Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Cumhurbaşkanlığı yol şantiyesi mi?

1278
Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan ilk mitingini yaptığı Samsun’da Cumhurbaşkanlığı aynı zamanda “yol yapma, köprü yapma makamıdır” dedi.
Bu değerlendirmesi üzerine, önce kendimi bildim bileli minimum 45 senedir, hiç bitmeyen İstanbul- Çanakkale karayolu inşaat çalışmaları aklıma geldi.
Meğerse konu Cumhurbaşkanlığı makamı boyutundaki bir sorun olarak Cumhurbaşkanlarımızın engin performansı gereği hep gündem de, yani  birilerine hep ‘yol’, olmuş ,böylece yollar bulunmuş…
Madem yeni Cumhurbaşkanı adayımız üstüne basa basa bu makamın “yol yapma köprü yapma makamı” olduğunu söylüyor; vardır bu işin içinde bir “hayır” diyerek bazı çağrışımlara dikkatlerinizi çekmek isterim.
Konu şantiyeler olunca doğal olarak akıllara bu şantiyelerdeki işleri alan müteahhitler geliyor.
Tabi  bu ilişkiler akçeli işler olunca; doğal olarak yol yapma, köprü yapma işleri de Cumhurbaşkanlığının gündemindeki işler olarak tarihe not düşülüveriyor.
Ne olur ne olmaz şimdiden bu ilişkinin adını koyalım da, yarın sayın cumhurun reisine ‘senin ne işin vardı yol çalışmalarının müteahhidi ile’ deme hakkını, kimse kendinde bulamasın!
Biraz daha hafızalarımızı zorlarsak, hani şu ses kayıtları vardı ya; YouTube’nin  kapanmasına neden olan ses kayıtları…
Onların birinde şimdi cumhurbaşkanlığına soyunan bu kişi, bir müteahhidin  almış olduğu bir proje için verdiği 10 milyon dolarlık komisyonu (rüşvet ) az bulmuş, oğlundan bu parayı almaması  telkini ortalığa bomba gibi düşmüştü.
Eee böylesine ballı börekli,kaymaklı ekmek kadayıfı tarzında ilişkiler olur da Cumhurbaşkanlığı makamı yol ve köprü yaptırma işlerinden ayrı düşünülebilir mi?
Zaten sizler Cumhurbaşkanları için belirlenen 12 Eylül anayasasındaki “şantiyecilik” işlerini de kavrayamamışsınız!
Ondan dolayıdır ki; köprü ve yol yapım işlerinin direkt cumhurbaşkanın sorumluluğunda olması konusunu anlamakta zorluk çekiyorsunuz.
Biraz daha derin düşünelim.
Şu bizim kara yollarımızdaki onarım ,yeniden yapım işleri hiç neden bitmez acaba?
İşte şimdinin icraatçı Cumhurbaşkanı adayı bu “duygusal” durumu çok yakından takip edecek gibi gözüküyor.
Sahi bu cumhurbaşkanını gerçekten halkımız mı seçiyor?
Peki daha işin başında cumhurbaşkanı adayı olabilmek için 20 milletvekilinin önermesi konusu ne demek oluyor?
Zaten işin başında devre dışı bırakılmış durumdasınız!...
‘Bu milletvekillerini biz seçtik’   gibi bir savunma algısı içersinde olduğunuzu görür gibiyim.
Gerçekten siz mi seçtiniz, bugünkü siyasi partiler yasası gereği genel başkanların önünüze koyduğu ve %10 gibi bir barajın çalıştırıldığı bir sistemde sizin kendi vekillerinizi seçtiğinizi savunmak tam bir akıl tutulması olur.
Sizin seçmediğiniz milletvekillerinin gösterdikleri adaylar da, zaten sizleri temsil edemez.
Bir yandan sizi temsil etmeyen genel başkanların emir eri olan milletvekilleri, diğer yandan halkın hür iradesinin ambargolanması sonrasında, kim cumhurbaşkanını halk seçecek diyorsa bunun üzerine bir kez daha düşünün.
Göreceksiniz yol yapma, köprü yapma, baraj yapma, enerji hatları gibi şantiyelerin Cumhurbaşkanlığı ile ilişkisi çok daha iyi anlaşılacaktır.
Şu duygusal haller de ne kadar zor durumlarmış öyle, 10 milyon dolar komisyonlar bile bazılarını kesmemekte, ve talimatla ret edilmektedir.
Yaşasın; Artık yol ve köprü yapma şantiyelerini,  cumhurbaşkanlığı makamı olarak sisteme kazandıran Cumhurbaşkanı adayımız var!
Siz işinizi bilir, gözlerinizi kapar vazifenizi yaparsınız buna inancımız tamdır!...
Nede olsa ‘benim memurum işini bilir’ felsefesinden gelmektesiniz…