dyt.elifkavak@gmail.com
Kola:
Kola içerik olarak su, şeker, kafein ve diğer bileşenler ile izin verilen katkı maddeleri bulunan, karbondioksit ile gazlandırılmış asitli bir içecek türüdür. Her gün ülkemizde sayısız miktarda kola ve türevleri satılmaktadır. İçeriğinde barındırmış olduğu şeker oranı ile zaman içerisinde obeziteye neden olmaktadır. Kola diğer şekerli içecekler gibi beslenme değerine sahip olmayan, bağımlılık yapabilen, yaşam kalitesini etkileyen, tip 2 diyabet ve metabolik sendrom gibi hastalıklara neden olan ve sıklıkla tüketilen bir içecektir. Kola içerdiği yoğun asit ile mide mukozasına zarar vermektedir ve ilerleyen zamanlarda gastrit, ülser gibi hastalıkları tetiklemektedir. Aynı zamanda kemik erimesine de neden olabilmektedir. Kola ve türevlerini günlük yaşamında çok sık tüketen bireyler böbrek taşı ve kalp hastalıkları olma riski yükselmektedir. Yüksek asit ve şeker aynı zamanda dişleri de oldukça etkilemektedir ve zarar vermektedir. Yapılan çalışmalar doğrultusunda kolanın zararlarının aslında bilinenden çok daha fazla olduğu ve çok sık tüketen bireylerin yaşam fonksiyonlarını da etkilediği bilinmektedir.
Sıcak çikolata:
Kakao fenolleri ile insan sağlığı arasındaki ilişki ile ilgili birçok çalışma gerçekleştirilmiştir. Kakao ürünlerindeki flavonoidlerin kalp damar hastalıkları risk faktörlerini azaltmada etkisinin olduğu görülmüştür. Ancak sıcak çikolata genellikle eritilmiş çikolata, sıcak süt veya su ve eklenti şeker içermektedir. Bunların yanında hazır sıcak çikolatalar da yapay tatlandırıcı ve koruyucu maddeler, aroma vericiler gibi katkı maddeleri de içine girmektedir. Aroma vericiler, gıdalarda tat ve kokuyu daha çekici hale getirmek, doğal lezzeti geliştirmek, ürün işleme esnasında kaybolan tat ve kokuyu geri kazandırmak amacı ile eklenen maddelerdir. Yüksek kalori, katı yağ ve içerdiği şeker oranları nedeni ile obezite ve diş sorunlarına sebebiyet verebilmektedir.
Milkshake:
Milkshake soğuk süt, dondurma, farklı meyveler, şuruplar ve konsantre katkı maddeleri ile hazırlanan bir içecektir. Yüksek düzeyde kalori, yağ ve şeker içeren gıdalar aynı zamanda kişide sürekli tüketme isteği uyandırmaktadır. Hazır yapılan milkshakeler şuruplar ile tatlandırılarak şeker içeriği bakımından oldukça zenginleştirilmektedir. Bu gıdaların aşırı tüketimi aşırı kilo alımının sonucunda obeziteye neden olabilmektedir. İçerdiği katkı maddeleri ile zararlı olan bu içeceği hazır tüketmek yerine evinizde kendinize süt, dilediğiniz meyveler, bal veya fıstık ezmesi gibi doğal besinlerden oluşan bir içecek yapmanın daha sağlıklı olacağı önerisini verebilirim.
Enerji içeceği:
Enerji içecekleri, yüksek miktarda karbonhidrat ve enerji içeren hipertonik içecekler olarak bilinmektedir. Enerji içeceklerine sıklıkla eklenen ginseng ve guarana gibi uyarıcılar, kafeinin etkisini artırmaktadır. Enerji içeceklerinde guarananın yanı sıra, kola, çay, yerba mate, kakao gibi kafein içeren ögeler bulunmaktadır ve ürün etiketlerinde yazılması zorunlu olmadığı için bilinmemektedir ancak kafein miktarındaki artışa katkıda bulunmaktadır. Yetişkinlerde uzun süreli enerji içeceği tüketiminin, yüksek kafein alımına bağlı olarak kemik mineral dansitesinde kayıplara ve fazladan enerji alımı sonucunda ağırlık kazanımına neden olabileceği belirlenmiştir. Yapılan araştırmalarda fazla enerji içeceği tüketiminin kalp ritim bozukluğu, migren, kaygı bozukluğu, uykusuzluk, diğer ilaçlar ile etkileşim ve bağımlılık yarattığı saptanmıştır.
Hazır meyve suları:
Bu ürünler bozulmadan piyasaya tüketim için verildikten sonra çeşitli saklama süreçleri ile karşılaşmaktadırlar. Bu süreçler hazır meyve sularının fiziksel ve kimyasal özelliklerini etkilemekte ve özellikle besin değerleri açısından önemli kayıpların yaşanmasına sebep olmaktadır. Meyve özünün haricinde fazlasıyla katkı maddesi ve meyve aroması bulunmaktadır. Çeşitli tatlandırıcılar ve koruyucular da eklenmektedir. Özellikle meyve suları oldukça fazla miktarda fruktoz içerdiklerinden dolayı yüksek riskli gıdalar arasında yerini almıştır. O yüzden meyvenin suyunu içmek istiyorsak eğer hazır meyve suyu yerine kesinlikle katkısız ve mevsiminde bizim alıp sıktığımız meyve suları tercih edilmelidir. Bana soracak olursanız tabi meyveler lif bakımından zengin besinler olduğu için ben sıkmak yerine meyvenin bizzat kendisinin tüketilmesini önermekteyim.
Alkol:
Alkol, birçok ülkede karaciğer hastalıklarının önde gelen nedenleri arasındadır. Aşırı alkol kullanımı karaciğerde aşırı hasara ve karaciğer dokularında yağ birikimine neden olmaktadır. Fazla alkol tüketme alışkanlığı sonucunda ortaya çıkan karaciğer patolojileri arasında hepatik steatozis, alkolik hepatit, hepatik fibrozis ve siroz gibi hastalıklar yer almaktadır. Alkol vücudun koruyucu sistemleri üzerinde de olumsuz etkilerini göstermektedir. Alkol kullanım süresi uzadıkça vücuda olan zararları da doğru orantıda artmaktadır. Beyin, kalp, mide, bağırsak, sinir sistemi gibi vücudumuzun sayısız organını ve sistemini etkilemektedir. Ayrıca alkol tüketimi fiziksel performansı da etkileyebilmektedir. Vücutta birçok vitamin ve mineral kayıplarına sebep olabilmektedir.
Süt tozlu kahve:
Süt tozunu birçok insan kahve ile birlikte kahvenin tadını yumuşatma amacıyla ya da aroma verme amacıyla kullanmaktadır. Kimileri kahve ve süt tozunu ayrı alıp istediği oranlarda karıştırırken, kimileri de direkt hazır karışım olarak almayı tercih etmektedir. Kahve beyazlatıcısı, kahve kreması veya süt tozu gibi isimler ile bilinen bu ürünler hiçbir besleyici değeri olmayan, gıda katkı maddesi olarak birçok kimyasal madde içerebilen, kalori içeriği çok yüksek olan, genellikle palm yağı, glikoz şurubu gibi riskli grubu içerisinde değerlendirilebilecek maddeleri içeren kimyasal karışımlardır. Tatlandırmak amacıyla işlenmiş şeker eklenebilir. Bu işlenmiş şekerlerde bağımlılık yaratma gibi sorunlara neden olabilmektedir. Sürekli tüketim sonucunda obezite, insülin direnci, kalp damar hastalıkları ve ilişkili birçok ciddi hastalık riskinde artış söz konusu olabilmektedir.