sermet@canakkaleolay.com
Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olması ile birlikte CHP içersinde sol değerlerin daha çok yankı bulduğu bir gelişimin izlerini görebilmekteyiz. Bu süreç nasıl sonuçlanacak bir çok etkene bağlı olarak şekillenecektir. Son olarak 18 Aralık kurultay kararı ile bir adım daha atılmıştır. Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan üye bazlı ön seçim ile milletvekili adaylarının belirle-neceği kararı partinin demokratikleştirilmesi konusunda yükseltilen çıtanın bir ifadesidir. Bu uygulamanın Çanakkale içinde geçerli olacağı varsayımından hareket ile bazı saptamalar yapmak istiyorum.
CHP üye bazında önseçim kararı ile milletvekili adaylarını belirleme yöntemi ile demokrasi çıtasını öncelik ile AKP’nin erişemeyeceği yere koymuştur.
Böylece bu güne kadar demokratik olma konusunda AKP siyasetini veya demokratikleşme konusunda AKP dışında başka bir alan olmadığını zanneden birtakım liberallere de iyi bir ders verilmiş olacaktır.
Çanakkale bazında bundan sonrasında artık AKP adaylarının tartışılmasının hiçbir önemi kalmamıştır.
Çünkü bir tarafta Ankara’dan belirlenen ve kendi parti üyelerinin hiçe sayıldığı bu bağlamda, önümüze adeta bir hap gibi getirilerek yutmamız istenen AKP uygulamasına karşı, parti iradesinin tamamen yansıdığı bir demokratik yöntem karşı karşıya gelecektir.
CHP bu yöntemselliği ile rakibinin çok önüne geçmiş, siyasal arenaya yıllar sonra bir katkı sağlamıştır.
Bu gelişim, bundan sonraki süreçte AKP’yi de demokratikleştirme konusunda bir adıma zorlar ise hiç şaşırmamak gerekir.
Kamuoyu algısını önemli ölçüde etkileyecek bu uygulama için CHP içindeki tarafları da biraz irdeleyelim istiyorum.
Demokratik bir işleyiş bir çok aday içinde cesaret kaynağı olacaktır.
Önümüzdeki günlerde CHP içersinde bir aday zenginliği görebiliriz.
Partinin eski hesapları ile politikalarını sürdüren Serdar Soydan ve Ahmet Küçük için eski koşulların getirdiği avantajlar şimdi büyük oranda etkisini yitirmiştir.
Ahmet Küçük genel merkez nezdinde beklediği desteği yitirmiş, Serdar Soydan delege bazlı ön seçim konusundaki hazırlıkları ile yetersiz bir konuma ister istemez dönüşerek, yeni ortaya çıkacak adaylar karşısında avantajlarını kaybetmişlerdir.
Serdar Soydan’ın gerek delege bazında gerekse örgütler nezdinde ki hazırlığını tabiî ki tümden yok sayamayız.
Soydan’ın hazırlıklarının demokratik gelişmemesi itibarıyla gelinen durumun parti tabanının iradesini ne kadar yansıyacağı tartışmalıdır.
Bu koşullarda belirleyici olan, partinin genel havasını en iyi yansıtacak adayların konumu olacaktır.
Partinin genel havası yeni CHP, değişen CHP olduğuna göre, bu havayı konumu ile parti tabanına en iyi algılatacak aday avantajlı olacaktır.
Bu bağlamda Serdar Soydan ve Ahmet Küçük’ün hatta eskiden CHP kulvarlarında çeşitli görevlerde bulunmuş kimliklerin durumları bir dezavantaj yaratmaktadır.
Yeni CHP kavramını parti tabanında kendi konumu ile özdeşleştirecek adaylar, bu yarışın daha avantajlı adayları olacaktır.
Benim algım itibarıyla böyle adaylar var.
Onların kendi iradeleri ile bu alandaki tercihlerinin önümüzdeki günlerde bazı işaretlerini alabilir isem sizler ile paylaşacağım.
Bütün bunların dışında CHP 2011 seçimleri ile bir dönüşümün eşiğindedir.
Bu gelişme aynı zamanda ülkemizin kaderini belirleyecek gelişmeler ile de yakından ilgilidir.
Sermet ATADİNÇ
