Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

DÜNYA BİZİ KISKANIYOR!

Değerli okurlarım bu yazımda dünyanın bizi nasıl kıskandığını, işçinin, çiftçinin, esnafın, emeklinin, işsizin sorunlarının fazla detayına girmeden bazı örneklerle önünüze getirmeyi deneyeceğim.

8151

 

 

***

Örnek 1 - Tutuklu Türk asıllı Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel için Merkel, ABD vatandaşı Rahip Brunson için Tramp bastırdı ve her ikisinin de yurtdışı yasağı kalktı. Merkel ve Trump tarafından özel uçaklar gönderilerek gazeteci ve rahip ülkelerine birer kuş gibi uçarak gittiler!

Oysa bizi yönetenler “Türk yargısı bağımsızdır. Başkalarının isteğine göre karar vermez!” diye yüksek perdeden gerekçe öne sürmüşlerdi.

Sonuç; gizli tanıklar ifadelerini değiştirdi ve bizim yargımızın nasıl bağımsız olduğunu da öğrenmiş olduk!

Neymiş… AKP destekçisi Devlet Bahçeli’ye göre; baskı ve şantajla rahibi almışlar, “Milli vicdan rahatsız olmuş!” Milli olmayan vicdan da mı var yoksa! Haydi canım sende!.. Nasılsa bu da geçer değil mi!?

Üstelik ülkenin baş yöneticisinin ağzından; “Bu fakirin canı bu bedende olduğu müddetçe, o şahıs bir yere gidemez…” gibi çok iddialı sözler çıkmıştı. Sonucu hep birlikte gördük.

Örnek 2 - Gazeteci Cemal Kaşıkçı olayında da dünyaca kıskanılacak ülke haline geldik! Ayrıntıya girmeyi gerekli bulmuyorum.

Örnek 3 – Bizi Kıskananlarda Asgari Ücret:

İrlanda 1.563 Euro = 7.100 TL,

Almanya 1.498 Euro = 6.814 TL

İngiltere 1.397 Euro = 6.354 TL

Slovenya 805 Euro =3.661 TL

Malta 736 Euro = 3.348 TL

Yunanistan 684 Euro =3.111 TL

Estonya 470 Euro = 2.138 TL

Türkiye 352 Euro = 1.604 TL

*Sigortasız ve asgari ücretin bile altında bir maaşla hastanede çalışan bir otomasyon çalışanı AKP’nin ‘refaha giden yol’ olduğunu söylemiş(!)

Oysa bizim gibi düşünenlerde şunları dillendirmiş:

            - “İyi bir asgari ücretle sigortalı bir işte çalış

            - Biz istedik ki yakınların şehit olmasın. Kendisine 8.6 trilyonluk “gıda analiz laboratuvarı” yaptıran Cumhurbaşkanının ülkesinde askerler yedikleri karavanadan zehirleniyor!!  Ve Ekim ayında askerler kırsalda donarak ölüyor!!!

            - Başını sokacak evin olsun, işe 2 dolmuşla gitme

            - Senin çocuğunda iyi eğitim alsın

            - Sana verilecek parayla saraylar yapıldı, jetler alındı. Oysa Çankaya Köşküne Atatürk’ümüz sığdı, İnönü ve diğer Cumhurbaşkanları da sığmıştı.

            - Avrupa’da mağazalar kapatılarak alış-veriş yapıldı

            - Ağzın açlıktan kokarken eline bayraklar alıp milli maç kazanılmış gibi sokaklara kutlamaya çıkma

            - Gemicikler, makam arabaları alınırken sen geçim derdinde olma” diye…

            - Askerdeki çocuğunu düşünmekten geceleri uyuyabiliyor musun?

            * Galiba aptal ve koyun olan sen değil seni düşünen bizleriz!.. Şimdi ne halin varsa sen düşün demiyoruz, ama ‘kör müsün yoksa nankör müsün?’ sorusuna muhatap olmayı hak ediyorsun.

***

            Sevgili Çanakkale OLAY okurları eğitim sistemimiz ile de dünyanın bizi kıskandığı yerlerdeyiz (!)

            Soru şu: Toplumumuzun en az yarısı niçin doğru algılama, kavrama ve uygulama yeteneğinden yoksun?

            Yanıt 1 – Çağdaş eğitim sisteminin olmaması.

            Yanıt 2 – Hitler’in Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı Joseph GOEBBLS’in Propaganda Kural ve Teknikleri!

            * İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yaparız.

            * Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.

            * Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur.

            * Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.

            * Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.

            * Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.

            * Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin.

            * Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın.

            * Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.

            * Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkarı olmalıdır.

            * Basını, hükümetin kullanabildiği dev bir klavye olarak düşünün. Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.

            * Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.

            * Prestij ve karizma sahibi lider, propaganda işini çok kolaylaştırır.

            * İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır.

            * Önemli olan aydınlar değil, kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak çok kolay.”

                                                           *

SON SORU: Yukarıdaki propaganda size tanıdık gelmiyor mu?.. T.Ç.