Demokrasi olmazsa, böyle olur... 14.05.2009
Çanakkale CHP de sular durulmuyor. Adeta başkanlık girdabına dönüşen Çanakkale CHP de şimdi de merkez ilçe başkanının bir zamanlar AKP üyesi olması noktasındaki iddialar gündeme bomba gibi düştü. Seçimlerden önce başlayan benim sayabildiğim kadar son 6 ay içersindeki 7 merkez ilçe başkanı değişimi altında neler yatıyor? Yine seçimlerden önce yaşanan liste savaşları hatta başkan adayı konusundaki sorunlar neyin ifadesi? Tüm bunlar yaşatılamayan, yok edilen demokrasinin sonuçları olarak gündem bulmakta. Eğer parti içi demokrasi yaşatılmazsa daha çok, Akkan olaylarını yaşar Çanakkale CHP. Demokrasi bilinci ve kazanımları, bunların yaşatılması, kişilerin iradesi dışında her zaman hayat bulacaktır. Hiçbir kimse kendi iradesi temelinde veya kendi çıkarları için bu kazanımları yok edemez. Sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir parti içersinde bu niyette kişiler var ise onların sonu hüsran olacaktır. Tabiî ki bu kendiliğinden olabilecek bir gelişme değildir. Bu bağlamda Çanakkale CHP çok acil olarak kendini toparlamalı, geniş halk yığınlarını kucaklayacak bir açılım gerçekleştirmelidir. Bunun yolu demokrasiden geçer. Bir kez daha ilgilerin dikkatine sunarım. Yok eğer demokrasi işletilmiyor ise bunu talep eden kesimlerinde alması gerekli önlemlerin nasıl olması gerektiği yeni bir gündem olarak masaya yatırılmalıdır. Demokrasi bilinci eleştirilere açık olmayı gerektir. Biz gazeteciler sorumluğumuz gereği yaşanılanları ,arka planındakileri kamuoyuna aktarmak zorundayız. Demokratik bilinç öyle ucuzlamış ki haberin veya o noktadaki yorumun tarafı olan veya “engin tecrübeleriyle” ucu kendisine dokunacağını hisseden tarafların hemen gazeteye tavır alma hatta bazı ilişkilerine bağlı olarak yaptırım uygulatma modası da günümüzde çok gelişen bir durum oldu. Bu noktada gazetelerinde şimdi alması gerekli ve kamuoyu ile paylaşması gerekli bir durumun olduğunu düşünüyorum. Bu anti demokratik yüzler kamuoyuna teşhir edilmelidir. Özellikle kendi alanlarındaki platformlarda bu konu paylaşılarak gerçeklerin herkes tarafından bilinmesi sağlanmalıdır. Şeffaflığın kazanması ,gizli kapaklı kapalı kapılar arkasında gelişen kurguların açığa çıkarılması için bu gereklilik haline gelmiştir. Bundan böyle bu noktadaki gelişmeleri siz okuyucularımızla paylaşmayı bir yayın ilkesi olarak içselleştirdik ve deklere ediyoruz. Gazetecilerin emekleri değerlidir. Toplumun aynası olup,kamu yararına görev yapan ,gazeteciler tabiî ki her türlü toplumsal gelişmeyi kamuoyu ile paylaşacaklar. Bu konuda kendilerine ulaşan çeşitli bilgileri sorgulayacaklar,bu çalışma sürecinde araştıracaklar ve emek harcayacaklar. Son zamanlarda gazetemizin toplumsal olaylar noktasında göstermiş olduğu duyarlığa bağlı olarak çeşitli kesimler tarafından gündeme getirilmesi istenen bir çok konuda talepler ile karşılaşmaktayız. Okuyucularımızın bu noktadaki paylaşımları bizleri de mutlu etmekte ,bir şekilde onların sesi olmanın hazzını yaşamaktayız. Bazen de bu gerçeğin arkasında kendi kişisel beklentilerine bağlı olarak çarpıtılmış veriler ile tarafımıza yapılan bildirimlerin olduğunu görmekteyiz. Bu kişiler hem biz çalışanları gereksiz yere meşgul etmekte ,hem de bu noktada yapılan araştırma temelinde olayın taraflarını meşgul edecek sonuçlar doğurmaktadır. Bu bakımdan bu noktadaki dejenerasyonun önünü kesmek içinde bazı önlemlerin alınması ihtiyacı gündeme gelmiştir. Bunun içinde böylesi kişiselleştirilmiş, kamuoyunu yanıltma sonucunu doğuracak girişimleri de kamuoyunda teşhir ederek kamuoyu ile paylaşacağız. Bu noktayı da deklere eder ve bu amaçlı girişimler için şimdiden gerekli uyarıyı yaparız. Birazda düşünelim. IMF görüşmelerinin devam ettiği, IMF gerçeğinin ekonomik yapımız için öneminin çok tartışıldığı şu günlerde bir IMF fıkrasını sizler ile paylaşmak istedim. ‘Çobanın biri dere kenarında koyunlarını otlatıyormuş. Tam o anda, yanına bir Cherokee Jeep yanaşmış. Brioni gömlek, Prada ayakkabılar giyen, Ray-Ban gözlüklü ve Stefano Ricci kravatlı bir sürücü, aşağıya inip, çobana sormuş. Kaç tane koyunun olduğunu bilirsem, bana onlardan bir tanesini verir misin? Çoban, bir adama bir de koyunlarına bakmış; "Tamam" diye cevap vermiş. Genç adam arabasını park etmiş. Telefonunu bilgisayarına bağlayıp, bir NASA sitesine girmiş, GPS`ini kullanarak yeri taramış, bir database ve logaritma ile doldurulmuş 60 excel tablosunu açmış ve 150 sayfalık bir rapor basmış. Ardından, çobana dönerek; "Tam 983 adet koyunun var" demiş. Çoban da "Doğru" diye cevap vermiş, "Koyununu alabilirsin". Genç adam koyunu almış ve jeep`inin arkasına koymuş. Bu kez çoban genç adama dönüp; "Peki... Senin nerede ve ne iş yaptığını bilirsem, koyunumu geri verir misin?" diye sormuş. Adam da "Evet neden olmasın" diye yanıtlamış. Bunun üzerine çoban; "Sen IMF`de uzmansın" demiş. Adam hayretle sormuş; "Nasıl oldu da bildin?" Çoban "Çok basit" diye cevap vermiş. "Buraya çağrılmadan geldin, bu bir. İkincisi benim bildiğim bir şeyi bana söylemek için benden bir koyunumu istedin. Üçüncüsüne gelince, yaptığın hiçbir şeyden anlamıyorsun çünkü köpeğimi aldın’ Sermet ATADİNÇ