havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Duyarlılık çağrısı

871
Belediye meclisi Mart ayı toplantısında cinnete dönüşen, yaşadığımız şiddet olaylarına karşı grupların duyarlılık çağrısı öne çıktı.
Başkan Gökhan’ın şiddete karşı kürsüsüne koyduğu, çan üzerinden yaptığı göndermeler, ince mesajlar olarak; farkındalık yaratma konusunda bir farklılıktı.
Konunun muhatapları es geçmeyi tercih ederek bu ince eleştiriyi geçiştirmeyi tercih etmiş olsalar da Çanakkale halkı mesajı aldı.
Belediye meclisinin gündeminde şiddet konusunda duyarlılığın olduğu günde, Yazı İşleri Müdürümüz Seçkin Sağlam’ın “Çanakkale’de neler oluyor” başlıklı haberi kentteki huzur ve sükûnet için önemli mesajlar içeren bir haber olarak dikkat çekmektedir.
Kentimizin duyarlılığı bu konuda nasıl bir sonuç yaratacaktır, izleyip göreceğiz…
İşkencenin bir insanlık suçu kabul edildiği ve kesinlikle yasaklandığı günümüzde 16 yaşındaki bir genç, polis şiddetine maruz kaldı ve kendisini uygulanan şiddet vücudunda önemli hasarlar oluşturdu.
Tedavisi geçirdiği ilk ameliyat sonrasında hala sürüyor, belki ikinci bir ameliyat geçirmesi de gerekecek.
Özetle, öyle böyle bir dayak değil maruz kaldığı şiddet.
Öncelikle şunu belirteyim; ne olursa olsun hiçbir gerekçe bu şiddeti aklayamaz, meşrulaştıramaz.
Güvenlik güçlerinin görevi yapılan bir kanunsuzluk var ise suç teşkil eden bir durum söz konusu ise bu kişiyi yargının önüne çıkararak hukukun gereklerinin yargı kanalı ile işlemesini sağlamaktır.
Bunun dışında ne olursa olsun kişilere dönük olarak şiddet kullanmak yoluyla cezalandırma görevi bir insanlık suçudur.
Hal böyle iken kendilerini temize çıkarmak adına klasik olarak başvurulan, artık herkesin yakından bildiği ‘arbede sırasında oldu kendi kendisine zarar verdi’ gibi savunmalar başvurulan şiddetin gizlenmesinden öte bir anlam taşımamaktadır.
Yaşanılan onca olay sonrasında kamuoyu artık bu savunmalara inanmıyor.
Çanakkale gibi böylesine şiddet uygulamalarına alışkın olmadığımız bir kentte, huzur ve sükûnetin varlığını sürdürme noktasında herkesin sorumlu davranması çok önemlidir.
Bugüne kadar güvenlik güçleri de son derece duyarlı davranmışlar sağduyu hep hakim olmuştur.
Son yaşanan bu olay sonrasında böylesi olayların bir daha yaşanmaması açısından herkesin üzerine düşen görevler vardır.
Öncelikle sorumlular açığa çıkarılmalı ve haklarında gerekli soruşturma başlatılmalıdır.
Eğer bu noktada bu olayın üzeri örtülmeye, sorumlular korunmaya çalışılırsa bu durum böylesine olumsuz olayların yaşanmasının önünü açar ve son tahlilde teşvik edici olur.
Böylesi bir gelişmenin önünü almak, kentin arzu etiği sükûnet ve huzur için çok önemlidir.
Onun için siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri yaşanmış bu olayın bir daha yaşanmaması için devreye girmeli, güvenlik güçlerinin uyguladığı bu şiddet uygulamasına tepki göstermelidirler.
Başkan Gökhan kürsüsüne çanı koyarak derdini anlattı, bizler başka nasıl anlatırız herhalde üzerinde durmamız gerekecek.
İçki ruhsatı tartışmasının açığa çıkardıkları.
Bir derneğe ait lokalin bulunduğu alanın içkili bölgeler kapsamına alınması konusunda; AKP’nin içki içenleri ötekileştirme, onları kötü insanlar olarak gösterme,  muhafazakâr yaşam tarzını dayatma tavrına bir kez daha tanıklık ettik.
Yerel seçimler için hazırladıkları afişlerde rakı masası üzerinden oy devşirmek adına reklam yapanlar şimdi çocuklarımıza kötü örnek teşkil eder gerekçesiyle oylamada ret oyu kullandı.
İki AKP’li meclis üyesinin kullandığı çekimser oyun da, ayrıca bir anlamı olduğunu burada belirtmeliyim.
İçki içmenin kötü bir şey olduğu üzerinden sürdürülen bu ötekileştirme kabul edilemez.
İnsanların yaşam tarzlarına, ne yiyip ne içeceklerine, ne giyip ne yapacaklarına kadar müdahale eden bu yaklaşım bir dayatmadır, özgürlükler ile bağdaşmaz.
‘Çocuklarımıza kötü örnek olur’ gibi gerekçelerin arkasına sığınarak yaşam tarzına müdahale eden böylesine bir yaklaşımda bulunan bir anlayışın esas derdi çocuklarımıza kötü örnek olması meselesi değil bir yaşam tarzının dayatılması meselesidir.
Sosyal donatı alanı gibi kriterler ile açıklamaya çalıştıkları bu yasakçı zihniyet yarın bir başka alanda başka bir gerekçe ile karşımıza çıkacaktır.
Sorun muhafazakâr yaşam tarzının dayatılmasından başka bir şey değildir.
Belediye meclisindeki tartışma göstermiştir ki; AKP zihniyeti fırsat bulduğu koşulda, komple içki içilmesini yasaklayacak bir anlayışa sahiptir.
Çanakkalelilere duyurulur.