Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Demokrasiyi Anlamak…

3147

CHP 29 ilde yaptığı ön seçimler ile demokrasi noktasında bir adım atar iken, aynı zamanda bir gerçekliği de gün yüzüne çıkardı. CHP tabanı, parti içi değişimden yana bir tavır koydu. 29 ildeki bu tercih beraberinde genel merkezin diğer illerde yapacağı merkez yoklamaları ile belirleyeceği milletvekilleri için de, elini rahatlattı. CHP 12 Haziran seçimlerine bir değişim rüzgârı ile giriyor dersek, yanlış olmaz. Tabiî ki bu değişimin içerik itibarıyla değerlendirilmesi konusunu şimdilik bir yana koyarak gelişmeler üzerinde değerlendirmelerimizi Çanakkale boyutunda biraz derinleştirelim.  
CHP Çanakkale’de ön seçimlerini yaparak milletvekili adaylarını belirledi.
CHP tabanı bu seçime ilgi gösterdi ve tercihlerini yaparak iradesini ortaya koydu.
Seçimler sonrasındaki yorumlar, öyle bir şekilde gelişmeye başladı ki; sanırsınız Çanakkale’de demokrasi CHP’ye büyük geldi.
Uzun yıllar demokratik gelenekten yoksun kalmış CHP, seçimler sonrasındaki ilk günlerde eski alışkanlıklarından hemen kurtulamacağını gösterdi
Neydi bu gelişmeler, algılar ve tespitler?
CHP’nin demokratik bir temayül ile geliştirdiği süreci hangi yorumlar olumsuz etkileyebilir idi?
Seçimlerden hemen sonraki günlerdeki bazı yaklaşımların, sağduyu ile ele alındığında ne kadar yanlış olduğu çok rahat kavranabilecektir.
Önce Serdar Soydan’ın ikinci sırada milletvekili adayı olmasının milletvekili seçimlerinde yeteri kadar çalışmayacağı yorumları ortalığı kapladı.
Bu yorumda bulunanlar, Serdar Soydan’ın 2007 yılı deneyimi ile hareket ederek umutsuzluğu üzerinden kurgu yapıyorlar idi.
Bu statik yaklaşım gerçekten gelişmeleri göremeyen kör bir bakıştır.
CHP bugün gelinen noktada yükselen yıldız olup, halkın AKP hükümetinden memnuniyetsizliği her geçen gün artmaktadır.
Genel şartların bu boyutta olması, ayrıca Soydan’ın uzun yıllardır göstermiş olduğu performans ve başkanlık döneminde ön seçim ile adayların belirlenmesi temelindeki bizzat kendi yaklaşımı bu konudaki yorumları geçersiz kılmaktadır.
Demokrasiye inanan herkes, bu koşullarda tabanının kendisi hakkındaki iradesine saygı göstermekten başka bir şey yapamaz.
Soydan, layığı ile partisinin başarısı için, kendisinin de 2. sıradan milletvekili olması için çalışacaktır.
2. sıra noktasındaki bir diğer yorumda, ön seçimlerde Serdar Soydan’a karşı ve bizzat kendisine duydukları tepki itibarıyla kendi gruplarının dışındaki bir adayı destekleyen demokrasi ve değişim grubu, şimdide Serdar Soydan’ın milletvekili seçilmesi için seçim sürecinde kayıtsız kalacakları noktasındaki düşüncedir.
Ön seçim geride kalmıştır, parti içi hesaplaşma artık bitmiştir, bundan sonra önemli olan CHP’nin başarısıdır.
CHP içersinde hiç kimsenin bunun dışında bir düşünce içersinde olması mümkün değildir.
Böylesi bir düşünce içersinde olanlar bu partiyi terk etmelidirler.
Doğru olan budur, parti tabanının iradesi ile sıralamaya girmiş bir aday için özel olarak üretilecek politikaların siyasette yeri yoktur.
Böyle davrananlar, aynı zamanda kendi bindikleri dalı da kesmiş olacaklarını unutmasınlar.
Bundan dolayı şu süreçten itibaren hiçbir kesimin adaylar ile ilgili özel bir tasarrufta bulunma şansı kalmamıştır.
Bundan böyle önemli olan CHP’nin başarısıdır.
Tüm bu olumsuz yaklaşımların arasında Bülent Öz nezdinde ki olumlu algılar biraz olsun, bu alandaki olumsuzluk havasını dağıtmaktadır.
Bülent Öz, ön seçim sürecinde çok çalışarak partililerinin teveccühünü kazanmış bir adaydır.
Bülent Öz’ün bu çalışkan aynı zamanda mücadeleci kişiliği, şimdi Çanakkale halkının da ilgi noktası olacak ve partisinin oylarının gelişimine önemli bir katkı yaratarak kendisinin de milletvekili yolunu açacak yorumları yabana atılamaz.
Siyasette başarı doğru yöntemler ile çalışmaktan geçer.
Hele birde genel havanın olumlu olduğu koşullarda bu gelişmenin gerçeğe dönüşmesi hiçten bile değildir.
Bülent Öz’ün mücadeleci ve çalışkan kimliği bu konuda CHP için önemli bir avantajdır.
Diğer illerde olduğu gibi, Çanakkale’de eski milletvekillerine şans tanımayan CHP tabanı deneyimli milletvekili Ahmet Küçük’ ü 4. sıraya oturttu.
Ahmet Küçük’ün sıralama dışı kalmaması Çanakkale’de CHP açısından bir şans olarak değerlendiriliyor.
Belki Ahmet Küçük’ün milletvekili seçilmesi ihtimali zor olsa da; Küçük, uzun yıllar milletvekilliği yapmış bir kişi olarak bu yarışta partisini yalnız bırakmayacaktır.
Deneyimlerini partisinin başarısı için kullanacak, bu konuda üzerine düşen fedakârlıktan kaçınmayacaktır.
Tüm bu özgün gelişmeler sonrasında spekülasyonlar ile sürecin olumsuz gelişimine izin vermemek için de başta CHP örgütüne önemli görevler düşmektedir.
Demokrasi ile başlayan bu süreç için adaylar bazındaki tartışmalar artık geride kalmıştır.
Bu havayı sağlayacak, bu konudaki olumsuzluğa yol açacak en küçük bir gelişmeye anında müdahale ederek bu süreci en iyi şekilde yönetecek il örgütü gerekli performansı gösterecek bir olgunluğa ulaşmalıdır.
 Bundan sonrasında yapılacak yanlışların sonuçlarının sadece kişiler ile ilgili olmayacağının bilinmesini, artık bir bütün olarak halkın ve Çanakkale’nin çıkarlarının esas olduğu gerçeğinin göz önünde bulundurulmasını tüm taraflar göz önünde bulundurmalıdır.

Bir yılın ardından…
Çanakkale 2010 projesi temelinde hayata geçirilen çalışmaların yer aldığı kitap tanıtımı hafta sonu yapıldı.
Bir kültür projesi olarak hayata geçirilen Çanakkale 2010 çalışmalarının yer aldığı bu kitabın görme engelliler içinde hazırlanarak hizmete sunulması ayrıca önemli bir katkı vermişti bu sürece, bir o kadar da anlam yüklemişti.
Yerel kültür politikalarının oluşturulması, bu politikaların katılımcılık, gönüllük esasında kamuoyuna mal edilerek değişim ve dönüşüm alanında bir gerçekleşme hedefi ile yola çıkan ve ciddi emekleri olan yürütme kurulundaki arkadaşları bir kez daha kutlarım.
Kitap tanıtımı için düzenlenen toplantıda Çanakkale 2010 çalışmaları için yürütme kurulundaki arkadaşlar değerlendirmelerini bizler ile paylaşma imkanı da buldular.
Benimde çok önemsediğim katılım noktasındaki eksiklik konusu gerçekten bundan sonraki çalışmalar için ciddi bir şekilde analiz edilmesi gerekli bir konumdadır.
Önemli emekler harcanarak yaratılan işler için ivmesi her geçen gün azalan bir katılım gördük.
Projenin ilk aylarında daha bir heyecan var iken yılın sonlarına doğru bu heyecan azaldı.
Aynı zamanda projenin dönüştürücü etkisi; bizzat gelişim alanındaki katkılarını da pek hissedemediğimiz bir süreç yaşadık.
Tüm bunların ötesinde Çanakkale’de kültür ve sanat gibi konularda yaratılan farkındalık anlamında önemli katkıları olmuş idi projenin.
Projenin iletişim ayağında da bazı eksiklikleri özellik ile bir basın kurumu yönetici olarak yakından hissettim.
Çanakkale yerel basını her ne kadar kavrayış itibarıyla böylesi çalışmalar için gerekli desteği vermiyorsa da proje sorumlularının yine bu konuda “talep eden” olmaları gerekmekteydi.
Çanakkale 2010 projesinin kent kültür hayatına stratejik bir yaklaşım ile bu alanda katkı sunacak kesimlerin gönüllü çalışmalarını teşvik etmek konusunda yarattığı algının olumlu sonuçları kendisini gösterecektir. 
Bunu yapar iken özellik ile kent kültür politikalarının temel öznesi olması gereken yerel yönetimin sorumluluklarının ortaya çıkarılması alanında bazı gerçeklikler de ortaya çıkmıştır.
Bundan sonrasındaki sürecin sürdürülebilirlik kriteri ile yeniden gündeme gelecek farklı çalışma alanlarında şimdi önümüzde önemli deneyimler vardır.
Bunlar önemli kazanımlardır, kent için…
Böylesi süreçlerin yönetiminde bir katkı olması noktasında bir örneği tekrar dikkatlerinize sunmak isterim.
Bir yıl boyunca yapılan etkinliklerin en etkilisi bence “yerel tatlar şenliği” idi.
Neden mi ?
Popüler bir alandaki gerçekleşme olduğu için, katılım noktasında Çanakkale 2010’nun temel eksikliğinin bertaraf olduğu belki tek etkinlik oldu.
Ayrıca her yeni aktivite için yeni bir paydaş katılımı bu alanda dinamizm yaratacak bir uygulama olarak dikkat çekti.
Kıssadan hisse diyerek, bir kez daha katkı sunanların emeklerine sağlık.

Sermet ATADİNÇ