turgutcamer@hotmail.com
Değerli okurlarım, seçimden sonra yazdığım "ŞAPKA ve KENDİ DÜŞEN !" başlıklı yazım aslında ülkemiz siyaseti üzerinde Recep Tayyip Erdoğan ipoteğinin sona erdiğine işaret ediyordu.
7 Haziran sandık sonucu bunu kanıtlamış ve Erdoğan karizması fena halde çizilmiştir!
Dün yeni seçilen milletvekilleri NAMUS ve ŞEREFLERİ üzerine yemin etmişler ve koalisyon seçenekleri için turlar başlayacaktır. Hangi partinin hangi parti ya da partilerle hükümet kurup güvenoyu alacağı konusunda kuşkusuz kehanette bile bulunmak oldukça zordur!
Oysa seçmen yapacağı kılavuzluğu net bir biçimde yapmıştır. Muhalefet partilerine AKP’yi bir dönem NADASA BIRAKIN ve gereken restorasyonu yapın talimatını vermiştir.
***
Önümüzdeki TBMM tablosu MHP’nin tutarsızlığı sürerse, en çok sorumluluğun CHP’ye düştüğünü gösteriyor. Bence, gerekirse tek başına CHP ‘Azınlık Hükümeti’ kurma girişiminde dahi bulunmalıdır.
Çünkü Erdoğan tasallutundan ülkeyi kurtarma girişimi için SEÇMEN VİZE VERMİŞTİR!
- Önce Erdoğan’ı anayasal çizgisine çekin.. 12 Eylül mirası ‘Zorunlu Din Dersleri’.. YÖK, yüzde 10 seçim barajı, Dini bayramlarda emeklilere ikramiye, asgari ücretin 1500 TL olması, taşeronluğun kaldırılması, çiftçiye mazotun 1.5 TL’ye satılması, üniversite öğrencilerine karşılıksız öğrenim harcı verilmesi, vb.. Ve meydanlarda haykırdığınız diğer vaatlerinizi derhal yerine getiriniz.. Demiştir seçmen.
* Ayrıca benim bir seçmen olarak çok önemsediğim naçizane önerim şudur:
Parlamenter sistemin tam anlamıyla doğru çözümler üretebilmesi için TBMM’nin çift meclisli bir parlamento haline dönüştürülmesi gerekmektedir. Yani 12 Eylül Cuntasının yok ettiği Cumhuriyet Senatosu yeniden kurulmalıdır.
- 1950 Seçimlerinde Milletvekili Sayısı: 487
- 1954 “ “ “ : 541
- 1957 “ “ “ : 610 idi.
* 1961 Anayasası ile TBMM çift meclislidir. ( 450 Milletvekili + 150 Senatör)
Anımsayalım; Cumhuriyet Senatosu bir tür anayasa mahkemesi işlevi görüyordu. Mecliste kabul edilen kanun teklifleri senatoda da görüşülüyor, varsa halkın çıkarına ve hukuka aykırı yasa ve düzenlemeler senatoda düzeltiliyordu. Meclis - Senato birlikte toplanarak nihai oylamayı yaparlardı.
Böylece hükümetin denetimi daha sağlıklı oluyordu.
*Son 12.5 yılda Cumhuriyet Senatosu olsaydı, örneğin; Devlet İhale Yasası 146 kez değiştirilebilir miydi? Yangından mal kaçırır gibi ‘torba-çuval’ yasaları çıkartılabilir miydi?!.
(Lütfen halkın çıkarına olmayan diğer yasaları da anımsayın.)
Başkanlık aşkıyla yanıp tutuşanların ‘parlamenter sistem çözümsüzlük üretiyor.. Tu kakadır o!’ söylemlerine ve çırpınışlarına asla prim vermeyiniz!
*Yeni oluşturulacak senatoda; Cumhurbaşkanınca seçilen ve kontenjan senatörü denilen üyeler olmamalı. Salt seçilmiş senatörler olmalıdır. Seçilmiş senatörlerin sayısı da 150 olmalıdır.
Cumhurbaşkanına yokluğunda Cumhuriyet Senatosu Başkanı vekalet edecektir.
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, parlamenter demokrasinin olası güçlüklerini hafifletici, ortak aklı devreye sokan çift meclisli önerimin tüm partilerce önemsenmesini içtenlikle diliyorum.
İnancım odur ki; 12 Eylül Cuntasının dayattığı parlamento yapısının kapandığının en somut işareti Cumhuriyet Senatosunun yeniden kurulması olacaktır.
Böylece 33 yıllık devrin kapanması, ülkemize uzlaşma ve geleceğe yönelik güzel umutlar yeşertecektir. Bu acil önlem önemsenmez ise; Türkiye’de demokratik hukuk devletinin ve toplumsal barışın yerleşmesi için son derece önemli bir fırsat kaçırılmış olacaktır.
Eğer geçmişte yapmak gerektiği halde yapılmayanlar, şimdi de yapılmazsa işte o zaman VAYYY HALİMİZE!!!
*
*GECİKEN KUTLAMA: Nihayet!!! 27 gündür ‘Kale’ ışıl ışıl!.. Kilitbahir Kalesi’nin ışıklandırılmasını, iş bitimi tarihinden 570 gün sonra halledebilen Çanakkale Valisi Sn. Ahmet Çınar’ı kutlarım!.. T.Ç