Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Deve misali!

1404
Deveye sormuşlar ;’boynun neden eğri diye’ , nerem doğru ki demiş, tamda bunun gibi son günlerde AKP destekli korsan yayıncılar Belediye Başkanı Ülgür Gökhan hakkında sözde mizah yaparak karalama kampanyası başlatmışlar.
Esasında komik olanın, bizzat kendileri olduğunu kendilerine hatırlatmak lazım.
Bugün ülkede hırsızlıkların, yolsuzlukların gizlenmeye çalışıldığı, yargının bu konudaki fezlekelerinin bile ülkenin gözü önünde mecliste milletvekillerinden saklanmaya çalışıldığı bir komedinin olduğu yerde bazı bayağılaştırılmış, bir o kadarda yalan ve gerçek dışı karalamalarda bulunmak acizliğin sıradanlaşmış halidir.
Twittere bile tahammül edemeyenler bir anlamda haklarındaki her türlü iddiayı meşrulaştırdıkları gibi bundan sonrasında twitterı kapatacak kadar riski göze alıyorlarsa; içinde bulundukları kirliliğin boyutunu varın siz düşünün.
Twitterı kapatmak; bütün dünyada bir diktatörlük uygulaması olarak kabul edilmektedir.
Hal böyle iken korsan yayınlar ile Ülgür Gökhan’a saldırmalarının nedeni çok daha iyi anlaşılmaktadır.
AKP, kendini karanlık dehlizlere vurmuştur.
Öyle anlaşılıyor ki; seçimlere çok az kalan bir zamanda AKP cephesinde işler kötü.
Böylesi koşullarda her şey mubah anlayışıyla bir kampanya sürdürülmeye çalışılmaktadır;cami bahçesinin duvarına bile pankart asacak şekilde istismarın bini bir para hale getirilmiştir.
Twitter de kapandı, Google üzerinden  dua sallama imkanı da  kalmadı,kampanyanın  dua yönü de eksik kaldı!
AKP açısından artık kaybedilecek bir şey kalmamıştır.
Mantık, akıl, etik değerlerin artık bir hükmü yoktur.
Başından beri gerçeklerden uzak, popülizmden öte gitmeyen, çarpıtma ve dezenformasyon politikaları ile sürdürülen AKP propagandası gelinen noktada iflas etmiştir.
Ama ne yazık ki bu tuzağa AKP’nin adayı,  dost sandığı kendi yandaşlarınca düşürülmüştür.
Kent halkının tercihlerinin belirginleştiği bir noktada bu durum daha net bir şekilde görülmektedir.
Özellikle bugünden itibaren anlaşılmaktadır ki; siyaset sahnesi daha da seviyesiz bir şekilde varlığını sürdürecektir. .
AKP destekli korsan yayıncılığın işareti bunu göstermektedir.
AKP Çanakkale, paralel devletin özentisi içersinde anlaşılan.
Ama unuttuğu bir şey var; başkalarının yöntemleriyle kendi propagandasını yönetmeye çalışmak döner dolaşır kendilerini vurur.
Ülgür Gökhan boşuna söylememiş; Çanakkale’de seçim bitmiştir diye.
Bu gerçek; artık AKP’nin de gördüğü bir gerçeklik olsa gerek.
Yoksa; böylesine korsan yayınlardan medet uman bir formatta olmazlardı.
Yaşam devam ediyor, bu kentte hepimiz varlığımızı sürdürdükçe daha itinalı davrandığımız sürece bundan bütün kent insanı kazançlı çıkar.
 Bu durum ,siyasi faaliyetlerini sürdürecekler için çok daha geçerlidir.
Ben de bu kentte varlığımı sürdürdüğüm sürece Kurşunlu köylülerinin taleplerinin ve verdikleri mücadelenin her platformda destekçisi olacağım.
Gelin seslerine bir kulak verelim.
Madenciyle köyümüz için sürdürdüğümüz mücadelemiz ne pahasına olursa olsun ! devam ediyor.
Hukuk kurallarına uygun davranıp şikayetlerimizi Jandarmaya, Kaymakamlığa,Valiliğe,Çevre İl Müdürlüğüne iletip,Madenciyle hiç muhattap olmuyoruz;her şikayetimiz resmi...
Ne mi oluyor ? Hiç;Mesela madenci pazar günü çalışma izni olmamasına rağmen çalışınca ,tatil günü rahatsız olup Jandarmaya şikayet ettim.Jandarma savcılığa iletince savcılık madenciden savunma alıyor ve madenci `` çalıştım ama rahatsız etmedim``deyince kovuşturmaya gerek yok;itiraz ederseniz Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesine başvurun diyor;başvurup itiraz ediyorum;cevap:kovuşturmaya gerek yok;mahkeme masrafı ....
Çok gürültü oluyor,57 desibel gürültü aşılıyor diye şikayet ediyoruz, gece 20.30 da Çevre İl Müdürlüğünden bir yetkili geliyor ve karanlıkta ölçüm yapıp gürültü yok diye rapor tutuyor.Yahu gece yarısı ölçüm yapılır mı diyoruz; tam eskavatörün durmadan inanılmaz bir gürültüyle çalıştığı bir günde çıkıp geliyor.Seviniyoruz;bu sefer yakalandılar derken çalışan makinalar susuyor;çalışma duruveriyor.Sanki bir kuş haber vermiş gibi...Memur ölçmeye başlıyor.soruyoruz `` çalıştırmalarını söylemeyecek misiniz ?`` cevap veriyor``Hırsıza çal da resmini çekeyim ``denir mi?Ölçüyor,raporu uzman çavuşa imzalatıp gidiyor.Onlar gittikten 20 dakika sonra makineler aynı gürültüyle çalışmaya devam ediyor.
Onlarca şikayetimizden hiçbiri lehimize sonuçlanmadı ama madenci bir şikayet etti toplam 6 köylüye 40500 tl para cezasına çevrilen 6x300 gün hapis cezası verildi.
Tepemizde her gün dayanılmaz işkenceler yaşatan taş madeni çalışmalarına devam ediyor. Her geçen gün sabrımız tükeniyor. Kendimizi kapının arkasına süpürülmüş gibi hissediyoruz; çaresiz ve yalnızız.
Kalemimizi kıranları 60 metre uzağında sabah akşam taş kırılan köyümüze davet ediyoruz. Lütfen gelirken vicdanlarını da yanlarında getirsinler”
Bu sesi duyan var mı?
Bu sesi duymayanları, bizim de artık yok sayma günümüz geliyor!