Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Çanakkaleli kadınların barış çağrısına destek olalım.

Hafta sonu Çanakkaleli kadınlar ülkemizin içersine sürüklendiği savaş durumuna karşı savaşın acılarını en fazla yaşayan anneler olarak barıştan yana olan herkesi savaşa karşı tavır almaya davet etiler. Bu son derece masum çağrının, Çanakkaleliler olarak destekçisi olmak tamamıyla vicdani ve insani bir tavır olacaktır. Her ne şekilde olursa olsun, tarafları kim olursa olsun, düşüncesi, üniforması ne olursa olsun kaybettiğimiz canları ayırmadan insan olmanın gereğini yerine getirmenin zamanıdır.

1201

 Ülkemizin bu duruma getirilmesinin nedeni kapitalist emperyalist sistemin yönetemezlik krizidir.

Sistem temsilcileri varlıklarını sürdürmek için her şeyi mubah olarak görürler.

Onlar için yitirdiğimiz gençlerin polislerin askerlerimizin sivil insanlarımızın hiçbir önemi yoktur.

Onların bütün sorunu, insanın insan tarafından sömürüldüğü vahşi kapitalizmin varlığını sürdürmektir.

Bunun içinde her türlü tezgâha, yalana, demagojiye provokasyona başvurmaktan çekinmezler.

Bugün yaşadıklarımız tam da bu gerçeklere tekabül etmektedir.

Yıllardır sürdürülen şoven, ırkçı düşmanlaştırıcı nefret ve intikam politikalarıyla vatan millet sakarya edebiyatıyla tutturdukları bölücülük paranoyasının karşılığının olmadığının ortaya çıkması, halkların barış içersinde kardeşçe bir arada yaşama iradeleri karşısında 7 Haziran seçimlerinde halkların kendilerine gösterdiği kırmızı kartın vermiş olduğu ruh haliyle Suruç’da gerçekleştirilen katliam sonrasındaki gelişmeler ile şimdi savaş denilen bir felaketin eşiğine geldik.

Seçim döneminde HDP üzerinden sürdürülen provokatif eylemler ile HDP’nin barajı aşmasını engelleyemeyen siyasi irade şimdi meşruluğunu yitirmiş bir hükümet aracılığıyla yeniden tek başına hükümet olmanın hesaplarıyla harekete geçip  HDP’yi baraj altında bırakmak hedefiyle yeni bir seçime hazırlanmaktadır.

Oy hesaplarıyla bugüne kadar sürdürülen çatışmasızlık halini bir çırpıda yok eden, savaş politikalarından medet uman siyasi irade şimdi HDP’yi kriminalize etmeye çalışarak amaçlarına ulaşmak istemektedir.

Ancak her gün yitirdiğimiz canlarımızdan daha kıymetli hiçbir şey olamaz.

Tüm barış taraftarları şimdi bu tezgahı boşa çıkarmak için daha fazla kenetlenmeli ve bu savaş politikalarına izin vermemelidir.

Yeniden çatışmasızlık halinin sağlanması, askeri operasyonlara son verilmesi, PKK’nın hiçbir şekilde şiddet içeren eylemlerden uzak durması için; barış iradesinin güçlü bir şekilde varlığını ortaya koyması  gerekmektedir.

Barıştan daha değerli hiçbir şey olamaz.

Sermaye düzeni kendi çıkarları için onca insanımızın canına mal olacak bu kaos ortamını sürdürmek üzere düğmeye basmış ise savaşın panzehiri barış güçleri de bu iğrenç tezgahı boşa çıkarmak için elinden gelen her türlü girişimde bulunmalıdır.

Unutmayınız ki yitirdiğimiz bu canlar bir avuç sermayedarın düzenlerini devam ettirmek için savaş politikalarına duyduğu ihtiyacın sonucudur.

Savaşta kaybettiğimiz canlarımız da bu yüzden hep yoksulların dar gelirlilerin çocukları olmaktadır.

Savaş koşulları aynı zamanda emek sömürüsünün daha yoğun olarak yaşama geçirildiği şartları da beraberinde getirmektedir.

Bu gerçekleri göz önünde bulundurarak, savaşa karşı etnik kimlik, dini inanç, mezhep demeden, hep birlikte tavır almak zorundayız.

Yıllardır halkları birbirine düşürerek sürdürdükleri savaş çatışma ve beraberindeki acılar ve ölümler üzerinden hamasi nutuklar atarak siyaset yapan, halkları birbirine karşı kışkırtan,  şiddet politikalarını meşrulaştırmak isteyenlere karşı şimdi barış içersinde bir arada yaşamı savunarak barış mücadelesine destek olmak zamanıdır.

Özelikle ırkçı intikamcı düşünce ve anlayışları geliştirerek savaş politikalarına destek yaratmak adına sürdürülen çabaları boşa çıkarmak, bu alanda yapılan propagandalar ile şiddet ve savaş politikaların etkisindeki ön yargıları kırmak adına, savaşlardan çıkarı olanların sadece sermaye olduğunu bıkmadan usanmadan anlatmak zorundayız.

Hiçbir insanımız ölmesin, eller tetiklerden çekilsin, demokratik müzakere yoluyla yaşadığımız sorunları aşmamak için hiçbir neden olamaz.

Barış içersinde bir arada kardeşçe yaşayabiliriz.

HDP bu konuda iradesini samimiyetle ortaya koymuştur.

Ancak siyasal iradenin temsilcisi meşruluğunu yitirmiş hükümet, savaş naraları atmaktan, yerle bir edinceye kadar operasyonlara devam etmekten dem vurmakta her geçen gün yeni bir yalan ve demagojiye sarılmaktadır.

Son olarak da Gezi Direnişi’nin çatışmasızlık halinin sonlanmasına neden olduğunu söyleyerek; özünde sorunun özgürlükler ve demokrasi olduğu gerçeğini kez daha ortaya koymuştur.

Her türlü özgürlük ve demokrasi talebini de yok etmek adına savaş politikalarına başvuran siyasal irade demokrasi ve özgürlük güçlerine karşı da yoğun bir operasyon sürdürmektedir.

Demokrasi ve özgürlük güçleri, operasyonlarla, tutuklamalarla savaş politikalarından nasiplerine düşeni alıyorlar.

Ülkemizin içersine sokulduğu bu felaket karşısında, dayanışma ve birlik ile bu politikaları boşa çıkarabiliriz.

Eğer bunu başaramazsak geleceğimiz son derece karanlık olacaktır.

Herkes barış için seferber olmalıdır, bu bir insani görevdir.

Yaşamın her alanında barış taleplerini haykırmalı, savaş ve şiddet politikalarını kendilerine rehber edinmiş sermayenin güçlerini durdurmalıyız.