CEP CANAVARI

Bir zamanlar cep telefonu oldukça yaygındı. Vaktiyle pahalı olmaları nedeniyle alamadığımız cep telefonları şimdi yüzüne bakılmayacak kadar beceriksiz, kaba ve ucuzlar. Artık çok az kişide cep telefonu var. Bir kısmı gelişen teknolojiye ayak uyduramadığı için, bir kısmı da fiyatları nedeniyle cep bilgisayarı alamıyorlar. Muhtemelen sizde şu bahsettiğim cep bilgisayarlarından var ve size onu cep telefonu, ya da akıllı telefon diye sattılar değil mi?

5200

 

 
Peki, ne zamandan beri cebinizde taşıdığınız bilgisayarlara “cep telefonu” deniyor hatırlayabiliyor muyuz? Evet, bunu ilk defa iPhone adını verdiği cep bilgisayarıyla Apple piyasaya sürdü. Devamı çorap söküğü gibi gelirken, kendi cep bilgisayarlarını üreten bir sürü marka daha pazarda yerini aldı. Bildiğiniz gibi iPhone’un en yakın rakiplerinden biri Samsung’un ürettiği Galaxy serileri. Ancak gerçekten de markalar, değineceğim konu açısından çok önemli değil. Burada ana fikir; onların cep telefonu değil, telefon hattı üzerinden arama yapma özelliğine sahip cep bilgisayarları olduğu gerçeği…
Geneline bakacak olursak farkediyoruz ki bu cihazlar klasik bir cep telefonuna kıyasla hayli geniş, dokunmatik bir ekrana sahipler ve mekanik tuş takımları yok. Ciddi bir işletim sistemine sahipler ve hepsi bir bilgisayar gibi yeniden başlatılıyor. Çok güçlü bir anakarta, bellek kapasitesine ve mikroişlemciye sahipler. Daha da ötesi, kablosuz ağlara bağlanabiliyorlar. Ve üzerlerinde pek de dikkatimizi çekmeyen çeşitli sensörler mevcut. Belki de onları klasik bir bilgisayardan daha da öteye götüren en önemli faktör bu sensörler diyebilirim. Örneğin, ekranı yan çevirdiğinizde bunu farkedebiliyor ve görüntüyü çeviriyor. Bilgisayarınız bunu yapamıyor… Ya da, hassas GPS sayesinde yeryüzündeki konumunuzu hemen belirleyebiliyor. Bilgisayarınızda bu da mevcut değil. Şimdi dikkat edelim; verdiğiniz bir telefon numarasını çevirip sizi hattın diğer ucundaki kişi ile görüştürebiliyor. Çünkü telefon tuşladığınız ve arama yaptığınız ekran da aslında cep bilgisayarınız üzerinde çalışan bir programdan fazlası değil. Mesela arkadaşınıza şöyle bir şaka yapmayı deneyebilirsiniz. Rehber ve/veya tuş takımını açan programın kısayolunu ekrandan kaldırdığınızda, elinde cep telefonu olduğu halde şaşıracak ve rehbere/tuşlara ulaşamadığı için ilk etapta arama gerçekleştiremeyecektir. Ancak akıllı telefonlar -benim deyişimle cep bilgisayarları- çıkmadan önceki cep telefonlarında böyle bir şaka yapma şansınız yoktu. Demek ki; telefon kavramı artık herhangi bir yazılımdan başka bir şey değil.
İkinci eli 50, sıfırları 150 liraya kadar düşen o eski cep telefonları ile günümüz akıllı telefonları arasındaki korkunç fiyat farkının en büyük açıklaması bu. “Akıllı” diye pekiştirdiğimiz “telefon” kelimesi halen ne kadar akıllı olduklarını açıklamakta oldukça yazıf kalıyor. Böyle olunca da, eski telefona sahip arkaşınız size haklı olarak “Nesi akıllıymış onun, bu benim işimi görüyor, ne gerek var o kadar para vermeye...” diye eleştiri getirebiliyor. Yanıt oldukça basit. Onlar telefon değil, bilgisayar! Kaliteli bir cep bilgisayarının fiyatı 2000 civarından başlıyor ve 8500 liraya -evet dizgi hatası değil- kadar çıkıyor.
Şimdi de acı gerçekle yüzleşelim. Oldukça pahalı olan bu telefonları -özellikle de en üst modellerini- çoğunlukla yeni model saplantısı olan, gösteriş kaygısındaki varlıklı insanlar alıyorlar. Diyeceksiniz ki, adamın parası var, alıyor, sana ne?! Elbette, en doğal hakkıdır. Burada problem; 3500 lira verip, sadece alo demek, check-in yapmak, duvara yazmak, mesajlaşmak vb sıradan ihtiyaçları için kullanıyor olmaları. Halbuki 1000 liralık telefon da işlerini rahatlıkla görebilirdi, öyle değil mi? Hal böyle olunca, geriye kalan 2000 lira kaporta ve gösterişe dönüşüyor.
İstatistik olarak bir şey söylemek zor ama yine de çoğumuzun bu bilgisayarlar üzerine uygulama indirip kullanmayı bildiğini düşünüyorum. Bu uygulamaların çoğunun da arkadaşlık uygulamaları, oyunlar vb popüler yazılımlardan oluştuğunu söylemek çok da gerçek dışı olmasa gerek. Bunların yanısıra gerçekten bir çok kişinin bilmediği, ihtiyaç duyduğunu bile hissetmediği, günlük hayatına dahil ettiğinde her şeyi çok kolaylaştıracak bir sürü faydalı uygulama mevcut. Böylece onlara verdiğiniz parayı fazlasıyla hak ettiklerini anlamanız mümkün olacak. Haftaya, sizi çok faydalanacağınızı düşündüğüm bazı uygulamalarla tanıştıracağım ve umarım gelişime açık bir çok okurumuz için ceplerindeki pahalı cihaz sadece selfie çeken bir lüks olmaktan çıkacak...