Ülkemizde yapılan bazı araştırmalarda ekonomik, sosyal ve kültürel değişmelerin ailenin birliği ve dolaylı olarak da kuşaklararası ilişkiler açısından kırılmalara neden olduğu, özellikle yaşlanmanın sorun odaklı algılandığı belirtilmektedir.
Günümüz politikalarının yaşlılık olgusuna ilişkin yaklaşımı her topluma göre farklı olmakla birlikte hepsinde ortak ve önemli olduğu anlaşılan konu "kuşaklararası dayanışma"dır. Dünyada kuşaklararası dayanışmayı güçlendirmeye yönelik daha etkili çözüm önerileri hayata geçirilmiş durumdadır. Bunlar arasında özellikle çocukların/gençlerin ve yaşlıların bir araya gelmelerini sağlayan "Okul temelli dayanışma modelleri" yer almaktadır.
Kuşaklararası ilişkilerde önemli faktörlerden biri de yaşlılıkta fiziksel ve zihinsel kayıplar, günlük yaşam ve kendine bakım aktivitelerinin yaşlılar tarafından bağımsız bir biçimde gerçekleştirilememesidir. Çünkü bu faktörler kuşaklararasındaki ilişkilerin azalmasında, yaşlıların toplum içinde yük olarak algılanmalarında ve yaşlılara olumsuz algı ve tutum geliştirilmesinde etkili olabilmektedir.
İtalya`nın Piacenza kentinde hem yaşlıların hem de küçük çocukların gittiği bir "yuva" bulunuyor. "Yaşlılar ve çocuklar bir arada" (ABI: Anziani e Bambini Insieme) isimli projeyle huzur evindeki yaşlıların anaokulu çağındaki çocuklarla vakit geçirerek kendilerini daha az yalnız hissetmesi, aynı zamanda da jenerasyonlar arasında iletişimin güçlendirilmesi amaçlanıyor.
ABI merkezinde, huzur evinde kalan ya da gündüzleri buraya gelen yaşlılar ile 3-36 ay arası çocuklar birlikte vakit geçiriyor, oyunlar oynuyor, yemek yapıyor. "Jenerasyonlar arası eğitim" adı verilen bu sistem sayesinde vakitlerini aktif olarak geçiren yaşlıların kendilerini toplumdan dışlanmış hissetmeleri engelleniyor. Küçük çocuklar ise kendilerinden 80-90 yaş büyük arkadaşlarından masallar dinliyor, el becerileri öğreniyor.
Ülkemizde de zaman zaman çocukların ve yaşlıların birlikte etkinlikler gerçekleştirdiği haberlerini duyuyoruz. Hatta bazı çocuklar büyükanne ve büyükbabalarıyla büyüme şansına da erişiyor. Bu çocukları incelediğimizde , büyükanne ve büyükbabalarıyla büyüyen çocuklar da adeta `büyümüş de küçülmüş` tabiriyle karşılaşıyoruz. Büyükanne ve büyükbabalarıyla büyüyen çocuklar daha olgun ve olaylara daha farklı bakıyor. Ülkemizde de okullarda yaşlı ziyaretleri yapılsa da yetersiz olduğu aşikar. Çocukların yaşlılarla bir araya gelmesi, çocuğun hayattaki başarısını arttırıyor ve çocuğun sosyal gelişimde çok önemli bir rol oynuyor. Çocuklar ve yaşlıların belli aralıklarla bir araya gelmesi, anaokulu ve ilköğretim müfredatında yer alması gereken bir düşünce şimdilik ve bu konuda sosyolojik araştırmalar da yapılmaya devam ediyor. Bunu uygulamaya geçiren pek çok Avrupa ülkesi bulunmakta. Darısı bizim başımıza.