Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Demokrasi olmadan, Cumhuriyet olmaz.

92. yılını kutlayacağımız Cumhuriyet nedeniyle demokrasiyi, özgürlükleri yok sayarak cumhuriyetin içini boşaltanlar, yasaklarla savaş politikalarıyla sürdürdükleri diktatörlük özlemlerini hamaset ile süsleyerek karşımıza cumhuriyet maskesi ile çıkacaklar. Yasaklar, yasaklamalar, baskılar şiddet ve katliamların en üst düzeyden hayata geçirildiği, halk iradesinin her noktada yok sayıldığı günümüz koşullarında cumhuriyetten bahsetmek sahtedir. Aynı zamanda bir bağımsızlık öğesi olarak da Cumhuriyet, emperyalizmin kirli oyunlarının maşası olduğumuz şu günlerde emperyalizme karşı mücadelenin ilk yılarındaki heyecanından uzaklaşmış savaş politikalarının sosu haline dönüştürülmüştür.

1205

 İşsizliğin alıp başını alıp gittiği, her an işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya olan aldıkları ücretle ayın sonunu getiremeyen, borç batağına batmış çalışanlarımızı, ürünü para etmeyen köylerini terk ederek ucuz işgücü piyasasının kapısında bekleyerek yaşamını sürdürmeye çalışan köylülerimizi, geleceği olmayan gençlerimizi, çifte baskı ve sömürü altında olan, kadın cinayetlerinin günlük hayatın bir parçası olduğu kadınlarımızı, kimliklerinden inançlarından ötürü ötekileştirilen çeşitli etnik ve inanç gruplarını, kapitalist vahşi sömürü düzenini devam ettirmek adına sürdürülen baskı şiddet ve katliamlara maruz kalan halklarımızı  düşündüğümüzde; verdikleri mesajlarda  “halkın yönetimi”olarak Cumhuriyet’ten bahsedenler yalan söylemektedirler.

AKP hükümeti ve özelikle seçime az bir gün kala milletvekili adayı olarak ortalıkta yalandan öte bir anlamı olmayan vaatlerle halkın karşısına çıkanlar,

inandırıcılıklarını yitirdiklerinin farkındalar mı acaba!

Halklarımızı yok sayan, onların  zekalarıyla alay edercesine söylevlerde bulunanlara verilecek cevap;  1 Kasım’da barıştan yana, özgürlüklerden yana, demokrasiden yana, demokrasiyle taçlanmış bir halk cumhuriyetinden yana, tercihte bulunarak verilecektir.

13 yıllık iktidarları döneminde Çanakkale için yaptıkları ortada iken,şimdi sanki kendileri hükümette değilmiş gibi yok “eğitim kenti” yok “kültür kenti” yapacağız diyenler ne kadar komik hale düştüklerinin herhalde farkında değiller.

Eğitim kentinden bahsedenler daha depreme dayanıklı okulları bile inşa edecek beceriden yoksun iken, milli eğitim müdürü vasıtasıyla okulları AKP’nin arka bahçesi haline dönüştürmek üzere her türlü hukuksuz ve uygunsuz işlemler almış başını gidiyorken;böylesine hamasi nutuklara sığınmak tam bir tükenmişliktir.

Çanakkale halkı bugüne kadar sürdürülen AKP politikalarının kendileri açısından hiçbir değerinin olmadığının bilincindedir.

Bunun gereğini 1 Kasım’da sandıkta yerine getirecektir.

Barış kazanacak, emek ve halklar kazanacaktır.

Yalanlar ile bugüne kadar sürdürdüğünüz hamasete, halkları baskı altına almak için uyguladığınız şiddet, katliamlar, emperyalizmin güdümünde, ülkemizi bir savaş tehlikesi altında yaşamak zorunda bıraktığınız dış politika uygulamalarınıza artık dur demek zamanıdır.

Halkın bu iradesi sizi şimdiden ürkütmektedir.

Parti içersindeki çatlaklar büyümüş, gemiyi erken terk ederek sorumluluktan kendisini kurtarma çabası içersinde olanlar çoğalmıştır.

Halkların yükselen tepkisi, birlik ve dayanışma ile artan mücadele ivmesi, ruh halinizi fena halde bozmuş  olmalı ki; daha şimdiden yeniden seçim teraneleri yaratmaya başladınız.

Saraylarınızı barışa boğacağımız günler yakındır.

Değil mi ki, siz bu ülkede barış istediği için vatandaşlarımızı kabahatler kanununa göre cezalandırmaya başladınız, değil mi ki siz Gezi direnişi sırasında darp ettiğiniz yaraladığınız vatandaşlarımızı tedavi eden, halkın sağılığı için görev yapan doktorlarımızı camileri kirletmek iddiası ile cezalandırdınız, bu demektir ki;  siyasi iflasın eşiğindesiniz.

Şimdi Gezi ruhu ile sandığa gitme zamanıdır.

Geleceğimize, irademize, tercihlerimize sahip çıkıp, sürdürülen baskı ve şiddet uygulamalarını ret ettiğimiz için katlettiğiniz gençlerimize vermiş olduğumuz söz ile sandığa gideceğiz.

Tüm gericiler ve diktatörlük özlemi içersinde olanlar bunun ne demek olduğunu öğrenecekler.

 Cumhuriyetin 92. yılında Cumhuriyet Bayramı’nı, demokratik bir halk Cumhuriyeti’ne geçiş zorunluluğunun zemini olması dileğiyle kutluyor,

bunun için 1 Kasım seçimlerinin başlangıç olmasını temenni ediyorum.

“İnadına barış”, “İnadına emek”, “İnadına adalet”, “İnadına özgürlük”