ve tarafsız Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın 1 hafta önce TOBB(Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği)un düzenlediği “Uluslararası Yatırımcılarla İstişare Toplantısında” Kılıçdaroğlu’na şöyle seslendi;
“Sokaksa sokak diyerek kendi aklınca milleti ve devleti tehdit eden bu kişi böyle bir yanlışa saplanması halinde asıl kendisinin sokağa çıkamaz hale geleceğini iyi bilmeli. Açık konuşuyorum, böyle bir şeye mi tevessül edeceksin, sokağa çıkamaz hale geleceğini bilmelisin.”
(Bir Cumhurbaşkanına tehdit savurmak yakışır mı? Uzlaşmacı, tarafsız olması gereken bir Cumhurbaşkanının ağzından çıkan sözler böyle mi olmalı? Her cümlesi tehdit yüklü!.. Oysa Cumhurbaşkanının tüm yurttaşları kucaklaması, - Kılıçdaroğlu’da dahil - onların beklentilerini dikkate alması gerekmiyor mu? Maalesef bu beklenti giderek anlamını yitiriyor… Ülkemiz, çocuklarımız, torunlarımız adına kaygılanmamak mümkün mü?)
***
Ve… Destan!
*Birileri “Çanakkale Ruhu Neyse 15 Temmuz Ruhu Odur” benzetmesi yapmışlar! O birilerine Çanakkale ruhunun ne olup ne olmadığını anlatmak gerekiyor.
15 Temmuz AKP’nin yollarda beraber yürüdüğü, ayni yağmurda ıslandığı beslediği, semirttiği, beraberce iş tuttuğu FETÖ’cülerin kalkışmasıydı. Bu kalkışmayı Çanakkale , Sakarya, Kurtuluş Savaşı Destanları ile bir tutmaya kalkışmak en hafif deyimiyle kendi tarihini inkardır. Uğruna göz yaşları dökülerek FETÖ’ye vatan hasretini giderme davetini yapanlar(!) takiyye yapmaktan artık vazgeçsinler… Nacizane önerimi dikkate alırsanız gerçek destanları unutturmaya kalkışmazsınız!
15 Temmuz’u ‘destan’ olarak niteleyenlere gerçek destanları bir kez daha anımsatalım;
- Çanakkale Destanı
- Sakarya Destanı
- Kurtuluş Savaşı Destanı
* Çanakkale Zaferini kazandıran, Çanakkale Destanını yazan şehitlerin, milli ve manevi değerlerle donanmış torunları olarak her türlü ihanet şebekelerinin oyunlarını bozmak için gerekli inanca sahibiz ve dimdik ayaktayız.
Çanakkale ruhu ayrımcı değil, birleştirici-bütünleştiricidir…
Hem ‘suçlu’ hem de ‘güçlü’!
“Ne istediler de vermedik” sözü açıkça FETÖ’yü biz besledik, biz büyüttük, devleti ele geçirmesine biz zemin hazırladık demek değil midir?
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, işte tam da yukarıdaki söz nedeniyle bu ülkeyi yönetenlere “Siyasi Ayak Nerede?” sorusu soruluyor…
Bu özlü soruya niçin yanıt veremediklerini gelin araştıralım ve şu ilginç ipucu da aslında bam telini-püf noktasını işaret ediyor!..
15 Temmuzdan hemen sonra 2 gün içinde 50 bin’i aşkın kamu görevlisi nasıl işten atıldı? Demek ki listeler hazırdı.. Görevden almak için darbeyi beklemişler! Der misiniz, demez misiniz!? Bu kritik soru da henüz yanıtlanmadı.
24 Haziran 2004 tarihinde toplanan Milli Güvenlik Kurulunda FETÖ’nün devletin tüm kademeleri için tehdit oluşturduğu, önlem alınması MİT ve Genelkurmayca AKP Hükümetine tavsiye ediliyor.
O günün Başbakanı Erdoğan tavsiyeyi bakınız nasıl değerlendiriyor; Dönemin Başbakanlık Müsteşarı, Milli Eğitim Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı yapmış olan Ömer Dinçer Gazeteci Ertuğrul Özkök’e neler neler söylemiş!
- MGK’nın tavsiye kararı Başbakanlığa bildirildikten sonra Başbakanımıza açtım ve gelen yazıyı DOSYASINA KALDIRMAYA KARAR VERDİK.
- Bu karar metni Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmadı ve HAKKINDA HİÇ BİR İŞLEM YAPILMADI.
- Konudan MGK Toplantısına katılan bakanlar dışında KİMSENİN HABERİ OLMADI ve onları endişeye sevk edecek bir sonucun doğmamasına özen gösterildi.
- Bütün toplumsal ve siyasal riski HÜKÜMET ADINA SAYIN BAŞBAKANIMIZ, HUKUKİ RİSKİ İSE BEN ÜSTLENMİŞTİM.
* İnsaf.. İnsaf! Ömer Dinçer daha nasıl açık versin! Siyasi ayaklar belli değil mi!?
(*) Toplumsal bir hareketin siyasal inanç ve amaçlarının açık ifadesi.
CHP’YE SİTEMİM!: Eyy CHP’liler bu yazımı okuduktan sonra da hala ‘siyasi ayak-bacak’ aramaya kalkarsanız.. El insaf diyorum! Eğer ararsanız sizlerde algılama-kavrama sorunu var diyeceğim!.. T.Ç.