Doğanın değil karayollarının gazabı!
Erenköy bağlantı yolunda ve Güzelyalı’da meydana gelen heyelan, hepimizi korkutmuş olmalı. En azından “şeytanın avukatlığı”nı yaparsak, olabilecekleri düşününce insan ürperiyor.
Heyelanın devam ettiği, viyadüğün çöktüğü, Güzelyalı’daki evlerin denize aktığını bir düşünün. Ne olacak? Hiçbir şey!
Kime ne diyeceğiz? Kim suçlanıp, kime ceza vereceğiz? Ne giden karayolları müdürleri, ne mühendisler, ne de onların amirleri, hiç ama hiç kimse sorumluluğu üzerine almayacak, suçlu olmayacak ki cezası olsun. Olan yine her zamanki gibi Çanakkale’ye olacak!
AKP hükümetinin cezalandırdığı bir il Çanakkale. Artık ben dahil birçok insan bunu düşünür oldu. Kente 10 yılda yaptıkları en iyi (!) şey yollar onlar da Allaha emanet… Neyse bu daha genel ve başka bir yazının konusu. Bir yerde yanılıyoruz, ben o yanılgıyı düzeltmek istiyorum.
***
Önce size bir soru; Erenköy bağlantı yolunda ve Güzelyalı’da meydana gelen heyelanların ardından ilk tepkiniz ne oldu?
“Doğanın intikamı” mı dediniz? Ya da benzer bir şaşırma ünlemi de olabilir.
Baştan söyleyeyim ben size katılmıyorum. Bence özellikle bu konuda “doğanın intikamı” gibi klişe bir tepkiyle durumu geçiştirmek, her şeyden önce hem kolaycılık hem de sorumluluktan kaçmaktır. Öyle yapmayalım! Tepkimizi daha yüksek sesle dile getirelim. Kimler Erenköy bağlantı yolunda, varyant üzerinde hangi oyunları oynadılar? Kimler buradan cebini doldurdu? Çanakkaleliler, heyelanın ardından tedirgin olurken, kimler koltuklarında gerilip basiretsizlikleri ile övündüler?
Doğanın intikamı falan değil.
Çünkü daha doğa intikam almadı.
Daha bir şey olmadı ki.
Siz sanıyor musunuz ki doğa bu kadarla bırakacak? Sanıyor musunuz ki bu sadece küçük bir uyarı?
Değil, değil daha kötüsü de yaşanabilir!
Daha çok canımız sıkılabilir!
Bu doğanın değil, tamamen karayollarının gazabıdır. Bir düşünelim Çanakkale’nin kuzey ve güney aksı olan Bursa ve İzmir yollarına yapılan yatırımları. Bu ilk vukuat mı?
Yaklaşık iki yıl önce de menfezleri baştan savma yapıldığı için, Özbek Köyü’nde bir çoban koyunları yolun üzerinden geçirmeye çalışırken hayvanlara araba çarpmıştı.
Neden?
Çünkü yolun üzerinden geçirmişti!
Neden?
Çünkü menfezler hem yanlış yerde, hem de içleri su doluydu. Yani karayolları menfez değil bildiğiniz su kuyusu yapmıştı yolun altına.
O dönem Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus uyarmıştı. “Menfezler tekrar yapılmalı, sağlıklı değil” diye.
Kimin umurunda oldu ki?
Hiç kimsenin!
Peki şimdi ne oldu?
“İntepe varyantı” ismiyle dilimize pelesenk olmuş, sonradan inşa edilen viyadük ile sorun rafa kaldırılmıştı. Ama birileri burada yanlış olduğunu görmüştü. Gerek Erenköy Belediye Başkanı Alaaddin Özkurnaz, gerekse üniversiteden hocalar uyarmıştı. Karayolları yine bildiğini okudu burada da! Tıpkı Özbek yolunda olduğu gibi….
Peki kimin umurunda oldu?
Hiç kimsenin?
Gelelim Güzelyalı’daki heyelan olayına. Altından kim çıktı derseniz?
Bingooooooo!!!!!! Karayolları!
Yani uzun lafın kısası, doğanın intikamı değil bu, karayollarının gazabı.
Artık siz basiretsizlik mi dersiniz? Ne dersiniz bilmem. Ama ortada büyük sıkıntılar var. umarım daha kötü sonuçları görmeden sorun düzeltirler.
Son olarak Çanakkale-İzmir ulaşımının da Çan-Etili üzerinden verilecek olması ayrı bir bombadır. Teknoloji gelişir, çağ değişir, uzaklar yakın olur. Bizde tam tersi! Şaka gibi. Bunu başka birine söylesek resmen gülerler adama. Hangi akla hizmet böyle bir alternatif belirlendi. Buna sadece şaşılır!
Neyse bu konu böyle kapanmayacağa benziyor. Bekleyip neler yapılacağını göreceğiz.
Bu arada heyelanların ardından, gelen bir tepkiyi günün sözü olarak yazmak istiyorum;“Ha gayret AKP, yaptıkların yapacaklarının teminatıdır”
25.02.2013