Değişim zor iş…
Dünkü yazımda CHP’nin “demokrasi ve özgürlük” teması ile gerçekleştirdiği kurultaya ilişkin görüşlerimi belirtmiştim. CHP’deki değişimin sancılarını ve bunun getirmiş olduğu bazı sorunları irdelemiştim. Bu görüşlerimi doğrulayan bizzat Kılıçdaroğlu’nun kurultay sonrası yaptığı değerlendirmeler oldu. Ayrıca bir de ders alacağımız bir deneyim yaşandı ki ;buda CHP’nin örgütler bazında değişim sürecinde işinin zor olduğunun kanıtı olarak başka bir gerçeğe işaret ediyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kurultay sonrasında yapmış olduğu bir değerlendirmede değişim sürecine ilişkin şunları kaydetti: ”Çarkları ağır işleyen bir makineyi hızlandırmaya çalışıyoruz. Bu da devasa bir makine ve bunu ayağa kaldırmak düğmeye basınca hemen olmuyor. Değişime ayak uydurması, gençleşmesi, yenilenmesi, dinamizm kazanması ve en önemlisi ideolojisini bilmesi gerekiyor. Bu açıdan parti okulunun açılması, kadroların yenilenmesi, seçimlerin yapılması ve bütün bunlar sisteme bir aktivite kazandırdı. Bir dinamizm var partide. Şimdi bunu Anadolu’ya yaymamız gerekiyor”
Kılıçdaroğlu’un belirttiği gibi örgütlerin bu dinamizmi gerek ideolojik gerekse örgütsel olarak yaşama geçirmeleri, önemli bir görev olarak duruyor.
Bu konuda Kılıçdaroğlu eskinin hastalıklarından kurtulunması gerektiğinin altını çizerek; halkı ile bütünleşen, kısır tartışmaların yerine çalışan, halka giden örgütler ile yola devam edeceklerini belirtti.
Çanakkale CHP örgütü de bu değişimi yaşamak zorundadır. Fakat Çanakkale CHP örgütünde bir başka sorun daha var.
Kılıçdaroğlu’nun daha ilk genel başkanlığı gündeme geldiğinden beri Çanakkale CHP örgütünün Kılıçdaroğlu ile yıldızı barışmadı. Gelişen sürece bağlı olarak zorunluluktan dolayı Kılıçdaroğlu kabullenilmek zorunda kalındı. 34. genel kurulda ise Serdar Soydan’ın muhalif listeden parti meclisine aday olması yada gösterilmesi bardağı taşıran damla oldu.
Bu beraberinde Çanakkale örgütü içersinde de bazı çalkantıları beraberinde getirmiştir. Bu gelişmeler sonrasında herhalde genel merkez Çanakkale örgütünü daha yakından takip eder. Yöneticiler de bunu göz önünde bulundurmalıdırlar.
Geçilmez Çanakkale’den, gelip geçilen Çanakkale’ye
Çanakkaleli esnaflar turizm hareketinden faydalanamadıklarını ifade etmekteler, buna neden olarakta Çanakkale’de konaklama yapan yerli ve yabancı turist sayısının yeterli olmadığını göstermekteler.
Bu tespit doğru bir yaklaşımdır. Bu konuda yapılan bir çok çalışmada da gündeme gelmiş, fakat bir türlü bir gelişme sağlanamamıştır. Çanakkale turizminin konaklama konusunun çözülebilmesi için; gerek tesis gerekse hizmetler ve etkinlikler anlamında yatırımlara ihtiyacı vardır. Günümüz ekonomik koşullarında bu yatırımları yapmak öyle kolay bir şey değil. Fakat Çanakkale’nin de turizmden gerekli payı alabilmesi için buna ihtiyacı var.
Bir paradoks gibi gözükse de çözümü belli. Çanakkale turizm yatırımları, özgün bir teşvik programı ile desteklenmelidir. Unutulmuş Çanakkale için nasıl olur, nasıl gerçekleşir işte bütün mesele bu…