Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Çarpıtmanın böylesi ve provokasyon

1266
Bugüne kadar gerçekleri çarpıtarak, kişilere kurumlara çamur atıp, onları itibarsızlaştırma adına yayınlarını sürdüren kimliksiz, tetikçi ve provokatör grup yine bir yazımdan dolayı beni hedef göstererek yeni bir provokasyon peşinde .
Önce şunu belirtmeliyim ki; bu çabalar içersinde olanlar amaçlarına ulaşamayacaklar.
“Ramazan geldi hazımsızlık başladı” başlığı ile yapılan yayın ile yazım çarpıtılarak sanki Ramazan ayına karşıymışım gibi gösterilmek üzere bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır.
Benim tavrım; Ramazan ayına değil Ramazan ayına ayı nedeniyle halkın dini  duygularının siyasi olarak istismar edilmesinedir.
 Önce yazdıklarımı bir kez daha dikkatlerinize sunmak isterim ;
 “Ramazan geldi, varan  1; Çanakkale MÜSİAD Şube Başkanı Ali OsmanYıldız Çanakkale Özgürlük  Parkı’nda yapılacak olan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, Barkovizyon ile katılacağı iftara bütün Çanakkalelileri davet etti.
Bırakın vatandaşı, kendi inançlarını kendisi istediği gibi yaşasın, istismar etmeyin siyasete alet etmeyin.
Dayanışmanın, yardımlaşmanın özüne uygun hareket edin.
Ramazan ayını siyasi menfaatleriniz için istismar etmeyin.
Böylesi bir yaklaşımın sonuçlarının neler olduğu, olacağı bugün çok daha net olarak görülmektedir”
Yazı da  çok açık olarak görüldüğü gibi, Ramazan ayının siyasileştirerek bir iftar programında  barkovizyon ile Başbakana bağlanarak siyasi propaganda yapılmasına karşı çıkılmıştır.
Buradan hareketle Ramazan ayının siyasi olarak istismar edilmesine karşı bir tepki vardır, yoksa Ramazan ayına ilişkin bir sorun söz konusu değildir.
Peki yazım sonrasında,  çarpıtma ve bunun akabinde hedef gösterme temelinde yapılan bu yayının amacı nedir?
Bu yöntemler bildik yöntemler olup, bu yöntemlerle gerici planlarının önünü açmak isteyen gerici cephe tarihin her döneminde bu çabalarını çeşitli provokasyonlarla sonuçlandırarak birçok ilerici, aydın, demokrat, çağdaş insanın katledilmesine neden olmuştur.
İşte 21. Yılında Sivas gerçeği; yine provokasyon, yine din ve mezhep kışkırtmacılığı üzerinden sürdürülen bir tertip ve 35 aydının diri diri yakıldığı bir vahşet
Düşüncelerinden inançlarından ötürü katledilen 35 aydının failleri 21 yıldır korundu himaye edildi.
Katliam sanıkları zaman aşımı zırhına büründürülerek salıverildiğinde başbakan “hayırlı olsun” mesajı yayınlamıştı.
Bu gerici katliamı halkımız unutmadı, katilerin bulunması hesap sorulması adına sürdürülen mücadele bir demokrasi mücadelesi olarak hala sürdürülüyor.
Katledilen aydınlarımızın anıları adına, yaşanan insanlık dramı için Madımak’ın bir utanç müzesine dönüştürülmesi mücadelesi bugün hala gündemde.
Hepimiz biliyoruz ki burasını bir et lokantasına dönüştüren bir devlet zihniyetine sahip siyasal iradenin Alevi açılımı ile ilgili bugüne kadar ki her türlü girişimi fos çıkmıştır.
Dini değerler, mezhep kışkırtıcılığı üzerinden sürdürülen provokasyon politikalarının sonuçlarından biri olarak varılan  acı nokta; Madımak’ta insanlığın yakılması ile sonuçlamıştır.
Bugün Ortadoğu’da  aynı kaynaktan beslenen gerici çetelerin katliamlarını, insanlıktan uzak vahşet görüntülerini  hep birlikte izlemekteyiz.
Onun için halkın dini duygularının istismar edilerek  mezhepçilik üzerinden sürdürülen tertipler , etnik yapı, kimlikler temelinde   yapılan ayrımcılık ülkemizin , bölgemizin en ciddi sorunları arasındadır.
Ne yazık ki kentimizde de böylesi yöntemlerden medet uman, bu temelde sürdürülen çarpıtma ve dezenformasyon çabaları ile yaratılacak algı sonucunda oluşturulmak istenen bir provokatif ortam için faaliyette bulunan bazı güçlerin varlıklarına tanıklık etmekteyiz.
Kimliği belli olmayan, ÇOMÜ adının arkasına gizlenerek yayın yapan internet sitesinin bu konudaki sabıkası oldukça kabarıktır.
Kendileri gibi düşünmeyen gazeteciler, bilim insanları, sivil toplum örgütleri, sendikalar, siyasi partiler için sürdürdüğü bu hedef gösterme ve itibarsızlaştırma çabaları artık bardağı taşırmıştır.
Bu faaliyet hiçbir zaman için ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü kavramları sınırlarında ele alınacak bir tasarruf değildir.
Gizlenmiş kimlikler arkasında sürdürülen bu organize faaliyetler hakkında yetkilileri göreve davet ediyorum.
Günümüzde son derece hassas bir değer olan din kavramı üzerinden çarpıtma yöntemleriyle dinsizlik algısı yaratmak suretiyle hedef gösterme noktasındaki bu provokatif  tavrın son derece tehlikeli sonuçları olabilir.
Bu provokasyona bir kez daha dikkat çekmek istiyorum.
Gizlenmiş kimliklerle böylesi tertipler içersinde olan bu organize grup bu faaliyetini sürdürürken ismini kullanan ÇOMÜ yöneticilerinin de artık tehlikeli sonuçlar yaratacak bu gruba karşı tavır alma zamanı gelmiştir.
Bu tavrı almadığı sürece yaşanılan onca gelişmeden sonra artık ÇOMÜ yönetiminin niyetinin de sorgulanması gerekecektir.