Cevap sizin; neyin eseri?
Ülkemizde çağdışı, gerici birçok eylem ve davranışa rastlamaktayız.
Bu eylemlerin arka planını doğru analiz etmek son derece önemlidir.
Nedenlerini, hedeflerini iyi okumak; demokrasi ve özgürlükler alanındaki kazanımların korunması ve her türlü gericileştirme çabasının boşa çıkarılması için gereklidir.
Bu bakımdan hepimize önemli görevler düşmekte, böylesi gerici girişimleri teşhir etmek, boşa çıkarmak adına sorumluluk almamız kaçınılmaz bir nitelik kazanmıştır.
Bu gelişmelerin kimlerin eseri olduğuna siz karar verin, sonuçlarının nasıl gelişeceğini algılamak içinde yakın komşularımızdaki gelişmeleri şöyle bir irdelemeniz yeterli olacaktır.
Sakarya’nın Karasu İlçesi’ndeki halk plajında geçen hafta sonu cübbeli ve sarıklı kişilerin güneşlenen kadınlara “Kapanın” diye telkinlerde bulunarak, ‘Allah ve Resulu’nun istediği hanımefendi’ başlıklı broşürler dağıttığını basın organlarından okuduk.
Dağıtılan broşürde, şu ifadelere yer verilmişti:“ Hanım tesettürlü olmalıdır. Kadın çalgılı düğünlere gitmemelidir. Yol ortasında insanların gezdiği yerlerde oturmamalıdır. Fal baktırmamalı, zorunlu olmadıkça alışverişi kocasına yaptırmalı, kocasından izinsiz dışarı çıkmamalıdır. Kaşını aldırması, saç ektirmesi ve estetik yaptırması haramdır. Pantolon giymemelidir. Yabancı erkelerle tokalaşmalıdır.*Evde köpek beslemek haramdır, ince çorap giymemeli, terlikle gezmemeli, müzik dinlememeli”
Böylesi bir eylemde bulunan bu insanların beslendiği kaynak geleceğimizi karanlığa götürecek şeriat düzeninin ta kendisidir.
Olayların arka planını incelediğimizde, zincirin halkalarını birbirine eklediğimizde karşımıza çok bildik bir adresin çıkması son derece muhtemeldir.
Bu girişimin şokunu üzerimizden atamadan bir başka şok işle karşılaştık.
Zonguldak Müftüsü, Ramazan ayında oruç tutan kadın ve erkeklerin ayrı yerlerde denize girmeleri gerektiğini belirterek, "Aynı yerde denize girmek caiz değil, orucu zedeler. Tuttuğun ibadetin sevabını gidermektir bu. Oruç olur ama işte öylesine oruç olur" dedi.
Bu gerici girişimler her geçen gün daha da yoğunlaşmaktadır.
Bir bütün olarak toplumun gerici dönüşümü için atılan bu adımlar sadece bu alandaki saldırılar ile sınırlı kalmamaktadır.
Kentimizde olduğu gibi çeşitli kurum ve kuruluşlar yerine getirmesi gerekli fonksiyonlar dışında sorumluluklar üstlenerek bu tezgâha katkı sunmaktadırlar.
Kentimizde bir bilim kuruluşu olarak faaliyette bulunması gerekli üniversite, siyasal kadrolaşma adına, olması gerekli niteliğinden her geçen gün daha da uzaklaşmaktadır.
Üniversite de bilimsel çalışmaların gereklerini yerine getiren öğretim üyeleri, sadece ötekileştirmek ve cezalandırmak adına haklarında açılan soruşturmalarla yoğun mobbing saldırılarına maruz kalmaktadırlar.
Bu öğretim üyelerinden biri hakkında ‘görevden ve meslekten men edilmesi’ cezası ile YÖK’e yapılan başvuruların YÖK tarafından ret edilmesinin herhalde bu girişimlerde bulunanlar için bir anlamı olmalıdır.
Böylesi girişimlerde bulunan yönetim, bir an önce kendileri gibi düşünmeyen öğretim üyelerine karşı uyguladığı imha politikalarından vazgeçmelidir.
Bunlar yaşamımızda karşılaştığımız sistemin gerici yapısının direkt sonuçlarıdır.
Tüm bunlara karşı durmak; geleceğimize sahip çıkmak adına son derece önemlidir.
Hemen yanı başımızda Ortadoğu’daki gelişmeleri özellikle Suriye ve Irak’taki olayları yakından izliyoruz.
Bu uygulamaların sonuçlarını analiz ederken yanı başımızdaki gelişmeleri aklımızdan çıkarmayalım.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, tabiî ki iyi şeyler de oluyor, olacak.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halk kendi adayını çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Sol, sosyalist, ilerici demokrat, ezilen, mağdur olan tüm kesimler kendilerini temsil edecek bir aday çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyorlar.
Bu çalışmaların olumlu sonuçlanması demokrasi ve özgürlükler alanında önemli bir kazanım yaratacaktır.
Mevcut sistemin adaylarına karşı halkın adayı olarak gelişen bu girişim geniş bir katılım ile sürüyor
Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı ve oluşturulacak ortak programın çerçevesi konusunda yapılan toplantıya, HDP ,EMEP, EHP, Halkevleri, ÖDP, İşçi Kardeşliği, SYKP, SODAP, Türkiye Gerçeği, Devrimci 78`liler Federasyonu, Hacı Bektaş Vakfı, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Bektaşi Federasyonu, Avrupa Alevi Konfederasyonu, TİHV, İHD, Dev Maden Sen, Haber Sen ve Emekli Sen`in de aralarında olduğu kurumlar katıldı.
Bu çalışmaların sonuç vermesi, ortak bir aday ile halkın cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahil olması önemli bir gelişme olacaktır.
Ramazan geldi,istismar başladı.
Ramazan geldi, varan 1; Çanakkale MÜSİAD Şube Başkanı Ali OsmanYıldız Çanakkale Özgürlük Parkı’nda yapılacak olan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, Barkovizyon ile katılacağı iftara bütün Çanakkalelileri davet etti.
Bırakın vatandaşı, kendi inançlarını kendisi istediği gibi yaşasın, istismar etmeyin siyasete alet etmeyin.
Dayanışmanın, yardımlaşmanın özüne uygun hareket edin.
Ramazan ayını siyasi menfaatleriniz için istismar etmeyin.
Böylesi bir yaklaşımın sonuçlarının neler olduğu, olacağı bugün çok daha net olarak görülmektedir.
