Seçkin Sağlam

ssboreas17@gmail.com

ÇOMÜ gerçeği ve destek olmak! (1)

2177
En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim; ÇOMÜ Çanakkale`nin en önemli kurumlarından biridir. Onun güçlenmesi, büyümesi Çanakkale`nin güçlenip, büyümesi ile doğrudan ilgilidir. O nedenle ÇOMÜ, Çanakkale`nin olmazsa olmazıdır.
 
Ama...
 
Laçiner`in seçilip, atandığı günden bu yana hep bir huzursuzluk ortamı, hep bir kavga, hali yaşandı, gerek kendisi, gerekse müstear isimli “yazarları” ve kendi destekçileri vasıtasıyla ÇOMÜ`nün arası, kent dinamikleri ile hep bir didişme içinde oldu. Hatta, Laçiner, kendi kadrolarının Çanakkale dinamikleri ile bu kadar didişmesi noktasında sessiz kalarak onaylayan ve onlara kol kanat geren bir ruh hali ile genelde hedef tahtasındaki yerini korudu.
 
ÇOMÜ`de akademisyenlere ve memurlara yönelik baskı, soruşturma, sürgün ve benzeri mobbing olayları sonucunda açılan davalar nedeniyle bugüne kadar alışık olmadığımız bir rektör profili oluşurken, açılan davaları birbiri ardına kaybeden Rektör Laçiner,  önemli bir imaj kaybı yaşadı. Rektör Hoca`nın Çanakkale ile olan doku uyuşmazlığı, önce ÇOMÜ`ye zarar verdi, sonra da rektörlük makamının saygınlığını tartışılır hale getirdi
 
ÇOMÜ, Çanakkale`nin hep en önemli gündemi oldu, muhtemelen de bundan sonra da olmaya devam edecek. Laçiner`den önce yatırımları, gelişimi, kent-üniversite ilişkisi/etkileşimi konuları ön planda olurken , Laçiner`den sonra skandallar, baskılar, mobbing çeşitlemeleri ile kentin gündeminde farklı bir üniversite profili oluştu.
 
Son üç yılda çok şey yaşandı. En azından ben daha önce bir Rektörün o kentte istenmemesine dair bir eylemin organize edildiğini sanmıyorum, Çanakkale bunu da gördü. Tüm yaşananları alt alta yazmaya kalksak, ne bu gazete ne de bu köşe yeter.
 
Bu yaşananlara, son dönemin önemli gündemi olan  cemaat-iktidar kavgası eklenince; Laçiner  çok daha zor bir döneme girdi. Star Gazetesi`ndeki köşe yazılarına son verilmesi ile başlayan süreçte, YÖK denetçilerinin ÇOMÜ`deki mobbing iddiaları ve diğer iddialar üzerine araştırma yapması, hatta Laçiner`in kendisine yakın olan üst düzey bir yöneticisiyle birlikte YÖK’e çağrılarak ifadelerine başvurulduğu ididaları, cemaat-AKP çatışmasının sonuçları olarak  Laçiner açısından yeni handikapların işareti olarak yorumlandı.
 
Yani AKP`nin Laçiner üzerindeki baskısı önümüzdeki dönemde kendini daha fazla hissettireceğe benziyor. Peki Çanakkale kamuoyu bu çatışmanın neresinde olur? Öyle ya “kentte 3 yıldır görev yapan bir bürokrata siyasi iktidar tarafından bir baskı yapılırsa, kent bu noktada sessiz kalmaz” diye düşünenleriniz olabilir, ama yanılıyorsunuz...
 
Çanakkale bence herkese sahip çıkar, her bürokratını savunur. Hangi iktidar olursa olsun, iktidarından aldığı güçle onu baskı altında tutmaya çalışırsa Çanakkale elbette ki buna karşı durur. Ama tüm bunlar Laçiner için geçerli olmaz.
 
Çünkü Laçiner, o treni çoktan kaçırdı.
 
Ekibindeki  şahısların, Çanakkalelilere dair; Alkolik, dedikoducu, çocuk yapamıyorlar gibi düzeysiz, seviyesiz yazılarını “Fikir özgürlüğü” kapsamında değerlendiren, ancak protestolarını kitap okuyarak yerine getiren hocalarına ise soruşturma açan, meslekten atmaya kadar varan girişimlerde bulunan birisi sizce Çanakkalelilerden destek alır mı? Bence alamaz...
 
Yani Laçiner o treni çoktan kaçırdı.
 
 
Ülke genelinde son gelişmeleri göz önüne alarak cemaat ve AKP`nin yarattığı bir kurgunun “Cast”ı olanlar, yine bu iki kesim arasındaki “çıkar” çatışmasında ilk gözden çıkarılanlar olacağa benziyor.
 
Ama ne olursa olsun, Laçiner, bu çatışma içinde ne yaşarsa yaşasın, Çanakkale`nin bu noktada kayıtsız kalacağını, iki taraftan birinin tercih edilmesi noktasında bir tavır geliştireceğini sanmıyorum
 
 
ÇOMÜ`deki geleceği karanlık olan sadece Laçiner değil, comuhaberciler, ferideler, firuzeler, müstear yazar ve siteleri, onları sahiplenen tetikçilerinin de bir o kadar gelecekleri karanlıktır. Sadece ÇOMÜ`deki değil, Çanakkale`deki gelecekleri de karanlıktır.
 
Tren kaçmış, ampul patlamıştır...
                                                             ***