Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

CHP'ye derin operasyon…

Eskiden MHP'ye ilgisi ile tanınan, üniversitede bir dönem Fettullah savunucusu yönetimi destekleyen, sonrasında Sarıgül'cü, şimdi de CHP'de şov yapmaya çalışan bir zatı muhterem çıkıp; Belediye Başkanı Ülgür Gökhan hakkında sosyal medyada ipe sapa gelmez ithamlarda bulunarak CHP'yi karıştırmak adına fitili ateşlemiş bulunmaktadır. Zamanlaması da son derece manidardır. Belediye ekiplerinin CHP İl Yöneticisi Cemal Karakaş'ın işyerine yasal prosedür nedeniyle yapmış oldukları müdahale sonrasında son derece yanlış bir şekilde bu girişimin parti içi hesaplaşma olarak kamuoyuna sunulması sonrasında; provokatif düşünce şimdi tam zamanı diyerek düğmeye basmıştır. Ülgür Gökhan hakkında başlatılmaya çalışılan bu karalama kampanyasını masum bir eleştiri olarak değerlendiremeyiz.

2975

 Geçmişi milletvekilliği seçimlerine kadar giden, kongreler sürecinde ayyuka çıkan bir operasyona tanıklık etmekteyiz.

Bu operasyon ideolojiktir, CHP’nin çağdaş sosyal demokrat ideolojisinden rahatsızlık duyanların bir organizasyonudur.

Bundan dolayıdır ki Başkan Ülgür Gökhan hedef alınmıştır.

Adamlar, gerici ırkçı kafanın etkisiyle, AKP ile ağız birliği yaparcasına hala pilav üzerinden siyaset yapmaya çalışmaktadırlar. 

CHP il yönetimine şimdi önemli bir görev düşmektedir.

CHP’nin birlik ve bütünlüğünü dinamitleyecek bu girişime karşı gerekli önlemini derhal almalı bu girişimi boşa çıkarmalıdır.

Aksi takdirde CHP zaman içerisinde gücünü bütünlüğünü birliğini kaybederek yapılmak istenen operasyonun kurbanı olabilir.  

Bunu anlamak için derin bir takım analizlere ihtiyaç yok, operasyonun zaten kendisi derin, tertipçilerinin nitelikleri, kullandıkları yöntemler her şeyi net olarak açığa çıkarmaktadır.

Siyasi gericiliğin, her alanda en yoğun bir şekilde saldırılarını sürdürdüğü şu dönemde; bu tip provokatif operasyonlarından medet umduğu bilinen bir gerçektir.

İşyerlerinin belediyeler ile çeşitli sorunları olabilir, bunların çözüm yoları bellidir, buradan hareketle bu sorunu parti içi siyasetsiz bir siyaset sorunu haline getirmek son derece yanlıştır.

Maalesef CHP İl Yönetici Cemal Karakaş’ın belediye ekipleriyle yaşadığı sorun böylesi bir zemine evrilmiştir.

Su uyur düşman uymaz derler, hemen niyetleri kötü olan bazı tipler harekete geçmiş bir takım saçmalıklarla amaçlarına ulaşmak için organize olmuşlardır.

Yaşanan olayın medyada yer bulmasının hemen akabinde AKP milletvekili Bülent Turan adeta ellerini ovuşturarak  “Dün seçimlerde kadın kollarımızın lokma standını zorbaca basanlar bugün kendi partisinin yöneticilerini başka listede yer aldığı için nezaket içerisinde halledilebilecek mevzuyu maalesef zabıta gücüyle hallediyor. Ama onlar çevreci! Onlar demokrat! Onlar hümanist! Onlar halkçı!!! Hadi ordan...”şeklinde değerlendirmelerde bulunarak bu olayı bir siyasi istismar konusu haline getirmiştir.

Ardından da bir provokasyonun fitili ateşlenmiştir.

Siyasi ve ideolojik mücadeleyi kendisine rehber almayan bir sosyal demokrat örgüt ne yazık ki siyaset dışı birçok lüzumsuz ve gereksiz konularla uğraşınca böylesi sonuçlar kaçınılmaz olarak kendisini göstermektedir.

CHP bir an önce siyasi mücadelenin gereklerini yerine getiren bir örgüt kimliğine bürünmelidir.

Bu noktada söylemek istediğim çok fazla konu var, ancak yaşanılan bu olay sonrasında görüldü ki birileri CHP’yi içten çökermek adına fırsat kollamakta CHP’nin gerçek bir sosyal demokrat parti haline gelmesi demokrasi ve özgürlüklerin kararlı savunucusu çağdaş ilerici bir parti olarak değişimini engellemek adına görev üstlenmiş durumdadır.

Şimdi esas sorun; CHP’nin , kendi içerisindeki bu provokatif güruhun verebileceği zararları bertaraf etmesidir.

Ancak şunu belirtmeliyim; bugün CHP içerisindeki siyasetsizlik hali yada sosyal demokrat düşüncenin dışındaki bir takım ırkçı ve milliyetçi söylevlerin etkisindeki kesimlerin politika adına yapmış oldukları tek şey  Ülgür Gökhan düşmanlığı ve bunun üzerinden sürdürdükleri sözde politikalardır.

Siyasetsiz siyasetçilerin başka tutunacak dalı olmadığı için her ortamda Ülgür Gökhan’ı  karalayarak siyaset yapmak yolunu seçmişlerdir.

AKP dahi Çanakkale’deki politikasını bu temele oturtmuştur.

Çünkü Ülgür Gökhan gerek belediye  başkanı olarak gerekse de ürettiği politikalar  itibarıyla Çanakkale kamuoyunda önemli bir karşılığı olan siyasetçidir.

Diğer yandan CHP’sinin uzun yıllardır Çanakkale’de siyasi ve ideolojik olarak sosyal demokrat ilkeler ile siyaset üretememesi nedeniyle doğal olarak da öne çıkan bir kimliğe sahiptir.

CHP sosyal demokrat ideoloji ve ilkeler temelinde kurumsal olarak dinamik bir yapıya kavuşamadığı sürece bazı hesaplar içerisinde olanlar Ülgür Gökhan’ı hedef almaya devam edecekler ve son tahlilde partilerine zarar vermeyi sürdüreceklerdir.

Siyasetsiz siyaset yapan bu politikacıların Ülgür Gökhan hakkındaki karalamaların hiçbir karşılığı yoktur.

Bakmayın siz Ülgür Gökhan’ın bu karalamalar karşısında sessiz kalmasına, bu tamamıyla yapmış olduğu işlerin doğruluğuna olan inancından kaynaklansa da, kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğu gereği böylesine karalamaların iç yüzünü ortaya çıkaracak bir iletişim politikasını gündemine almalıdır.

AKP’ nin ülkemizi bir savaş alanına çevirdiği günümüz koşullarında, barışı savunamayan, emekten özgürlüklerden demokrasiden yana tutum alamayan bir CHP kendisine olduğu kadar  Türkiye halklarına da  zarar verecektir..

CHP Çanakkale yönetiminin bir sorumluluğu da bu kentin, demokratik özgürlükçü çağdaş ilerici potansiyelinin heba olmamasını sağlamaktır.

Aksi durumda bunun vebali ağır olur…