Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Değişim ve demokrasi kurultayı

1563
CHP 34. Olağan Kurultayı “demokrasi ve değişim” teması ile gerçekleştirildi. Kurultay ile birlikte bir kez daha şahit oldum ki; değişim zor bir süreç. 34. Kurultayda CHP’de kafalar henüz netleşmemişti. Orkestranın verdiği sesler henüz uyumlu bir halde değildi. Daha çok prova yapması ve orkestra şefinin orkestrasına hakim hale gelmesine gereksinim olduğu bozuk melodi nedeni ile anlaşılıyordu.  
 
CHP örgüt yapısı ile henüz bu değişime hazır bir görüntü vermiyor. Bunu kavrayan Kılıçdaroğlu, kurultaydaki konuşmasını bu temel üzerine oturtmuş ve partisinin sol değerler üzerinden gelişimini ifade edecek ideolojik yaklaşım yerine yine ulusalcı temeli esas almak zorunda kalmıştı.
 
Daha evvelki kurultaylardan farklı olarak Kemalist ideolojinin ağırlığı Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında daha ağırlıklı bir karakterdeydi. Bununla birlikte kurultayda hazırlanan demokrasi ve barış bildirgesi ise, daha farklı bir ideolojik temel üzerinde hazırlanmıştı.
 
Şu anda CHP’de kafalar karışık. Atatürkçülüğün arkasına saklanarak ırkçı, gerici kendi çıkarları için siyaset yapan kesimleri örgütlerden temizlemeden CHP’nin işi zor gözüküyor.  Bu kesimlerin kafa bulandıran yıkıcı etkisinden partinin arındırılması CHP’deki değişimin en zor yanını oluşturacaktır.
Bu etkinin beraberinde şöyle bir olumsuz etkisi olmaktadır;ulusalcı bu temel beraberinde kapitalizmin neoliberal yönelişlerine savrulmayı gündeme getirmektedir. Bu gerçeği Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşmasında çok net olarak gördüm.
 
Neoliberalizmin temel mantığı olan “hızlı balık yavaş balığı yutar” ilkesi üzerine kurgulanan sözde bilgi toplumları ve bunun temellendirdiği ekonomi anlayış AKP iktidarının ilk yıllardaki temel politikası gibi bugün de CHP gündemindeydi.
Unutulan bir şey vardı; toplumsal gerçekler yani sınıfsal gerçekler.
“Hızlı balık, yavaş balık” mantığı aynı zamanda sosyal devlet anlayışını da inkar eder.
Neoliberalizmin bu mantığı; eğitim, sağlık, ulaşım, gibi temel insan haklarını da tanımaz.
Bu mantık, sözde hızlı olan kesimlerin kapitalist toplumun üst yapı kurumu eliyle yaratılmış fırsatlarından yararlanması temel varsayımı üzerine kurgulanmıştır.
 
İşte AKP iktidarı eliyle yaratılan yeni sermaye kesimi günümüzün hızlı balıklarıdır.
Bu sistemin emekçilerin çıkarı ile hiçbir ilişkisi yoktur.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında bu neoliberal ekonomik sistemin izlerinin olması; değişim açısından daha alınacak çok yol olduğunun ifadesidir.
Şu anda CHP gerek ideolojik gerekse örgütsel olarak eklektik bir örgüttür.
Kurultaydaki parti meclisi seçimleri için yaşanan birden fazla anahtar liste uygulaması da bunu göstermektedir.
Henüz çarşaf liste temelindeki demokratik işleyişin meyveleri, ideolojik boyuttaki bu kargaşadan dolayı alınamamaktadır.
 
CHP değişim sürecinin başındadır.
CHP tabanı, kurultayda demokrasi özgürlük ve barış talepleri ve sol değerlerin yansıdığı sloganları ile değişimin lokomotifi olma konusunda parti yönetimi için moral kaynağı olmuştur.
CHP tüm bu gelişmelere bağlı olarak, AKP hükümetinin her yönü ile gericileştiği demokrasi ve özgürlükler anlamında tüm değerlerin ayaklar altına alındığı bir dönemde değişim anlamında ileri adımlar atmak için uygun fırsatlara sahiptir.
Bunu başarmak önce CHP tabanının bunu istemesi ve aşağıdan yukarı bu dönüşümü yaratmasına bağlıdır.
Kurultay sonrasında ortaya çıkan yönetimin iradesi esas olarak bu yöndedir.
Mevcut şartlara bağlı olarak bazı olumsuzluklar olsa bile, gerçeklik budur.
CHP’nin önünde başarmak için bir fırsat vardır.
CHP tabanı bu konunun takipçisi ve değişimi isteyen dinamik oldukça bu gelişme sağlanacaktır.