ERGENLİKTE AKRAN ETKİLEŞİMİ

929

Sağlıklı bir ergen gelişiminde akranların önemi dikkate alındığında akranların ergeni ne ölçüde olumlu ya da olumsuz etkileyebileceği sorusu da akla gelir. Özellikle zamanın çoğunu akranlarla geçirmek ergen için oldukça yoğun bir etkileşim ve özdeşim olanağı sunar. Bu etkileşim sürecinde diğer bireyler rol modelleri olabilir, grup içindeki yaklaşım biçimleri ve değer yargıları ergenin “normal” ya da “anormal” olarak gördüklerini şekillendirebilir. Öte yandan, yaşıtları bir ergeni içinde yer aldığı arkadaş grubuna göre tanımlamaya ve güçlü bir önyargı ile ona yaklaşmaya meyillidir. Bu nedenle zaman içinde ister istemez o arkadaş grubuna daha da bağlı kalır ve aynı gruptaki ergenler arasında benzeşme belirginleşir.

Ergen için onaylanmak, dışarıdan bir gözle değerlendirilmek kimlik gelişim sürecinde önem kazandığı için ergenin yakın arkadaşlarının onayını kazanacak davranışlarda bulunmaya yönelmesi de kaçınılmaz olabilir. Okula daha az önem veren bir arkadaş grubuna sahip bir ergenin derslere önem veriyor olarak görülmesi gruptan dışlanma tehlikesini de hissettireceğinden, ergen arkadaşlarının yanındayken derslerle daha az ilgili görünmeye çalışabilir, gerçekten de derslere zaman ayırmak için fırsat bulamayabilir. 

Ergenliğin ilk ve orta döneminde yoğunlaşan grup üyeliği sürecinde ergenlerin kendilerine çok benzer bireylerle birlikte olmayı tercih ettikleri dikkati çeker. Yaş, cinsiyet, giyim tarzı, sevilen müzik türü, hatta toplumsal sınıf (ör, zengin çocukları grubu), etnik köken açısından grup üyeleri neredeyse özdeş olabilir Bu yaşlarda ergenler üç temel özelliğe göre gruplanma eğilimi gösterirler : 

1. Okulla ilişkili tutumlar açısından (ergenlerin arkadaşlarının da not ortalamaları, devamsızlık süreleri genellikle birbirine benzerdir), 

2. Ergenlik davranışları ile ilişkili davranışlar açısından (serbest zamanlarda gerçekleştirilen etkinlikler, sevilen müzik türleri, giyim tarzları benzerdir), 

3. Antisosyal etkinliklere katılım açısından (suç işleme, çeteleşme, diğerlerine zarar verme davranışı gösteren ergenlerin arkadaşlarında da benzer davranım sorunları daha sıktır). 

Aslında bu tür gruplaşmaların kökenleri çoğu zaman ev ortamına dayalı olabilir. Özellikle antisosyal davranışlar gösteren gruptaki ergenlerin çocukluk dönemlerinde ebeveyn-çocuk ilişkilerinde düşmanca yaklaşımlar içeren davranışlar daha sık görülür . Erken dönemlerden itibaren başlayan dürtü kontrol sorunları ve ilişki problemleri zamanla antisosyal davranışların sıklaşmasına, okul başarısının düşmesine ve arkadaşlar tarafından reddedilmeye, dışlanmaya yol açar. Özellikle dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda, eşlik eden aile içi sorunlar ve duygusal aşağılanma, reddedilme ergenlik döneminde antisosyal davranışların sıklaşmasına yol açabilir. Diğer arkadaşları tarafından dışlanan bir ergen benzer sorunlara sahip diğer ergenlerle biraraya geldiklerinde ortak etkinliklere (özellikle suç ya da risk içeren) daha kolaylıkla katılıp birbirlerini ödüllendirirler. Ebeveynlerinin ya da diğer akranların onaylamayacağı davranışlar, antisosyal grup içinde beğenilen, hatta statü kazandıran davranışlar olabilir ve desteklendikçe bu davranış örüntüsü pekişir. Bu nedenle özellikle dürtü kontrol sorunları olan, diğer arkadaşlar tarafından dışlanan ve kendilik değeri düşük ergenlerin antisosyal akranlarıyla biraraya gelme ve onlardan olumsuz etkilenme olasılıkları daha yüksektir. Bu ergenlerin suç ve terör örgütlerinin amaçlarına hizmet eden bireyler haline gelmeleri de oldukça kolay olur. 

Arkadaş gruplarına katılımda ergenlik öncesi biyolojik ve psikolojik yapılanmanın etkisi küçümsenemez. Öte yandan, bu akran gruplarında yaşanan etkileşim sürecinin de genci yoğun bir şekilde etkilediği görülmektedir. Örneğin, başarılı, özgüveni yüksek ergenler kendilerine benzer ergenlere ilişkiye girmeye meyillidirler ve bu ilişki ergenin davranış ve tutum örüntüsünü pekiştirmeye hizmet eder. Böyle bakıldığında bir ergene kendisini olumlu etkileyecek arkadaşları seçmesini telkin etmenin etkisinin kısıtlı olacağını düşünebiliriz. Ancak yine de ergenin kendisine benzer özellikler de taşıyan ve olumlu özellikleri daha baskın akranların bulunduğu ortamlara girmesine olanak sağlamak belirli bir ölçüde ebeveynin elindedir. Uygun bir mahalle ve okul ortamı ve ailenin ergeni yakından gözlemesi ergenin olumlu arkadaşlıklar kurması şansını artıracaktır. Arkadaşlarının seçiminde tercihleri konusunda üzerinde baskı hisseden bir ergenin özerkliğine müdahale olarak görerek, olumsuz karşı tepkiler vermesi sıktır. Bu nedenle ebeveynlere düşen uygun ortamı yaratıp, fırsatları kollamak ve seçimi ve hareket özgürlüğünü ergene bırakmaktır. Diğer bir deyişle, ergenin nerede ve kiminle zaman geçirdiğini bilmek ve ergenin riskli durumlardan uzak olmasını sağlamak ebeveynlerin elindedir. Böylelikle kontrol ebeveynlerde, ancak inisiyatif ve karar alma özgürlüğü ergendedir. 
Sağlıklı günler dileklerimle.