turgutcamer@hotmail.com
Değerli okurlarım tehdit dili üslubuyla, Türk Tabipler Birliği (TTB) nin derhal kapatılmasını isteyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli`ye Menemen`deki muayenesinde serbest olarak çalışan KBB Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hüsrev Çetin`in cevabını okumamış olanlara aktarmazsam olmazdı...
***
"Siz hiç, bir insanın içini gördünüz mü? Canlıyken, kalbi atarken!
Damarlarında kanı dolaşırken! Bir de içinde bir dert aradınız mı?
Ben aradım!
Siz kanser olduğunu bir insanın, daha kendi bilmeden.
En yakını, en çok seveni duymadan! Teşhisini koyup ağladınız mı?
Ben ağladım.
Siz hiç, kanayan yaraya el bastınız mı? Düşünmeden bir şey bulaşır mı diye!
Açık yaraya dibinden baktınız mı? Gözünüze sıçrayan kandan, hepatit kaptınız mı?
Ben kaptım,
Siz hiçbir tümör gördünüz mü? Dokuz yaşında bir çocuğun kafasının içinde,
Görünce anlayıp yakın olan ölümünü ve bunu annesine nasıl söyleyeceğinizi düşündünüz mü?
Ben düşündüm.
Siz hiç başınız sağ olsun dediniz mi? Hastayı ne halde getirdiklerini unutup!
Kapıda umutla bekleyen kalabalığa, bir babaya, bir anaya, bir evlada!
Ben dedim.
Siz hiç gece vakti, kalkıp sıcak yatağınızdan, Polisle, Jandarmayla uzun yol gidip,
Kör bir ışıkla vadiden indiniz mi? Üstelik bile bile az sonra görülecek manzarayı.
Ben indim.
Yetmez gibi gecenin sersemliği, ters dönmüş araçtan, cesetler çıkarıp,
Niye ölmüş diye soran savcıya, bir sebep söylediniz mi hiç!
Ben söyledim.
Siz uyurken sabaha karşı, çalan bir telefonla uyanıp,
Ya yetişemezsem diye, gaza basıp, apar topar ameliyata girdiniz mi?
Ben girdim.
Siz bir akşam misafir ağırlarken, ya da güzel bir yemekteyken,
Belki de en sevdiğiniz dizi oynarken, koşa koşa hastaneye gittiniz mi tanımadığınız biri için?
Ben gittim.
Ben daha neler yaşadım, insana, insanlığa yaşama dair,
Ne gerekiyorsa yapınla başlayan, terk etmeler, vefasızlıklar gördüm.
Siz gördünüz mü?
Siz hiçbir salgında, bulaşmasın diye evine kaçarken herkes,
Ateşli, halsiz, deva bekleyen birini, yatırıp yanınıza, tedavi ettiniz mi?
Ben ettim,
Ve sırf bu yüzden, herkes korkarken hasta olmaktan, siz hasta oldunuz mu?
Bırakın hastalığı, öldünüz mü?
Ben öldüm!
Normal bir insansanız eğer, herkes kalan giden, sayılara bakarken,
Bir can için, kendini feda eden kardeşlerinizi, görürken ölüme meydan okuyan meslektaşlarınızı! Ses vermez miydiniz?
Ben veriyorum.
Artık, kimse demesin bana! Otur oturduğun yerde! Bir de birlik olmuşsunuz,
Çok ses veriyorsunuz, susturamıyoruz böyle! Ve sakın demeyin bana!
Senin sesin çok çıkıyor, bırak canları! Benim iktidarım gidiyor burada!
Kapatılsın hemen, Tabip Odaları.
Ben seçmişim zaten yolumu, gerekirse ölürüm. Benim derdim, kendim değil diyorum.
Her bir insan hayatı değerli; bilin istiyorum.
Ve... Hiçbir can, önlem alınmadığı için gitsin istemiyorum."
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları üç gün önce Aydın Didim Devlet Hastanesinde işlediği suç nedeniyle adli muayeneye getirilen Tahir D. Nöbetçi hekim Doğan Can Kılıç`a kafa atıp sağ kaşını yarıyor ama mahkemeye çıkarılmadan önce serbest bırakılıyor. Ancak kamuoyunun baskısı ve yeni deliller üzerine gözaltına alınıp tutuklanabiliyor. Yani; saldırgan Tahir`in yaptığı önce yanına kar kalıyor. Maalesef günümüzde adalet böyle yerine geliyor ülkemizde!.. Sağlıkçılarımıza yapılan benzer saldırganlıklar korona virüs salgınından bu yana giderek artış gösteriyor.
Son 18 ayda 8 bin doktor istifa etti... Şehir hastaneleri "Kapitülasyon Hastanelerine" dönüşmüş. Yeme içme pahalılığı, kıtlığı yetmezmiş gibi bir de doktor kıtlığı geliyor.
Cevabı merak edilen soru: Sayın Dr. Hüsrev Çetin kaleminize yüreğinize sağlık. Devlet Bey yazınızı okuduysa, acaba yüzü kızarmış mıdır?... T.Ç.