EKTİĞİNİ BİÇEBİLEN ÇOCUKLAR

25341
Sorumluluk denildiğinde aklınıza ne gelir? 
 
Benim ilk aklıma gelen görevlerini yerine getirebilme bilinci ve yaptıklarının sonuçlarına sahip çıkabilmektir. 
 
Çoğu anne baba, çocuklarının erken yaşlardan itibaren özgürlük girişimleri nedeniyle yaptıkları davranışların olumsuz sonuçlarıyla onları baş başa bırakmaz istemez. Örneğin çocuğun soğuk havada ince bir mont giymesi sonucunda hasta olmasından öğreneceklerine alan bırakmaz. Derslerine yeterince çalışmayan bir çocuğun aldığı kötü notlar neticesinde yaşayacağı olumsuz duyguların farkına varıp kendisine yeni eylem planları yapabilme gücü kazanması anne babasının telkinleriyle mi yoksa ona kazandırılan sorumluluk bilinciyle mi olmalıdır? 
 
Özellikle geç yaşta anne babaların ve tüp bebek çocuklarında görülen en ciddi sorun korumacı tutumla yetiştirilmektir. Bu konuyla ilgili öyle enteresan ve düşündürücü örnekler görülmektedir ki; örneğin bir tüp bebek annesi çocuğuna bir şey olur korkusuyla yemeği kendisi yedirip, düşmesin diye yürütmeyip, yorulmasın diye konuşturmayıp her şeyi onun adına yapma durumunu kendine bir görev bilmiştir. Bu durumun sonunda ise çocuğa özel eğitim aldırmak zorunda kalmıştır. Buna benzer anne baba tutumları çocuğun otokontrol dediğimiz özdenetiminin gelişmesini yavaşlatıp hatta gelecek yaşam dönemlerinde karşısına ciddi sorun olarak çıkabilmektedir.
 
Özgürlük=Sorumluluk=Sonuçlar=Sevgi
 
Yukarıdaki kelimeler hepsi ayrı anlama sahip olmalarına rağmen konumuzla ilişkilendirildiğinde hepsinden eşit ölçüde olması durumunda çocukların sorumluluk bilincinin gelişmesi mümkün olabilmektedir. Konuyu biraz açacak olursak çocuğunuz davranışlarını seçme özgürlüğüne sahip olursa ve bunların sonuçlarından sorumlu tutulabilirse, doğru nedenler için doğru şeyler yapabilen, sevgi dolu bir birey yetiştirebilirsiniz. Bunlardan herhangi biri dengeyi bozacak şekilde yapılırsa- örneğin, kişiye sorumluluklarından fazla özgürlük verilirse-karakter sorunları artar. Ya da kişi sorumlu tutulmasına rağmen seçim yapma özgürlüğüne sahip değilse çocuk çekingen mizaçlı, robot gibi davranan bir bireye dönüşebilir. Buradaki kilit nokta, çocuğun bir seçim yapma hakkına sahip olabilmesidir. Özgürlüğün özü ve öz denetimin kökeni budur. Öz kontrol, özgürlük ve seçimler olmadan var olamaz. Dolayısıyla, ebeveynlerin görevi uygun miktarda özgürlük vererek, seçimler sunmak ve sonuçları yönetmektir. 
 
Çocukların zor ve yoğun duygularla baş edebilme becerisinin gelişmesi onların erken yaşlardan itibaren davranışlarının doğal sonuçlarını kabullenmeyi öğrenmeleri yani ektiklerini biçebilmeleriyle mümkün olur. En küçük zor durumlarında dahi onlara düşünme hakkı vermeden müdahale etmek kişilik gelişimini yaralar ve tamiri zor olan durumlar ortaya çıkar. 
 
Çocuklarınızı hayatın gerçeklerinden uzakta büyütmeden, suçluluk mesajları vermeden, öfkenizi doğru ifade ederek en sağlıklı şekilde büyüteceğiniz umut dolu günler diliyorum.