Değerlerimize sahip çıkalım..

Şemsi Galfa - Antrenör

8518

 

 
MEB ve UNESCO’nun onayladığı ve okullarda kazandırılması desteklenen temel değerler, veriliş sırası ile aşağıdaki gibidir:
 Barış, Saygı, Sevgi,  Sorumluluk, Mutluluk, İş birliği, Dürüstlük,  Alçak gönüllülük, Hoşgörü,  Samimiyet, Uyum, Özgürlük.  Şimdi gelelim yine kendi işimize, futbol alt yapıları da bu değerler üzerinden kendi değerlerini de oluşturmalı yanlız bu insani ve vicdani değerlerin oluşturulması sadece okul,kulüp üzerinden gerçekleşmez ev-aile ortamının ve özellikle anne babanın benimsediği değerler ve bu değerler doğrultusunda sergilediği tutum ve davranışların çocukların kişilik gelişimi ve sahip olduğu değerler çerçevesinde asıl belirleyici ve şekillendiriciler olduğu unutulmamalıdır.
Aile,okul,kulüp üçgeninde her alanın kendi içinde oluşturduğu değerler ile oluşan öz güven çocuğun geleceğini kurmada büyük avantajdır.
Günümüz Kulüp alt yapılarında çocuk oyuncunun varsa ,kulüp değerleri ve salt futbol eğitimi ile gelişim göstereceği tartışmalıdır.çocuk oyuncunun futbol eğitim alanındaki öğrendiklerini sürece taşıması için toplumun her alanındaki olumlu değerleri alması yaşaması ve geliştirerek içselleştirmesi gerekmektedir ,yoksa hep bir tarafı eksik kalacaktır.
Bizim toplum olarak ülke değerlerine sahip çıkmaktan başlayıp,bireyin kendi değerlerini en iyi şekilde yaşayıp uygulayabilmesi için, önce insan olarak kendinden başlaması daha sonra aile,toplum,olarak da kalitemizin yükselmesi gerekmektedir , buda ülkeyi yönetenlerin tüm değerlere bakışı ve yaşamasıyla ilintilidir.Yönetenler ülke ve beşeri değerlere uygun yönetim şekli uygulamıyorlarsa o ülkede değerler ayaklar altındadır yada yapay ve sahtedir.Bu durum ülkedeki tüm alanların verimsiz etkisiz ve tesadüfen hayat sürmesini sağlayacak ayrıcalıklı kişiler oluşup toplumda ayrışma, statü,  kolaydan hayat kazanma yolları aranması ile her şeyin yarım yarım göstermelik ve ilişkilerle yapılması, liyakate önem verilmemesiyle,ortaya değersiz bir durum çıkacaktır. 
Futbolda bu işleyişten nasibini alacak hep yeniden yapılanma diye diye ömrümüz geçecektir. 
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın,,her koyun kendi bacağından asılır,vb diyerek sırça köşklerde çok sıkı güvenlikli yaşamak bu tip düşünenleri kurtarmaz evlerde güvenli olabilirsiniz ama sokakta değilsiniz , dışladığınız ötelediğiniz olumsuz insanlar, ama çocuğunuza, ama en yakınınıza zarar verecektir.Onun için bu lafları kendimize avantaj saymayalım bu laflar bizi ileriye taşımaz yalnızlaştırır.
Toplum değerlerinden ,yine toplumun ilgisizliğinden dolayı uzaklaşmış bilhassa suca bulaşmış çocuklara toplumun her katmanı(sanayici,ticaret erbabı,bürokrat,okul kulüp vb) kendi yetki alanları,vicdani ve insani sorumluluklarıyla katkı yapmalı ki değerler değerlensin yoksa hep başa dönmek bize hiç bir şey kazandırmayacak gecen zaman hep aleyhimize işleyecektir.