Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Demokrasiye tahammülü olmayan kaybeder

825
Demokratik siyasetin önemli bir parçası olan HDP’ye karşı tüm yurtta sürdürülen saldırılara, Çanakkale’de yapılan bir saldırı da eklendi.
Çanakkale’deki saldırının önceden planlanmış, kurulan bir pusu ile gerçekleştirilmesi ayrıca dikkat çekmektedir.
Mümtaz Pirinçler meydanında partilerinin yeni yaşam çağrısını Çanakkalelilere anlatmak için stant açan HDP’liler, stantlarını kaldırıp evlerine giderken bir grubun önceden planlanan bir saldırısına uğramışlardır.
Bir siyasi parti olarak HDP’nin siyasi propaganda yapması, bunun için çeşitli etkinlikler düzenlemesi kadar doğal bir şey olamaz.
Çanakkale halkı demokratik haklar konusunda bugüne kadar hep duyarlı davrandı.
Demokratik hakların kullanılmasının engellenmesine bugün de izin vermeyecektir.
Ancak HDP’ye olan ilginin tüm yurt genelinde artması şiddetten beslenen demokrasi ve özgürlük düşmanı kesimleri ciddi olarak rahatsız ettiğinden dolayı bir noktadan düğmeye basılmış ve HDP’ye karşı saldırılar tüm Türkiye’de artarak sürdürülmektedir.
Bu durum barış demokrasi ve emek konusundaki ilginin her geçen gün halklar nezdinde daha çok karşılık bulmasına bağlı olarak demokratik siyasette önemli bir prestij kazanan HDP’yi terörle ilişkilendirmek adına sürdürülen algı yönetiminin bir parçasıdır.
Ancak HDP son derece sağduyu ile hareket etmekte, bu gerici aynı zamanda ırkçı saldırılar ile geliştirilmek istenen provokasyonlara izin vermeyerek, yaratılmak istenen algının da ters tepmesini sağlayan barışçı bir tutum sürdürmektedir.
Demokrasiden yana, barıştan yana tüm kesimler şimdi bu saldırılara karşı tepki vererek; kamuoyunun iradesinin bu şiddet olaylarına karşı gelişmesini sağlayarak şiddete başvuran bu kesimleri toplumda tecrit etmeli ve gösterecekleri tepkilerle oluşturacakları toplumsal baskı ile önleyici bir tutum geliştirebilmelidirler.
Çanakkale yılardır demokratik haklar konusunda hassas olan, demokratik hakların özgürce kullanılmasının zemini var etmiş bir kenttir.
Kimse şimdi kalkıp HDP’nin yürüteceği siyasi faaliyetler nedeniyle yapılan bu saldırıları haklı çıkarmaya, kullanılan şiddeti meşru göstermeye kalkmasın.
Böylesi bir yaklaşım tam da şiddetten beslenen demokrasi ve özgürlükler alanındaki gelişmelerden rahatsız olan kesimlerin ekmeğine yağ sürecektir.
Buradan hareket ile özelikle siyasi partilerin bu konuda alacağı rol son derece önemlidir.
AKP bu konuda kullanmış olduğu dil ve üslup ile zaten bu şiddeti teşvik eden bunu da HDP’nin yükselişini engellemek adına yapan bir siyasi parti konumundadır.
HDP’nin seçimlerdeki başarısı AKP’nin gelecek planlarının önündeki en büyük engeldir.
Diğer bir cephede MHP cephesidir.
MHP Çanakkale’de seçimde başarılı olmak istiyorsa şiddetten uzak durmalıdır.
Eğer bu noktada en küçük bir olumsuzluk içersinde olur hatta şüphesini bile yaratırsa, Çanakkale halkı sandıkta tepkisini gösterecektir.
Seçimlerinde ötesinde bu kentteki barış ve hoşgörü ortamının devamını sağlamak şiddet ve çatışma ortamı ile arkasından gelebilecek her türlü olumsuzluğa zemin vermemek için kentin demokra,t ilerici tüm kesimleri şiddet uygulamalarına karşı durmalı ve bunu net olarak ortaya koymalıdır.
CHP’nin ve demokratik kitle örgütlerinin şiddete karşı göstereceği tavır son derece önemlidir.
HDP demokratik platformda faaliyetlerini sürdüren bir partidir.
Niyet okuması sonucu hakkında yapılacak yaftalamalar ile  şiddeti kutsayan kesimlerin karanlık güçler olduğunu unutmayınız.
Bugün HDP’ye karşı sürdürülen bu şiddet gün gelir hepimizin yaşamını etkileyen bir baskı ikliminin temel argümanı olur.
Bu kentte HDP siyasi faaliyetlerini sürdürecektir, kimse bunu engellemeye kalkamaz, kalkarsa da barıştan, demokrasiden, sağduyudan, dostluktan, kardeşlikten, huzurdan yana Çanakkale halkı gereken tavrı gösterecektir.
HDP’nin demokratik siyaset yapma hakkını savunmak demokrasinin gereğidir.
Bu ilkesel tavrın dışına çıkıldığı zaman baskı ve şiddet meşrulaşır ve yarında sizin karşınıza bir şekilde çıkarak, sizi mağdur edecektir.
Bunu asla unutmayınız.
Alman Papaz Martin Niemöller, Hitler faşizmini şu cümlelerle anlatır;
“Önce Sosyalistleri topladılar
Sesimi çıkarmadım,
Çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar,
Sesimi çıkarmadım,
Çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar,
Sesimi çıkarmadım,
Çünkü Yahudi değildim...
Sonra beni almaya geldiler...
Benim için sesini çıkaracak
Kimse kalmamıştı.”