Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Dardanel, eski Dardanel olamaz.

2565
Uzun zamandır ekonomik sorunlar ile boğuşan Dardanel, şimdi bir satış operasyonu ile uluslararası bir finans kurumunun denetimindeki yeni bir şirketin mülkiyetine geçiyor.
 
Uluslararası finans şirketinin ortaklığını da Ülker markasının sahibi Yıldız Holding yapacak.
Ne gariptir ki, bir dönemin rakip iki kurumu şimdi aynı çatı altında birleşmiş oldu böylece.
Kerevitaş ile Dardanel, gerek ton balığı konserve üretiminde gerekse dondurulmuş gıda üretimin iki önemli ismi idi.
Sermayenin merkezileşmesi ve globalleşen ekonominin gereği olarak şimdi iki rakip tek bir vücuda büründü.
Dardanel, kelimenin tam anlamıyla bir Çanakkale markasıydı.
 
Dardanel, Çanakkale çiftçisinin, işçisinin, balıkçısının, girişimcisinin eseridir.
Kuruluş ve gelişimi bir kent için tam anlamıyla bir başarı öyküsüdür.
Kentin ekonomisinin önemli bir dinamiği olarak uzun yıllar gelişimin dinamosu olmuş bir kuruluştur Dardanel.
Stratejik planını kent potansiyeli üzerinden yaparak sağlıklı bir büyümenin önemli bir örneği olmuştur.
Kenti ile bütünleşmiş ve özdeşleşmiştir.
Tüm bu başarı öyküsünde işin patronu Niyazi Önen’in rolü tabiî ki göz ardı edilemez.
Sürecin bu boyutunu yaşamış bir kişi olarak 2001 krizi sonrasındaki gelişmeler için sadece global gerçeklikler bazında bazı değerlendirmeler yapabilirim.
Ancak artık bunun bir gereği de kalmamış, uluslararası finans sermaye ve işbirliği içersindeki büyük sermaye Dardanel’i teslim almıştır.
Bundan böyle artık Dardanel’in eski Dardanel olma şansı ortadan kalkmıştır.
ADM adlı finans kuruluşu kuracağı yeni şirket üzerinden çeşitli finans oyunları ile Dardanel üzerinden para kazanmanın stratejisi içersinde olacaktır.
Yerli ortak Yıldız Holding için tek bir realite söz konusudur bundan sonra; para kazanmak.
Artık Dardanel markasının kent ile ortak geliştirebileceği hiçbir değer kalmamıştır.
Dardanel cephesindeki bu gelişmeler çok doğal olarak kent Dardanel ilişkilerine yansıyacaktır.
Bir dönemin gerçekten içi içe karşılıklı anlayış içersinde var olan ilişkileri bundan böyle yerini çatışmaya bırakacaktır.
Birleşen, Kepez Çanakkale arasında yer alan bir sanayi kuruluşu olarak fiziksel konumu şimdi çeşitli problemlere yol açacaktır.
Eskiden gerçekleştirdiği seviyelerdeki de bir kapasite de üretimini sürdürme imkanı kalmamıştır.
Artık bulunduğu bölgenin taşıma kapasitesi buna uygun değildir.
Bu konuda zorladığı her noktada beraberinde yeni sorunları getirecektir.
Kentin bir değeri olmaktan zamanla çıkacak olan Dardanel’i, Çanakkale Halkı da eski hoşgörüsü ile karşılamayacaktır.
Gün geçtikçe çatışmalar büyüyecek, Dardanel, Çanakkale’ye yabancı bir şirket haline dönüşecektir.
Kaçınılmaz gerçek budur.
Dardanel artık eski Dardanel olamaz.
2000`li yıllardan beri şirketini, bir çok zorluğa rağmen bugünlere getiren, aynı zamanda 200 milyon dolar borçlu bir şirket olmasına rağmen yine de para kazanan bir girişimci olarak Niyazi Önen bir başarıya imza atmıştır.
Önen, aynı zamanda hep bu kentin bir insanı olmuş, ilişkilerini bu temelde sürdürmüştür.
Bu yeni dönemde Niyazi Önen kent ilişkilerinin nasıl şekilleneceğini hep birlikte izleyeceğiz.
Ne ihanetler göreceğiz, çok merak ediyorum.
Tüm bunların ötesinde Çanakkale hep birlikte yarattığı bir değerini kaybetmiştir.
Bu gelişimin kent açısından anlamı işte böylesi üzücü boyutudur.
 
Ukrayna’dan mektup var...
6/12/2011  tarihli yazımda Eğitim Fakültesi Yardımcı Doçentlik kadrosu yabancı dil sınavlarına giren  İbrahim Habacı adlı  bir isimden bahsetmiş idim.
Bu ismin 2003 yılında El Kaide terör örgütüyle bağlantılı oldukları iddiasıyla Malavi’de gözaltına alınan İbrahim Habacı ile isim benzerliliği olup olmadığını merak ettiğimi sizler ile paylaşmış, Rektör Hoca ile bu konuda yaptığım iletişimde Rektör Hocanın düşüncelerini sizlere aktarmış idim.
Eğitim Fakültesi Yardımcı Doçentlik kadrosu için müracaat eden İbrahim Habacı
Ukrayna’dan bir mail atarak bu yanlışlığın düzeltilmesini talep etti.
Habacı malinde şunları belirtiyor:
“Ben 17 yıldır bu yana Ukrayna`dayım. İnternatıonal School`da okul Müdürlüğü yapıyorum. Ukrayna Üniversiteler Birligi üyesiyim. Ama gazeteci olarak  bir konuyu yazarken biraz daha dikkatli olamaz mıyız sevgili Sermet! Ama neylersin ki bu iş gazetecilik. Yani küçük gördüğümden dolayı böyle demedim. Ama  gazeteci sansasyon olacak olay arar kendisine benim ismimi ve soy adımı taşıyan o kadar insan var ki sayısını ben de bilmiyorum. Yasadışı örgüt mensubunun üniversitede hoca olması sizi düşündürmüyor mu? Elkaide midir ne pislikse o dağlarda olur, üniversitede ne işi var. Çalışmalarınızda başarı dileklerimle”
 
Ben de  sizler ile paylaşıyorum...