Çatışma ödülü…
Çanakkale’nin ödül verme geleneği küçümsenmeyecek boyutta olumlu bir noktadadır. Sivil toplum örgütleri başta olmak üzere bu konudaki karnemiz iyidir. Bu tespitten hareket ile bir önerimi paylaşmak istiyorum.
Bu ödül verme geleneğine bir kazanım daha katalım; “Yılın çatışan kurumu ödülü’nü ”yaratalım.
2012 Yılı için aday olarak ; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü’nü öneriyorum.
Neden mi?
Şöyle bir geçmişte yaşanmışlara bir bakalım.
ÇOMÜ yeni rektörü ile, kentte çatışmadığı kurum kalmadı. Çanakkale Belediyesi, Kepez Belediyesi, Çanakkale Barosu, Terzioğlu Vakfı, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası, kendi çalışanları, sendikalar, basın kurumları, öğrenciler...
Her halde bu kadar çatışma alanı, bu ödül için yeterli olur sanırım.
Kendisi gibi düşünmeyen her kesimi yok etme, bastırma kültürü ile hareket eden ÇOMÜ Rektörlüğü bu çatışma kültürünün etkileri ile öylesine gözü dönmüş bir hale gelmiş ki; konusu ÇOMÜ olan her haberden rahatsızlık duymakta sindirmek için bildik yöntemleri hemen devreye almaktadır.
Vitalis Kafe ile Üniversite arasındaki bir sorunu haberleştiren meslektaşlarımızı bile mahkemeye verecek kadar gözü dönmüşlük ancak bazı hedefler temelinde açıklanabilir. Bu da ilgili kurumun Çanakkale’yi kendi ideolojik kavrayışı temelinde dizayn etme çabasıdır. Bu gerçek; son yapılan tamamen uydurmalar üzerine kurgulanmış basın açıklaması ile daha net gözükmektedir.
İşten atılan işçiler ile ilgili gerçek gün gibi ortada iken çarpıtarak ve özellik ile sendikal hakları hedef alan tarzı ile ÇOMÜ yönetimi ne yapmak istemektir sorusunun cevabı şimdi daha net. ÇOMÜ yönetimi siyasallaşmış niteliği ile, bu kentte daha çok çatışmaların öznesi olacaktır. Yani; gelecek açısından da “çatışma ödülü’nün” potansiyel adayı konumundadır. Bu emek düşmanı tarz ile başlayan kendi hedeflerine uygun bir platformda sürdürdüğü çalışmaların, bilimsel çalışmalar ile hiçbir ilgisi yoktur.
Bu süreç ÇOMÜ’nün gün geçtikçe kent ile bağını koparacak bir gelişmeyi de beraberinde getirecektir.
Zaten yeni rektör ile birlikte kendi kabuğunda ve kampüslerinde kendi rüzgarlarının esintileri ile yetinmekte, üniversite kent işbirliğine dönük çalışmaları gün geçtikçe önemsizleşmektedir.
Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi bu alandaki istisnai bir durumdur. Biraz da, bu işin doğasının getirmiş olduğu şartlar bunu bir zorunluluk haline getirmiştir.
Biz Çanakkale olarak üniversitenin değerini biliyoruz, Çanakkale için önemsiz bir kuruma dönüştürülmesine ve kendisini soyutlamasına izin vermeyeceğiz. Onun için gerçekleri yazacağız; biliyoruz ki gerçekler her zaman kazanacaktır. Kentin sorumlu aktörlerinin de tavrı bu yönde olmalıdır, ÇOMÜ yönetimi kendi hedefleri ile üniversiteyi ve bu kenti dizayn edemeyecektir.
Yoğunlaşan çevre gündemi
Kazdağları’nda birbiri ardına kabul edilen ÇED raporları ile gelişen şartlar dikkatleri Kazdağları üzerine yönlendirdi. Halkın onayı olmadan verilen ÇED kararları hassasiyeti artırdı. Çanakkale Valisinin bu konudaki hassasiyetini de iyi analiz etmek gerekir.
Yaşanabilecek olumsuzlukların minimum düzeye indirilmesi konusunda Vali Güngör Azim Tuna hassas davranarak; sorumlu birimlere titiz davranmaları konusunda uyarılarını yapmış durumda. Bu uyarıların gerekleri yerine getirilecek mi bunu izleyeceğiz.
Bu konudaki gelişmeler geniş bir kesimin bu noktada yoğunlaşmasını sağlarken bir de sessizliği seçen bir kurumumuz var; ÇOMÜ... Kendi hedefleri için gazeteciler başta olmak üzere herkese karşı agresifliğini sürdüren ÇOMÜ, bu konuda hiç ses vermemektedir.
Varın, siz düşünün nedenlerini…