EKMEKARASI YAŞAMAK
Biz mi zamana yetişmeliyiz zaman mı bize? Her şey o kadar hızlı değişiyor ki hayatın tadını almadan, varlığımızın anlamını sorgulamadan yaşamak zorunda kalıyoruz. Sanki artık her şeyi anlık yaşıyoruz. Mutluluğu, hüznü, korkuyu hatta yemekten aldığımız tadı bile.
Fast food yaşam kültürü hayatın her noktasında. Çok büyük toplumsal değişimleri ya da travmatik olayları unutmakta çok başarılıyız.
Ekmek arası yaşamak zorunda bırakılmak algılarımızı o kadar değiştirdi ki, her şeyi çok çabuk edinip çok çabuk da kaybetmek yaşam tarzımız oldu. Hayatımıza girecek her şeyi sıkıştırılmış dosyalar gibi ister hale geldik. Emek ve çaba harcamadan süreci beklemeden hep kazanmak isteyen bireylerden oluşan tahammülsüz, anlayışsız, önyargılı bir toplum olduk.
Emek harcamanın tadını almadan, alnımızdan akan teri silmeden, başarının yorgunluğunu gururla yaşamadan hep hızlı yaşama peşindeyiz. Başarısızlığa olan tahammülsüzlüğümüz başarının anlamını da unutturdu bize ve çocuklarımıza.
Ekmek arası yaşamak sofraya oturmayı da unutturdu bize. “Benim karnım doysun da kim ne yaparsa yapsın “ algısıyla yaşayan bencil bireyler olduk. En yakınındakilere bile yardım etmekten kaçan yalnız insanları görmek rahatsız edici değil mi?
Kültürü, sanatı, edebiyatı da ekmek arasına koyan bu zihniyet, internet ortamına kitap özetlerini koyup, okumanın verdiği keyiften uzaklaştırmakta da çok başarılı. Her şeyden haberimiz olsun ama hemen unutalım mantığı.
Hastalanınca doktora gidelim ama hemen iyileşmek isteyelim. Tedavi sürecini hiç önemsemeyelim.
Hızlı arabalar, hızlı internet, hayat hep hızlı olsun ama hayattan tad almadan çok çabuk yaşayalım.
Yetişkinlerin bu durumlarını gören çocukların zamanı doğru kullanma ve geleceklerini düşünme konusunda normal davranabileceklerini düşünüyor musunuz? Çok doğal olarak onlar da hızlı yaşamak ve kolay edinmek isteyeceklerdir. Çocuk ne görürse onu öğrenir ve yaşar.
Bilgi çok hızlı yayılıyor ama bilgiyi kullanma gücümüzün olabilmesi için bilgiyi sindirmemiz gerekmiyor mu? Hızlı yaşamak yerine doğru işi doğru zamanda yapabilmek, enerjiyi doğru harcamamızı sağlamaz mı?
Çabuk sıkılan, bıkan, amaçsız yaşayan çocuklar yetiştirmek istemiyorsak, hayatı ekmek arası yaşamaktan vazgeçmeliyiz sanırım..