ÇOCUK EĞİTİMİNDE ZİNCİR METAFORU

4763
Dünyadaki ekolojik düzeni sorguladığımızda aklımıza gelenler nedir dediğimizde neleri düşünürüz? Sanırım öncelikle tüm canlıların yaşamlarını devam ettirebilmelerinin gereksinimleri aklımıza gelir; hava, su yiyecek. Her canlının bu gereksinimleri karşılama yöntemi farklıdır. İnsanoğlunun yaşamını devam ettirebilmesi beslenme kaynağı olarak diğer canlıların var olmasına bağlıdır. Diğer canlıların varlığı ise insanoğlunun dünyadaki ekolojik düzeni korumadaki duyarlılığına bağlıdır. Sistemin zincirinin halkalarının sağlamlığı aklını diğer canlılardan çok daha faklı kullanabilen insana bağlıdır. Çevresel sorunlar, atıklar, nükleer girişimler, iklim faunasının bozulması hep insan kaynaklı olduğu için zincirin halkalarında kopmalar olabilmektedir. 
 
Gelelim asıl konumuza. Aile bireylerinin birbirlerine bağlılığını sağlayan duygusal bir zincirin var olduğunu düşünecek olursak, bu duygusal zincir sayesinde tüm aile bireylerinin kendini güvende ve iyi hissetmesi, zincirin halkalarını sağlam tutan ebeveynlere bağlı olduğunu görmez miyiz?
 
Duygusal zincirin birinci halkası sevgi değil midir? Bireylerin birbirine hissettiği en özel duygu olan sevginin azalması ya da yok olması duygusal gücün kaybolması demektir. Sevginin ihtirasa ve kıskançlığa dönüşmemiş haliyle yaşanıyor ve hissettiriliyor olması zincirin bu halkasını hep sağlam tutar.
 
Güvenmek, güvenilmek ve güvende olmak zincirin bir diğer önemli halkasıdır. Yanındayım demenin duygusal boyutu olan güven, çocuklara hissettirilmesi gereken en özel duygulardan biridir. Özellikle çocukların ailesiyle beraber oldukları zamanlarda hissedebildikleri güven duygusu paha biçilemez. Elbette ki burada hissetmek kadar hissettirebilmek de önemlidir. Anne babaların her şartta ve durumda güvenmeye dair tutumları zincirin bu halkasının sağlamlığına ciddi etkisi olabilmektedir.
 
Duygusal zeka bizi diğer canlılardan ayıran, insan olduğumuzun önemli bir farkındalık unsurudur. Duygusal zincire bir halka daha ekleyecek olursak bunun adı da empati olmalıdır. Duyarlılık eşiğinin çıtasını hep yüksekte tutmamızı sağlayan empatik düşünce tarzı, daha nazik, şefkatli, sakin çocuklar yetiştirebilmeyi kolaylaştıran, onlara bu anlamda inanılmaz değer katan duygusal halkadır.
 
Tutarlılık halkası ise çocuklara karşı tutumlarımızın bir biriyle çelişmeyen davranışlarla gözlemlenebiliyor olması demektir. Özellikle anne babaların arasında olması gereken tutarlılık, çocuğun kurallara uyma noktasında ikilemde yaşamamasına neden olup, evdeki akışın daha sağlıklı devam etmesine destek olmaktadır.
 
Olumlu disiplin tarzı halkası ise zincire yeni eklenen halkalardan biridir. Çocukların kurallara uymalarında yaptırımı yüksek bir yöntem olan bu halkanın sağlamlığı, çocukların yaptığı hatalara değil de olumlu taraflarına odaklanıp, uygun zamanda uygun ödüllendirmelerle istendik davranışların sıklığının arttırılması ile artar.
 
Gelelim bu halkaların zayıflaması ya da kopması durumunda neler yaşanabileceği düşünmeye. Anne babası tarafından hiç güven duygusu hissettirilememiş bir çocuğun başkalarına güvenmesi mümkün müdür? Ya da en ufak bir hatasında bile yüksek şiddette ceza alması güven halkasının zayıflamasına hatta kopmasına neden olabilir. Güven sevginin bir ürünüdür diye düşünecek olursak sevgisiz kalan bir çocuğun güven duygusunu yaşaması ne boyutta olur?
 
Duygusal zeka halkasındaki zayıflamanın etkisi empati becerisini azaltacağı için hissedilenleri anlayamama ve doğru geribildirim verememek ile ilgili olumsuz sonuçları olacaktır. Empati olmayan yerde güven de olmaz sevgi de. Hatta olumlu bakış açısı da. 
Görüldüğü üzere yazının başında da belirttiğim gibi her halkanın varlığı bir diğerinin varlığına bağlıdır. Duygusal zincirin tümünü düşündüğümüzde gerginliğini, sıkılığını öyle bir ayarlamalı ki, ne çok sıkı ne çok gevşek olsun. Halkaların birbiriyle olan bağlılığı anne babaların tutum ve davranışlarıyla alakalı olacağı için zincirin tüm halkalarını sağlamlaştırmak ebeveynlerin üzerine düşen önemli bir görevdir.