Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Çok komik hareketler bunlar…

Yanlışları savunmak zordur. Siyasal alanda bu çabalar; kişileri, kurumları gün gelir çok komik duruma düşürür. Hele savunmak adına rakibinizi karalayarak kendinize prim sağlamaya çalışırsanız; kontrolü de kaybeder, söylediklerinizle yaptıklarınızla gülünç duruma düşer, hatta ihtiraslarınıza hakim olamazsanız saçmalar, kendinizi itibarsızlaştırabilirsiniz. Tüm bunlar aynı zamanda tükenmişlik sendromudur.

1511

 Önce Belediye meclisi AKP Grup Başkan Vekilinin sözleriyle başlayayım.

“Halk olarak bu insanların bir siyasi adap aldıkları hiçbir zaman söylenemez” sözleri karşısında 18 Mart törenlerine getirilerek Belediye Başkanını yuhalattırılan vatandaşlar ne der bilemem, ancak bu sözler öncelikle bu vatandaşlara yapılan saygısızlıktır.

Hem insanları getir, bir provokasyona alet et, ondan sonra da çık siyasi adap almadıklarından bahset.

Bu duruma suç dünyasında; ‘kiralık katil kullanma’, ‘kullan at’ şeklinde tanımlamalar yapılıyor.

‘Yapmışlar, bizde  tasvip etmiyoruz’ diyerek sorumluluktan kaçma yöntemi  AKP’li yöneticileri o provokasyonun aleti olmuş vatandaşlardan daha ağır bir ayıbın içine  sokmuştur.

Hele birde Milletvekili Bülent Turan’ın  “Eğer siz imajınızı HDP’yle özdeşleştirir hale getirirseniz, prestijinizi pilavla imaj hale getirirseniz millet size bugün olmaz yarın yan bakar ya da ıslık çalar bu gayet anlaşılır bir şey diye düşünüyorum" sözleriyle yapılan eylemi anlaşılır bulurken , Grup Başkan Vekili’nin kabul etmediğine dair açıklamaları “tavşana kaç, tazıya tut” misali yapılan bir siyasetin görüntüsünü vermektedir.

Gelelim şu, Ensar Vakfında yaşanan çocuk tacizleri olayı karşısında susan, ötesinde kendi yandaş kurumlarını kollama ve koruma vaziyeti alan AKP’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri  üzerine çıkardığı gürültü meselesine.

En karikatür görüntüyü de Çanakkale’de verdiler.

AKP il binasına bir pankart astılar ki; tam bir zaytung haberi gibi.

Üzerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun resminin bulunduğu “insanın fikri neyse zikri de odur” “İnsanlığa da siyasete yakışmıyorsun” yazılı pankart, Ensar Vakfı Çanakkale Şubesi tabelasının üzerinde onu himaye eden koruyup kollayan bir görüntüyle öyle bir konumlanmış ki; aynen önüne yatmış gibi sarkıyor,böylece verilmek istenen mesaj  bütün çıplaklığıyla ortada!...

Hele birde “insanın fikri neyse zikri de odur” ifadesi var ki bu ifade kendilerini değil bizzat karalamaların muhatabı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmelerini doğrulayan bir ifade.

Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun bakan hakkında söylediği sözü başka anlama çeken kendileri.

Daha evvel kendi bakanlarından Muammer Güler’in kullandığı “önüne yatmak” sözünün korumak, kollamak anlamında olduğu bilinen bir gerçek iken başka anlamlar çıkarıp belden aşağıya yorumlayan AKP’nin durumu ancak ‘ters köşe olmak’  haliyle açıklanabilir.

Asılan pankartın Ensar Vakfı tabelası üzerindeki konumlanışı, kullanılan ifadeler gerçekten karikatür niteliğinde.

Birde son olarak Bülent Turan’ın Finlandiya ziyareti sonrasında yapmış olduğu açıklamada Çanakkale için herhangi bir müjde vermemesi insanın dikkatini çekiyor.

Gerçekten öyle alıştık ki havadan konuşmalara …

 Ancak bu durumun etkisi çok kısa sürdü.

Bir baktım ki; Bülent Turan’a hizmeti kendilerine görev edinenler  “Turan Finlandiya’da Çanakkale’ye çalıştı “ifadeleriyle hemen bu boşluğu dolduruvermişler.

Kraldan çok kralcılığın bu kadarı da fazla, gerçekten çok komiksiniz…

Siz en iyisi mi, Zaytung haberciliği yapın!