Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Çark etmek zorunda kalmak!

Önce İsrail, şimdi Rusya programda da Suriye olsa gerek ! Yeni Osmanlıcı hayallerin çökmesinden sonra çark etmeler birbiri ardına gelmeye başladı. " Eski Türkiye geride kaldı, boynunu büken gündemi belirlenen özür dileyen Türkiye artık geride kaldı "sözlerinin anlamı demek böyle bir şey. Duvara toslamak adama neler yaptırıyor. AKP ilçe başkanı söylenen sözlerin ne ifade ettiğini anlamak açısından çok mahir bir kişilik; CHP il başkanının eleştirileri karşısında yapmış olduğu basın açıklamasıyla bunu gösterdi! Eh artık, özür dileyen Türkiye'nin geride kaldığına ilişkin tek adamın sözlerine de bir açıklık getirir herhalde!

2087

 

 

Tabi bununla da kalmayacağız kendisinden bazı ricalarımız daha olacak, Çanakkale halkını “aydınlatmalı”!

Ne demişti Recep Tayyip Erdoğan, 27 Kasım`da sarayında muhtarlara yaptığı konuşmasında "Özür dilemesi gereken taraf biz değiliz. Hava sahamızı ihlal edenler özür dilesin" demişti.

İlçe başkanı bu sözün ne anlama geldiğini açıklayınca anlayacaksınız, aslında Rusya’dan özür dilemiyoruz!

Bu arada HDP eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Rusya’yı ziyarete gittiğinde vatan haini ilan edilmişti.

Herhalde şimdi kendisinden de özür dilerler.

Gelelim şu İsrail ile yapılan anlaşmaya, AKP ilçe başkanı mahir kişiliği ile “van munit” krizi ile başlayan Mavi Marmara olayı ile süren krizin bugün ne oldu da anlaşmayla sonuçlandığını açıklayabilecek tek kişidir.

İsrail’i bir terör devleti olarak değerlendirip, “İsrail ile normalleşme olmaz” diyenler nasıl oldu da böylesi bir dönüş yaptılar.

Hele hele o Davos’ta, “van münit “ çıkışı yok mu; Kasımpaşalı olmak  böyle olur dedirten…

Ülkeye dönüşünde bir kahraman gibi karşılanan şahsiyete ne oldu, nerede kaldı o kahramanlık gösterileri…

Şimdi AKP ilçe başkanı bizlere Recep Tayyip Erdoğan’ın van münit krizinden itibaren İsrail hakkında söylediklerinin ne anlama geldiğini açıklayacaktır, açıklamalıdır ki “dün dündür, bugün bugündür” siyasetinin  yeni versiyonunu daha iyi anlayabilelim.

Kendisi söylenenlerin ne anlama geldiğini çok iyi bilenlerimizden,  biraz fazla ödev verdik ama olsun, hepsinin üstesinden gelecektir

Değil mi ki siyaseti, “öyle demek istememişti” gibi bir kaçış içinde yapıyor, bunu da yerine getirecektir, yok yok kaçacak bir yeri kalmamıştır.

Ancak toptancı bir şekilde ülkemizin menfaatleri için bunları yaptık derse halkımızın deyimiyle; bunu yemezler!

Tüm bunlar, dış siyasette duvara çapmanın bir sonucudur.

Bununla birlikte dünya konjonktüründe kapitalist emperyalist sistemin getirdiği dayatmalara boyun eğmek, ülke içerisindeki insanlık düşmanı uygulamalar karşısında ilerici kamuoyunun uluslararası düzeyde sürdürdüğü hukuki girişimlerin yaratacağı sonuçlara karşı güvenlik kalkanı yaratma hazırlıklarıdır, bu çark edişler…

Ülkesinin menfaatini düşünenler öncelikle kendi halklarına, topla tankla bombalarla savaş politikaları uygulamaz, sokak ortasında çocukların yaşlıların öldürülmesine izin vermez, yıkılan yakılan evlerin altında onlarca sivil insanın ölümüne göz yummaz, evlerini yıkıp yakarak yüzbinlerce insanın göç etmesine yol açan politikalardan uzak durur.

Ülkesinin “güvenliği” adına Rusya ve İsrail ile sorunların çözümü adına anlaşmalar yapanlar, kendi ülkesinde halkına savaş açıyorsa bu kelimenin tam anlamıyla bir ikiyüzlülüktür.

Biliniz ki böylesi bir akıl, hiçbir zaman istikrarlı politikalar üretemez, gün gelir bu anlaşmalar bir yerden kopar, geçersiz hale gelir.

Günün koşullarında işbirlikçi olmanın getirmiş olduğu politikalara uygun olarak boyun eğmek siyasal iradenin stratejik önceliği haline gelmiştir.

Yarın neler ile karşılaşırız hiç belli değil, kapitalizmin istikrarsızlığı işte böyle bir şey…

Güneş balçıkla sıvanmaz, onursuz siyasetinizi hiç bir şekilde gizleyemeyeceksiniz , özellikle bu gelişmelerden sonra!...