Cemile B. Yazıcı
Yazılarınız sahte değil mi? Hakaret etmiyor musunuz? II
“Yazılarımız sahte mi? Hakaret mi Ediyoruz?” başlıklı yazısında Feride K.Yavaş ya da Demokrat Çanakkale ne yazıyor ve ne diyor, anlamaya çalışıyorum. Geçen hafta kaldığım yerden devam ediyorum (Siyahla yazılanlar Ferid K. Yavaş’ın yazısından aynen alınmıştır.):
9. paragraftan: Hedef’in bir eleştirisine, Feride K.Yavaş/Demokrat Çanakkale’de şu cevabı veriyor: “Neymiş, biz rektöre yakınmışız. Madem rektöre yakınız, geçmiş dönemde olduğu gibi susardık, birilerinin de ağzına susmaları için bir pay tıkardık, olur biterdi. Neden oturup yazı yazalım, Çanakkale’nin sorunları üzerine yorulalım?”
Yazıcı Feride K.Yavaş, geçmiş dönemde sustuğunu, “madem rektöre yakınız, geçmiş dönemde olduğu gibi susardık” diye yazarak kabul ediyor. Üstelik yalnızca kendisinin değil başka Demokrat Çanakkalelilerin de susmamış olduğunu “yakınmışız” “yakınız”, “susardık” kelimelerindeki çoğul ifadeyle bize anlatıyor.
Bu çok vahim bir durum Feride K.Yavaş’lar! Siz neler yaşamışsınız, size neler yapmışlar böyle?
“Geçmiş dönemde olduğu gibi susardık” diyorsun/uz Feride K.Yavaş’lar!
Geçmiş dönemde neden sustunuz Feride K.Yavaş’lar. Bunu nasıl yaparsınız neden susarsınız üstelik; sadece sen değil birçoğunuz susmuşsunuz Feride K.Yavaş!
Paylar dağıtılırken, birilerinin susmaları için ağzına paylar tıkılırken; siz neden kendi payınızı ağzınıza tıkatmadınız? Tıkatmadınız da ne yaptınız? Konuştunuz mu? Sonuçta; bırakın başkalarını, siz önemlisiniz Feride K.Yavaş siz… Siz de konuşmadınız di’mi Feride K.Yavaş; sustunuz.
O dönem sustuysan şimdi neden yazıyorsun/uz Feride K.Yavaş’lar?
Oh, evet. Tabii ben de ne salak kafayım, bunu anlayamadım. Bütün dünya duysun bunu: Ben salağım.
Tabii, tabii… Demokrat Çanakkale/Feride K.Yavaş’lar, eski rektöre yakın değilmiş, uzağında kalmış pay dağıtılırken… Şimdi, yeni rektöre yakın olduğu için “ağzına payını tıkatmış” ve payını aldığı için, Ferideler de oturup yazı yazıyor, “Çanakkale’nin sorunları üzerine yoruluyorlar” tabii ki. Bu kadar basit. Bu kadar açık değil mi?
Ah, Feride K.Yavaş ve diğerleri… Alınlarından (ellerinden miydi yoksa) öpülecekler… Sevgi pınarları…
Evet, bu kadar açık Feride K.Yavaş/Demokrat Çanakkale… Her şey çok açık…
Her şey çok açık seçik, “tabak” gibi görünüyor… Bazı “fazla açıklar” olsa da, o da zamanla telafi edilir ve benim de maksadım bu zaten; yardımcı olmak. Birbirimizi sevmek, Çanakkalemizde, evimizde kardeş kardeş yaşayıp, Feridelerin bildiğini bizim de bilmemiz için çabalıyorum (bununla ilgili: “kardeşiz, biz biliyoruz” ve benzeri “özdeyişlerinizi” nasipse haftaya yazmak istiyorum.)
İşte bu bağlamda(!) “Geçmiş dönemde Ferideler ne yapmış, şimdi ne yapıyorlar”ın, pek açık olmayan, anlaşılmayan kısımlarına değinmek istedim. Burada biraz “yardımcı ders kitabı” karıştırmak gerekli gibi duruyor...
9. paragraftaki üç cümleyi anlamaya çalışalım bakalım:
Bu cümlelerdeki anahtar kelime “rektör”dür bana göre.
Ne diyor Feride K.Yavaş’lar bakalım mı? Acele etmeden yavaş yavaş gidelim öyleyse:
“Neymiş, biz rektöre yakınmışız.” diyor Feride K.Yavaş’lar.
Rektör kim? Sedat Laçiner.
Mesafeleri ne rektöre? Uzak.(Yakın olduklarını müfteriler -meselâ Hedef gazetesi- söylüyor!)
“Madem rektöre yakınız, geçmiş dönemde olduğu gibi susardık,” diyor Feride K.Yavaş’lar.
Geçmiş dönemdeki rektör kim? Ali Akdemir.
Geçmiş dönemdeki rektöre mesafeleri? Uzak.
Nerden anlıyoruz? Yakın olsalarmış susmaları gerekirmiş.
Geçmiş dönemde ne yapıyormuş Ferideler? Susuyorlar.
Buradan ne anlıyoruz?
Geçmiş dönemde rektör Ali Akdemir’den uzak oldukları için Feride K.Yavaş ve arkadaşları susuyorlar.
Yeni dönemde de susmuyorlar ve rektöre yakın değil, uzaklar; Feride K.Yavaş ve arkadaşları.
O zaman bazı soruları sormamız gerekiyor:
Uzak olduğunuz Ali Akdemir döneminde neden sustunuz?
Susmadıysanız sizi Ali Akdemir mi susturdu?
Uzak olduğunuz Sedat Laçiner döneminde neden susmadınız?
Susacaktınız da sizi, Sedat Laçiner mi konuşturdu?
Yoksa yaradandan “konuş ya Feride K.Yavaş’lar” mı geldi?
Yoksa Sedat Laçiner ağzınızdaki “payı” mı aldı.?
Öyle ya; “birilerinin de ağzına susmaları için bir pay tıkardık, olur biterdi” dediğiniz gibi
eski rektör Ali Akdemir, sizin ağzınıza bir “pay tıktı” siz de susmuştunuz!
Niye? Yazacak yer mi bulamadınız? Yazıcılığınız mı yoktu? Yoksa Demokratlığınız gelmemiş miydi daha? diye birçok soru da sorulabilir ama ne gereği var di’mi bunları kurcalamanın…
Şimdi de yeni rektör Sedat Laçiner, ağzınıza tıkılı payınızı çekti; yazıcılığa başladınız!
Yoksa yazacak yer mi buldunuz? Yazıcılığınızın mayası mı kabardı? Ya da Demokratlığınızın zamanı mı geldi?
Böyle mi anlamamız lâzım.
Bakın Feride K.Yavaş’lar bu soruları hep kendime soruyorum ve sizin “sahte” olmadığınızı, ne kadar “samimi” olduğunuzu, ne kadar “hakk”tan yana olduğunuzu açığa çıkarmak ve anlamak için kendimle uğraşıyorum.
Yoksa; soru, soru, soru… Bunun sonu yok. Siz de haklısınız. Hangi birisini cevaplayacaksınız ki? İşiniz gücünüz yokmuş gibi ben de işte… Kolay mı “Çanakkale’nin sorunları üzerine yorulmak” di’mi, o kadar işinizin gücünüzün arasında...
İyi ki bir de “rektörle” uğraşmak diye bir sorununuz yok ve de çok güçlü bir demokrat kişiliğiniz var Feride K.Yavaş/Demokrat Çanakkale!
Son cümleler:
Paragraf 10’dan: “Ya Ali Akdemir’e ne diyeyim. Adam sadece kendisine oy verenleri ‘onurlu’ sayıyor. Herkese hakaretler yağdırıyor.” diyorsunuz ya; yazıyı bitirirayak ben yine sabrımı muhafaza edemiyorum ne yazık ki...
Bu kadar açık vermeyin kendinizden lütfen.
Hem Ali Akdemir döneminde, dut yemiş bülbül misali oluyorsunuz, hem de kendinizi “onurlu” sayıyorsunuz. Hem “adam” diyorsunuz, hem de “hakaretten” söz ediyorsunuz, olmuyor …
Bir dönüp bakın lütfen yazılarınıza, “sahte değil mi, hakaret etmiyor musunuz?”
Dip not: Bahse konu yazı 30 Aralık 2011 tarihli Demokrat Çanakkale’de yayımlanmıştır.